Paylaş
Bir gazeteci için, köşesini, öteki şarapçılara haksızlık olacak, ayrıca reklam kokan böyle çok iddialı bir lafa ayırmak riskli bir şeydir.
Bugüne kadar bu kadar iddialı konuştuğumu da hatırlamıyorum.
* * *
Yine de bütün bunları göze alarak, bugüne kadar içtiğim en güzel Türk şarabını açıklayacağım.
Çünkü bu şarap bana göre çıtayı fena halde yükseltti.
SAKIN TÜRK ŞARABI İÇMEYİN DİYORDUM
Bundan 10 yıl öncesine kadar, “Sakın Türk şarabı içmeyin” diye yazıyordum.
Çünkü o berbat şarapları içerek, Türkiye’de şarapçılığın ilerlemesine mani olduğumuzu, bu kadar kötü şarap yapan üreticilerini cezalandırmamız gerektiğini düşünüyordum.
Bu düşüncem tamamen değişti.
Artık akşamları evimde en çok Türk şarabı içiyorum.
Bugüne kadar içtiğim en güzel Türk şarabını, bundan 6 ay kadar önce, Mimolette Restoran’da şef Murat Bozok’un hazırladığı harika bir mönüyle birlikte tattım.
Harikulade bir şaraptı. Abartmıyorum, Super Tuscan şarapları kalitesindeydi. Super Tuscan deyince de öyle Tignanello gibi fiyat bakımından alt sıradakileri değil, Masetto gibi en pahalılarını kastediyorum.
O ŞARABIN İLGİNÇ BİR HİKÂYESİ VAR
İçtiğim şarap, Kayra Vintage 2007 Sangiovese idi.
Masada şarabın yapımcısı Kaliforniyalı Daniel O’Donell de vardı.
O’Donell’ı takdir ettiğimi bilmeyen yok. Onun yaptığı Öküzgözü ve Şirazları ne kadar sevdiğimi hepiniz biliyorsunuz.
Ancak içtiğim 2007 Sangiovese, bunların hepsinden daha iyiydi.
Masada 6 gazeteci daha vardı.
Onlar da aynı fikirdeydi.
Bugüne kadar beğendiğim çok Türk şarabını yazdım.
Evet abartmadan tekrarlıyorum. “Türkiye’nin Masetto’su” işte bu şaraptır.
Rahatlıkla, “Ne kadar bulursanız alın” bile diyebilirim.
Kardeşim yeter bu kadar reklam yaptığın diyeceksiniz.
Merak etmeyin, bu şarabın ne kadar reklamını yapsam, kimse bana reklam yapıyorsun diyemez.
Neden mi?
Gelin size hikâyesini anlatayım.
ÖNCE O ŞARAP NASIL YAPILDI ONU DİNLEYİN
Anlattığım şarabın 2007’si olağanüstüydü. Zaten 2007 Türkiye’nin ender Millesim yıllarından biri. Bir öteki de 2005...
Hikâyesi de şöyle.
Daniel O’Donell 2007 yılında Manisa civarında dolaşırken, bir bağa rastlıyor. Üzüm dikkatini çekiyor, Çünkü Türkiye’de pek bulunmayan Sangiovese.
Denemek için, bağın sahibini arayıp buluyor ve o yılki hasadın hepsini alıyor.
O üzümden üretilen şarabı tattığında, hayatının en büyük sürprizlerinden biriyle karşılaşıyor.
Çünkü harikulade bir şarap çıkıyor.
Bu şaraptan sadece 2 bin 300 şişe üretildi.
Marketlerde satışa hiç sunulmadı. Sadece şarap mönüsü güçlü restoranlara verildi.
Bugün bu şarabı bu kadar iddiayla ve severek yazıyorum, çünkü çok sağlam iki nedeni var.
BİR: Şarap tamamen tükendi.
İKİ: Ama asıl neden şu. Bu şarap artık hiç üretilmeyecek.
