Paylaş
İnsan bu haliyle uçkur çözebilir mi...
Kapıdan çıkarken fark ettim ki, saçlarım hâlâ nemli.
Tansu’ya, “Bana bir şapka ver” dedim. Kastettiğim şey, Davos’ta kullandığım, aynaya baktığımda kendimi “cool” hissettiğim yün bir bone.
Hani Brad Pitt’in filan taktığı cinsten.
Oysa Tansu elinde bir fötr şapkayla çıkıp geldi.
Rahmetli kayınpederim Hüdai Oral’ın “Borsalino” marka şapkasıymış.
Hayatımda hiç fötr şapka giymemiştim.
Bir an önce Harem’e girmek için acelem olduğundan şapkayı aldım ve fırladım.
HOCAM HAREME FÖTR ŞAPKAYLA GİRİLİR Mİ
Yolda fark ettiğim ilk şey şuydu:
Benim kafam kayınpederiminkinden büyükmüş.
Çünkü şapka biraz küçük geldi.
Artık yapacak bir şey yoktu, Harem’e kafama küçük gelen fötr bir şapkayla girecektim.
Biraz sonra, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. İlber Ortaylı’nın odasındaydım.
Daha paltomu çıkarmadan sordum:
“Hocam Harem’e fötr şapka ile girilir mi?”
“Ben başımda bere ile giriyorum. Sen de fötr şapkayla girebilirsin” dedi.
Böylece fetvayı almıştım...
KAPIDA HALİT ERGENÇ’LE KARŞILAŞMAYAYIM MI
Önceki gün “4 Yüz” ekibi olarak Topkapı Sarayı’ndaydık.
Muhteşem dörtlü bu pazar günü, Hürrem Sultan’la bütün dünyaya kapılarını açan Harem’den yazacak.
Daha doğrusu, herkes “kendi haremini” yazacak.
İnsan haremini açar mı diyeceksiniz, açar.
Hürriyet şeffaf bir gazete!
İlber Ortaylı başkanlığında, Saray’ın uzmanları ile birlikte Harem’e girerken, kapıda tanıdık bir simayla karşılaştık.
Muhteşem Yüzyıl dizisi çekiliyordu. Halit Ergenç’le karşılaştık.
Kar altında, filmdekinden bile heybetli duruyordu.
Birlikte fotoğraf çektirmeyi teklif ettik. Ancak kontratları gereği, set dışındaki insanlarla fotoğraf çektiremiyorlarmış.
PALTOSUNU ÇIKARAMIYOR HAREME NASIL GİRECEK
Haremin içinde fotoğraf çektiriyoruz ama bir problem var.
Hava öylesine soğuk ki, paltoları çıkaramıyoruz.
Ben gribi atlatamamışım, fötr şapkayı çıkaramıyorum.
Sedat Ergin ve Ahmet Hakan, haremde bırakın uçkur çözmeyi, paltolarını bile çıkaramıyorlar.
Sedat, soğuktan alabildiğine mutsuz. İki dakika sonra, İlber Ortaylı’nın sıcak odasına sığınıyor.
Ahmet’e gelince, ondan biraz daha umutluyum. Muhafazakâr kesimden geldiği için, Harem’e daha sıcak bakar gibi bir his var içimde.
Ama nerede, Atiye Sokak onu fena bozmuş.
Gözü de gönlü de Harem’de değil, House Cafe’de...
Anlayacağınız, “4 Yüz şebekesi”nden, Harem’e aslanlar gibi, göğsünü gere gere giren ve orada uzun süre kalan tek kişi benim.
PAZAR GÜNÜ HAREMİMDEKİ KADINLARI AÇIKLIYORUM
İşte orada, tek başıma oturdum ve haremime giren kadınların listesini çıkardım.
Listeyi merak mı ettiniz?
Pazar gününü bekleyin...
Clooney’in en nefret ettiği insan tanıdık biri
Tanıdığım kadınların çoğu, George Clooney’e hayran.
Ben de hayranım.
Neden derseniz...
- Güzel bir erkek.
- Farklı bir erkek.
- Duruşu olan bir erkek.
- Erkekliği iyi taşıyan bir erkek.
Bütün bunlar onu benim gözümde “büyük erkek” kategorisine sokuyor.
* * *
Soracaksınız, “erkeklik duruşu” nedir?
Vanity Fair dergisinin Şubat 2012, sayısında, onunla yapılmış tek cümlelik cevaplardan oluşan bir mülakat var.
Orada bazı sorulara verdiği cevaplar, aynı zamanda bu sorunun da cevabını veriyor:
- Vanity Fair: Kendinizin en sevmediğiniz tarafınız nedir?
George Clooney: Eleştiriye tepki göstermem.
- Başkalarının en sevmediğiniz tarafı nedir?
- Eleştiri.
- En nefret ettiğiniz yaşayan şahsiyet?
- Kuzey Sudan Devlet Başkanı Hasan El Beşir.
- Kadınlarda en sevdiğiniz yan?
- İncelik.
- Arkadaşlarınızın en sevdiğiniz yanı
- Mizah duygusu.
- Gerçek hayattaki kahramanlarınız kimdir?
- Tehlikenin üzerine yürüyenler, ondan uzak durmayanlar. Sadece askerler ve itfaiyeciler değil, aynı zamanda yardım işçileri ve...
Evet, ve gazeteciler...
Cevapları okurken fark ettim ki, bunlar, sadece erkeklere değil, düzgün bütün insanlara ait özellikler.
* * *
Clooney siyasete ilgi duyan bir aktör.
İleride Amerikan Başkanlığı için aday olacağı söyleniyor.
Düşündüm, bizim de bir gün Clooney gibi bir başkanımız olabilir mi?
Şu özelliklerine bir kere daha bakın.
“Eleştirilere tepki gösterenleri sevmeyen”, “Bütün dünya tarafından uluslararası suçlu ilan edilen Sudan Devlet Başkanı’ndan nefret eden”, “Kadınlarda incelik arayan”, “Arkadaşlarında en sevdiği özelliğin mizah duygusu olduğunu söyleyen” ve “Gazetecileri kahraman olarak gören” bir siyasetçi.
ABD’de olabilir, ama Türkiye’de... Ben söylemem. Siz cevap verin...
Paylaş