İçime bir kurt düştü

GEÇEN pazartesi günü Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu’nun odasında Rahşan Ecevit’le sohbet ettik.

Yanında Emrehan Halıcı vardı.

Rahşan Hanım, "ittifak görüşmelerinin" ne olduğunu anlatmak için geldiğini söylüyor.

Amacının da "içimize bir kurt düşürmek" olduğunu belirtiyor.

* * *

Rahşan Hanım, "Türkiye’nin işgal altında olduğuna"
inanıyor.

Trakya’dan başlayıp Ardahan’da biten şöyle bir tablo çiziyor:

"Düşünebiliyor musunuz, bütün Trakya’yı Yunanlılar satın aldı."

Oradan Ege’ye geçiyor:

"Biliyorsunuz, Yunanistan Ege adalarını silahlandırmıştı. Şimdi bu adaların karşısındaki bütün sahilleri Yunanlılar satın alıyor."

Orada benim de evim olduğu için daha dikkatle dinlemeye başlıyorum.

"Biz adalar silahsızlansın derken, topraklarımız elden gidiyor."

Ege’den Akdeniz’e uzanıyor.

Hatay zaten malum.

"Çoktan gitmiş."

Her ne kadar vali, "Son 20 yılda yabancıların aldığı tek yer yok" dese de fark etmiyor.

Rahşan Hanım devam ediyor.

"GAP’ı Yahudiler alıyor. Bütün topraklar kapatıldı."

İlgimi göstermek için soruyorum:

"Biz biraz araştırdık; ama bunu kanıtlayan bir belgeye ulaşamadık. Tapu kadastro yetkilileri de böyle bir şeyin olmadığını söylüyor. Acaba sizin elinizde belgeler var mı?"

"Şimdiki kadastro müdürü söylemiyor. Ama bundan önceki gelip bize anlattı."

Ya somut belge...

"Belge yok; ama güvenilir bilgi var" diyor.

* * *

"Güvenilir bilgileri"
dinlemeye devam ediyoruz:

"Ani Harabeleri’nin etrafını İngilizler satın alıyor. Bunun için Türklerle ortak şirket kuruyorlar. Sonra Türkler hisselerini İngilizlere devrediyor."

Asıl "felaket" bundan sonra geliyor.

"İngilizler bu şirketleri alınca, hükümet de onlara büyükelçilik statüsü veriyor. Yani orası İngiliz toprağı oluyor. Düşünebiliyor musunuz, biz yarın oralarda savaşa girecek olsak ne yapacağız? Oraları İngiliz toprağı olmuş."

İtiraf edeyim, en uçuk komplo teorilerinde bile bunu işitmemiştim.

* * *

"İşgal edilmiş Anadolu" turu devam ediyor:

"Orta Anadolu’yu da Yahudiler alıyor."

Bu konuda da belge yok, "güvenilir bilgi" var.

Sonra düzeltiyor: "Türk Yahudileri alıyor."

Türk Yahudisi dediği insanların "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı" olduğunu, dolayısıyla istediği yerde ev, arsa alabileceğini söylüyorum.

"Ama onlar İsrailli şirketler adına alıyor" diyor.

Ben şaşkınlıkla dinlerken son darbeyi vuruyor: "Biliyor musunuz, son olarak ne öğrendim? Şimdi Kuş Cenneti’nin etrafını da hep yabancılar almış. Orası da elden gitmiş."

Rahşan
Hanım ayrıldıktan sonra kendi kendime sordum.

Acaba gerçek amacı, ittifak mı kurmak, yoksa yeni bir Erzurum veya Sivas Kongresi mi toplamak?

* * *

Rahşan Hanım’ın bir endişesi de, kadınların işten çıkarılması. Bunu da kendi gözlemi olarak anlatıyor:

"Ben eve gidip gelirken bankalara bakarım. Cam vitrinlerin arkasında hep kadınlar çalışırdı. Bir de müdürlerin bulunduğu bölmeler vardı. Orada da hep kadınları görürdüm. Kadın müdürler daha iyidir. Ama son zamanlarda bakıyorum, hep erkekler çalışıyor."

Bankaların çoğunun özel şirketler olduğunu, birçoğunun Batılı yabancı şirketler tarafından satın alındığını hatırlatma gereği duymuyorum.

* * *

Rahşan
Hanım içime gerçekten bir "kurt düşürmeyi" başardı.

Ya bunlara inanan insan sayısı sandığımızdan da fazlaysa...
Yazarın Tüm Yazıları