Hesaplaşma bu kadar hoyrat mı olmalı

DARBECİYMİŞ, şuymuş buymuş, hiç önemi yok.

Haberin Devamı

Doksan yaşındaki insana bu yapılmaz.

Bir insan “işkenceci” diye ona işkence yapılarak hesaplaşılmaz.

“Linç
” çığlıkları altında adalet dağıtılmaz.
  
* * *

Dün gazetelerde Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın ifadelerinin alınmasıyla ilgili haberleri içim burkularak okudum.

Doksan yaşında iki adam yataklarında...

Güya ifadeleri alınıyor...

-  Ayakta duracak halleri yok, “Niye buraya getirmediniz” diye bağıran bağırana...

-  Niye üzerinde kazak var diye soruyorlar.

-  Niye uyuyor diye bağırıyorlar.

-  Niye kahve veriyorlar diye itiraz ediyorlar.

Buna “darbelerle hesaplaşmak” mı diyoruz... 
  
* * *

Bu ülkenin genç insanları, 12 Eylül dönemini bilmeyen yeni nesiller...

Size sesleniyorum.

Sizlerin askeri darbelere ve darbecilere karşı olmanız çok doğaldır.

Öyle olmanız gerekir.

Ama bilin ki, o gün Türkiye halkının çok büyük çoğunluğu, bugün neredeyse ölüm döşeğindeki bu iki insanı destekliyordu.

Bugün zihnini toparlamakta güçlük çeken o iki insanın 12 Eylül’de yaptığı anayasaya yüzde 92 gibi ezici bir çoğunluk “Evet” oyu verdi.

Bugün linç çığlıklarıyla o yaşlı insanın üzerine yürüyenlerin bir bölümü, o insanları yerden yere vuran birçok köşe yazarı, aydın, 12 Eylül 1980 sabahı “Oh hayatımız kurtuldu” diye sevinç çığlıklarıyla birbirine sarılıyordu.
  
* * *

Haberin Devamı

Sanmayın ki bunları size yazan insan o darbeyi destekledi.

12 Eylül darbesinden sonra, aydınların çoğu tam siperken ben, siyasi hakları elinden alınan rahmetli Bülent Ecevit’le birlikte askeri yönetime karşı ‘Arayış’ dergisini çıkaran bir avuç insan arasındaydım.

O derginin parasını da bugün çalıştığım gazetenin sahibi Aydın Doğan veriyordu.

Biz nasıl bir toplum olduk böyle...

Bazılarının elinden gelse o iki yaşlı insanı kamu meydanında linç edecek...

Biliniz ki bu artık darbelerle hesaplaşma falan değil, düpedüz bir intikam nöbetine, bir linç histerisine dönüştü.
  
* * *

İspanya 40 yıl boyunca Franco diktatörlüğü altında yaşadı.

Unutmayın, 350 bin kişinin öldüğü, 50 bin kişinin infaz edildiği bir içsavaştan sonra gelen diktatörden söz ediyoruz.

Demokratik İspanya o dönemle hesaplaşmasını böyle 90 yaşındaki insanları yargılayarak yapmadı.

Geçmiş yerine geleceğe baktı. Demokrasi tutkusunu bütün halkın gönlüne yerleştirdi.

Evet Evren ve Şahinkaya darbe yaptı ama hiç olmazsa 40 yıl başımızda kalmadı. Üç yıl sonra yerlerini serbest seçimle gelen insanlara bıraktı.

Söyleyin Allah aşkına, 90 yaşındaki insanlara, yargılarken bu kadar hoyrat davranılmaması, hiç olmazsa Frankoculara yapılan muamelenin yapılması, “darbelerle hesaplaşma”ya darbe mi vurur?

Haberin Devamı

Adam gibi ölelim de ne için öleceğimizi bilelim

BAŞBAKAN Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başbakanı...

Yani onun ağzından çıkan sözler, Türkiye adına söylenen sözlerdir...

Öleceksek adam gibi ölelim...” diyor. Biz kimler ve ne için “adam gibi ölmeyi” göze alacağız? Önümüzde şöyle bir liste var:

-  Gazze’de Filistinliler için...

-  Suriye’de Esad karşıtları için.

-  Irak’ta Sünniler için...
  
* * *

Asıl soru şu: Gün gelir, gerçekten adam gibi ölür müyüz?

İşte orada rahat olun.

Biliniz ki, Başbakan Erdoğan’ın “tarz-ı siyaset”i iki temel üzerine kuruludur:

Belagatte şiddet, eylemde suhulet...

Bilin ki, Türkiye’yi savaşa sokmaz.

Asıl amacı Türkiye’yi adam gibi öldürtmek değil, adam gibi yaşatmaktır...

Ve bu siyaseti müthiş bir başarıyla yürütmektedir.

Biz 10 yıl içinde bunu öğrendik.

Artık dünya da öğrendi.

Haberin Devamı

Cumhuriyet tarihinde ekonomiyi en iyi kim yönetti

BAŞBAKAN Erdoğan, geçen salı günü grup toplantısında, yatıp kalkıp Atatürk’e küfreden aşiret liberallerinden kendini ayırdı.

1923’ü, Türk tarihindeki önemli yerine oturttu. Kuruluş yıllarının zorluklarını kabul etti. Kendini o dönemle mukayese etmediğini söyledi. Asıl çok partili hayatın performansıyla karşılaştırma yaptığını bildirdi.

Madem bu yararlı tartışma başladı, o zaman cumhuriyet tarihimizin ve çok partili hayatımızın bazı rakamlarını ve gerçeklerini bir kere daha hatırlayalım.

TÜRKİYE’NİN 60 YILLIK ÇOK PARTİLİ HAYATI

43 yılını, Başbakan Erdoğan’ın da reddi miras etmediği sağ muhafazakâr partiler ve liderler yönetti.

-  4 yıl, sosyal demokrat Bülent Ecevit ve Erdal İnönü 1.5 ay (Demirel Köşk’e çıkınca koalisyon ortağı olarak vekaleten) başbakandı.

-5 yılı askeri yönetim altında, 4 yılı da ara rejim hükümetleri dönemiyle geçti.

Haberin Devamı

ÇOK PARTİLİ HAYAT BOYUNCA TÜRKİYE HANGİ HIZLA BÜYÜDÜ

ADNAN MENDERES: 1950-60 arası/yüzde 7.3

SÜLEYMAN DEMİREL: 1966-71 arası/yüzde 6.5

-  TURGUT ÖZAL: 1983-1991 arası/yüzde 5.2

-  GÜL-ERDOĞAN: 2002-2010 arası/yüzde 4.9

-  ERDOĞAN: 2011/yüzde 8.5.

CUMHURİYET DÖNEMİ: 1923-2009/yüzde 4.8

-ÖNÜMÜZDEKİ 5 YIL HEDEFİ: 2012-2017/yüzde 5.2

Bu rakamlara bakılırsa Türk ekonomisi, iniş çıkışları olsa da 1923’ten beri o kadar da kötü yönetilmemiş.

Yani bugünü haklı olarak överken, geçmişi de karalamamızı gerektirecek durum yok.

 

Yazarın Tüm Yazıları