Gerçek nedeni oral seks mi

Ben Michael Douglas’ı hayatımda hiç böyle görmedim.
Onu seks bağımlılığından, yani basbayağı kadına düşkünlükten tedavi görmüş kadın delisi bir erkek diye biliyordum.
Fotoğraf aşağıda... Siz de bakın.

Onu bugüne kadar hiç böyle görmedim.

GÖZDEKİ MOR FAR, MACERA ADAMININ KARİZMASINI BOZAR MI

Dudaklarında tuhaf bir ifade var. Hafif dalga geçen, biraz daha ağır sapkın bir ifade.
Üstü çıplak.
Ama fotoğrafa baktığınızda gördüğünüz ilk şey, sol gözündeki mor far...
Siz de yanlış görmediniz değil mi...
Basbayağı mor bir far yani...
Adam 68 yaşında... Kanser tedavisi yeni bitti...
İlk yaptığı iş, Amerikan kitsch kültürünün en büyük ismi Liberace’nin hayatını anlatan bir filmde oynamak oldu.
Yani gay bir sanatçının hayatı ve bir başka gay’le ilişkisini anlatıyor.
Karşısında Matt Damon var. Biraz değil, bayağı maço havalı bir oyuncu.
Michael Douglas filmde onunla yatağa giriyor.
Düşünebiliyor musunuz: ‘Nil Macerası’ filminin maço kahramanı, Wall Street’in acımasız bankeri bu halde...

ÖLÜMÜ GÖRMEK BENİ ÖZGÜRLEŞTİRDİ

Geçen hafta Paris Match dergisine konuştu.
Çok ilginç şeyler söylüyor.
Hayatında aynı anda başına gelen şeylere bir bakın.
Dil kanseri olduğunu öğreniyor. Aynı dönemde oğlu uyuşturucu kaçakçılığından içeri alınıyor.
Karısı Zeta Jones, bipolar olmuş...
Paris Match’ın muhabirini, pembe bir ropdöşambr içinde karşılıyor.
Üstelik pembe bir ipek...
Nasıl böyle bir duruma gelebilmiş:
-“Ben ölümü gördüm. Ölümü görmek insanı özgürleştiriyor. 68 yaşındayım ve ölümü görmüşüm. Söyler misin daha neden korkacağım ben.”
-“Yirmi yıl önce böyle bir rolü oynayamazdım. Bugün hayatı hiç olmadığı kadar seviyorum. Her saniyesinin tadını çıkarıyorum.”

DSK’NIN ÜLKESİNDE GAY EVLİLİĞİNE KARŞI ÇIKMAYI ANLAMIYORUM

Gazeteci açık açık soruyor:
“Fransa’da gay evliliğine karşı hareketleri nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Çok zekice bir cevap veriyor:
-“Bir insanın cinsel tercihine hangi hakla karşı çıkabilirsiniz ki. Dominique Strauss-Kahn’ın ve evlilik dışı ilişkilerin ülkesinde böyle bir tartışmanın yaşanmasını hayretle izliyorum. Fransa’nın uğraşacak bundan çok daha önemli meseleleri var.”
Soru: Sizin gibi biri bir gay’i nasıl oynar.
-“Ben çok iyi bir aktörüm. Hayvan rolü de oynayabilirim. Oynamak, yalan söylemektir.”
Peki gerçek hayatta yalan söyler mi?
-“Eğer bir kötülüğü önlemeye yarayacaksa, bir insanın gözlerine baka baka yalan söylerim.”

BULVAR GAZETELERİ ORAL SEKS KONUSUNUN ÜZERİNE ATLADI

Soru: Ama kanser olduğunuzu saklamadınız.
-“Saklamadım ama, ne kanseri olduğu konusunda yalan söyledim. Dil kanseri olmuştum. Gırtlak kanseri dedim.”
Tabii böyle bir itiraf gelince, her gazeteci bir süre önce gazetelere yansıyan iddiayı sorar.
O da soruyor:
“Oral seks yüzünden dil kanseri olduğunuz yazıldı.”
Gülerek şu cevabı veriyor:
-“Eğer hangi nedenden kanser olduğumu bilebilseydim herhalde Nobel Ödülü’nü kazanırdım. Bulvar gazeteleri bunun üzerine atıldı. Tam o sırada New York Times çok ciddi bir haber yayınladı. Bu tür kanseri önleyen bir hap bulunmuş. Görüyor musunuz bilmeden bilimin gelişmesine yardımcı oldum.”

GERÇEK HAYAT ÖLÜMDEN SONRA DEĞİL ONDAN ÖNCE

Michael Douglas’ı çok sevdim.
Demek ki bazen hayat, kuyuların kenarındaki baş dönmesinden sonra insanın üçüncü gözünü açabiliyormuş...
İlk gençliğimdeki o harika sözü hatırladım?
“İnsan yaşarken ölüm yoktur...”
Eğer ölümü gördüyseniz, bazen o gün gerçek doğum gününüz bile olabilir.
Hep merak etmiyor muyuz, ölümden sonra hayat
var mı diye...
Asıl hayat ölümden önce var...