Çünkü bağ sahibi, o yıl para getirmiyor diye bağını söktü.
Yani o şarabın reklamını yapmam mümkün değil.
Sadece, Türk şarapçılığında ulaşılacak çıtayı anlattığı için böylesine iddialı yazdım.
ÇOK ÖNEMLİ ÜÇ NOT:
BİR: Bu şarabın son şişelerinden birkaçını geçenlerde bir restoranda gördüm. Ama yazmam, çünkü işte o reklama girer.
İKİ: Her zaman şunu özellikle yazıyorum. Şarap, damak tadı işidir. Ben şarap uzmanı değil, iyi bir şarap içicisiyim. Yazdığım her şey, “Bana göre iyi” anlamına
geliyor. Yani siz, bir başka şarabı bundan çok daha fazla sevebilirsiniz.
ÜÇ: Alkol, fazla alınırsa, zararlı bir şeydir.
Ya Türkiye’nin en pahalı şarabı ne
- EN İYİ TÜRK ŞARABI MÖNÜSÜ Benim gidebildiğim yerlerde en iyi Türk şarabı mönüsü olan iki restoran Avrupa yakasında Ulus 29; Anadolu yakasında ise Lacivert.
- EN PAHALI ŞARAP 470 TL Her iki restoran da yeni bir uygulama başlattı.
Türk şaraplarının fiyatlarını, yıllarının kalitesine göre farklılaştırıyorlar.
Bugüne kadar rastladığım en pahalı Türk şarabı, Ulus 29’un mönüsündeki 2005 yılına ait Centum Şiraz.
Fiyatı 470 TL.
Bu da tükenmiş şaraplardan biri. 2009 ürününün restoran fiyatı 160 lira civarında.
- TÜRKİYE’NİN BURGONYA TADI NE Uzun yıllar Kalecik Karası üzümüne hep şüpheyle baktım. Ancak Vinkara’nın şaraplarını tadınca, anladım.
Türkiye’nin Pinot Noir tadını, yani Burgonya lezzetini veren şarap Kalecik Karası.
Kavaklıdere ve Vinkara’ya tebrikler.
- 2012’NİN BİR SÜRPRİZİ DE SUVLA İlk defa Masters of Vines yemeğinde tattım.
Gerçek bir sürpriz. Bu markayı dikkatle izlemeye aldım. İleride çok daha iyi işler yapacağına da eminim.
- ŞU İSMİ BİR YANA YAZIN Barbare adını bir yere yazın. Türk şarapçılığına Fransız kültüründen çok başarılı bir ürün geldi.
Önceki hafta Güneri Cıvaoğlu ile birlikte tattık. İkimiz de çok beğendik.
- URLA’DA PAZARLAMA DEHASI Urla şaraplarını hayranlıkla izliyorum. Etrafımda en çok konuşulan şaraplardan biri onlar.
İlerideki yıllarda çok daha da iyi sonuçlar alacaklarına eminim. Şarap bilgileri ve pazarlama dehaları çok iyi.
“Urla” adını, Bordeaux gibi bir bölge adı haline getirdiler.
Sizce en iyi Kürt şarabı hangisi
“Kürt şarabı da mı var” diye soracaksınız.
Artık her bölgenin, her kültürün şarabı var. Türkiye’de, “Kürt şarabı” diye bilinen bir şarabı ben bilmiyorum.
Ama bana göre, bu yılın en sürpriz şaraplardan biri, Diyarbakır’dan, daha doğrusu, Diyarbakır bölgesinin üzümünden geldi.
Evet 2012 yılının sürprizi “Boğazkere” oldu.
Türkiye, Elazığ’ın Öküzgözü’nü keşfetmişti.
Bu yıl da, Boğazkere üzümünden harika şaraplar geldi.
Bugüne kadar, öteki üzümlerle karıştırılan Boğazkere, meyvemsi tat seven insanlar için gerçek bir sürpriz.
Paylaş