Haber kolay manşet zor

DÜN yazı işleri toplantısına başladığımızda manşetin ne olacağı belliydi.

Tabii türbanın üniversitede serbest bırakılmasını işleyecektik.

Haber vardı, ama manşeti bulmak gerçekten çok zordu.

Ne diyecektik?

Arkadaşlarımızın bir bölümü haklı olarak çok şüpheciydi.

Kafalarında hem sorular, hem de büyük şüpheler vardı.

Sadece bizim mi?

AKP’nin anayasa taslağını hazırlattığı Prof. Ergun Özbudun’un da şüpheleri vardı.

Buraya bir parantez açıp, uzun yıllardan beri tanıdığım Prof. Özbudun’la ilgili görüşümü yazayım.

Özbudun Hocamız, gerçekten iyi bir anayasacıdır ve modern Türkiye’nin ilkelerine inanmış bir insandır.

Onunla her konuda aynı fikirde olmasam bile, samimiyetine ve tarafsızlığına güvenirim.

Nitekim endişelerini en açık dille ifade ediyor.

Etkili de oluyor.

Biz bu konuları tartışırken, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek aradı.

Kafamızdaki bütün soruları sordum.

O da en açık ifadelerle cevapladı.

O cevapları yanda okuyacaksınız.

* * *

Çiçek’le konuşmadan sonra gelip bunu yazı işlerindeki arkadaşlara anlattım.

Çoğunluğu tam ikna olmuş değildi.

Haksız da değiller.

Çünkü ortada öyle büyük, öyle derin şüpheler ve aldatılmışlıklar var ki, bunların giderilmesi zaman alacak.

Ben, türban konusunun anayasaya girmesine şiddetle karşı çıktım.

Bu konu, türban olarak anayasaya girmedi.

Bunu olumlu ve önemli bir adım olarak görüyorum.

Ayrıca türbanı "dini bir simge olmaktan çıkarmaya" yönelik niyeti de dikkate alıyorum.

Son 20 yıla kadar benim annemin de taktığı ve bizim "eşarp takma" olarak bildiğimiz bir baş örtme biçiminin tarif edilmesi de önemli.

Hatta, gülünç falan diye düşünmeyip kanuna da konabilir.

O fotoğraf, üniversite kapılarındaki güvenlik görevlilerinin de işini kolaylaştırır.

Geliyorum asıl noktaya.

AKP ve MHP, bu formülü halka açıklamakla çok önemli bir "dini içtihat" oluşturdular.

Demek ki, inançlı bir kız veya kadın, başörtüsünü anneannemiz gibi de takabilirmiş.

Peki bütün bunlara rağmen hálá klasik türbanla üniversiteye girmeye kalkan olursa?

İşte o zaman onların niyetinin gerçekten bozuk olduğuna inanacağız.

Eğer hükümet de samimiyse, polis onları kapı önünden çevirecek.

* * *

Şimdi Başbakan’dan, MHP Lideri’nden ve hükümet üyelerinden kesin ve açık ifadelerle kamuoyuna şu sözleri vermelerini bekliyorum.

Klasik türbanlılar kesinlikle üniversiteye alınmayacak.

Bu uygulama kesinlikle ilk, orta ve liseye yayılmayacak.

Başı örtülüler devlet dairelerinde kesinlikle çalışamayacak.


Bir de Anadolu şehirlerinde başını örtmeyen kızlara aileleri ve çevreleri tarafından yapılacak baskılar var.

Başbakan onları da şimdiden uyarmalı ve böyle örnekler olduğu zaman kararlı biçimde karşı çıkmalı.

Peki bizler bu sözlere inanacak kadar saf mıyız?

Ben saf değilim ama, Başbakan bizi saf yerine koyuyorsa, bu da onun mertliğini ve Kasımpaşalılığını ilgilendiren bir şey olur.

Ülke yönetmek, samimiyet, dürüstlük ve güven gerektiriyorsa, işte imtihan salonu...

Çiçek: Kanuna fotoğraf koymayı bile düşündük

Klasik türban takan kızlar üniversiteye girebilecek mi?

Kesinlikle giremeyecek. Sadece çenesinin altında bağlayan girebilecek.

Bu ne anlama geliyor?

Bu konuyu tartışırken önce "geleneksel Anadolu başörtüsü" diyelim diye düşündük. Ama Anadolu’nun bazı yerlerinde geleneksel kara çarşaf bile akla gelebilir diye vazgeçtik. Bunun üzerine gülünç gelebilecek bir fikri bile tartıştık. Kanuna başörtüsünün nasıl bağlanacağını gösteren bir fotoğraf koyalım dedik.

İlk, orta ve liselere başı kapalı girilebilecek mi?

Üniversite dışındaki okullara kesinlikle başı kapalı girilemeyecek.

Ama Prof. Özbudun bile bu haliyle geçerse, çarşaflı da girer, ilk, orta ve lisede de başı kapalı okula girebilir diyor?

Tekrar ediyorum. Kesinlikle böyle bir şey olmayacak. Bu endişeyi gidermek için Anayasa’ya "sadece üniversiteyi bağlayacağına" dair bir ifade koyacağız. Ayrıca bu anayasa değişikliğinin ve kanunların tartışmasında söylenen sözler, gerekçeler de olacak.

Ya devlet daireleri? Başı kapalı kadınlar devlet dairelerinde çalışabilecek mi?


Kesinlikle çalışamayacak. Eski uygulama aynen devam edecek.

Ya bir kız çıkıp, "Benim başı örtülü üniversiteye gitmeme izin verdiniz. Ben doktor oldum. Hastanede çalışamayacak mıyım" derse?

Şunu açıkça ifade ediyorum. Başı örtülü biçimde üniversiteye giden bir kız, ilerde devlet dairesinde çalışabileceğini düşünmesin. Böyle bir şey olmayacak.

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in söyledikleri böyle.
Yazarın Tüm Yazıları