LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ÖNCEKİ akşam Aziz Yıldırım’ın davetlisi olarak Kiev’deydim. Fenerbahçe Kulübü Başkanı’nı iki aydan fazla zamandır ilk defa görüyordum.
Son defa, geçen mayıs ayında Denizlispor maçından sonra konuşmuştuk.
Onun Boğaz sırtlarındaki evinde kahvaltı etmiştik.
O gün, hálá kaçırılan şampiyonluğun üzüntüsünü çok derin biçimde yaşıyordu.
* * *
Ben Fenerbahçe taraftarı bir gazeteciyim.
Ama bugüne kadar Fenerbahçe forması giyip maç seyretmedim.
Fenerbahçeli olarak verdiğim demeçlerde, Türkiye’nin en büyük gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğumu hiç unutmadım.
Taraftarlık hislerimi mesleğime karıştırmamaya çok dikkat ettim.
Leeds United Stadı’nda, 80 Türk arasında Galatasaray’ı alkışladım.
Beşiktaş’ın iyi olduğu yıllarda, onun modernite anlayışını da alkışladım.
Bu görevde kaldığım sürece de böyle davranmaya dikkat edeceğim.
* * *
Bununla birlikte, Aziz Yıldırım’ın futbol takımı yönetme anlayışını beğendiğimi hiçbir zaman saklamadım.
Rahmetli Özal’ın özellikle sağlık ve spor sektörlerine çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum.
Aziz Yıldırım’ın da, Türkiye’de futbol ekonomisinin sağlam ve çağdaş bir yere oturmasında çok büyük rolü olduğunu düşünüyorum.
O nedenle de, Fenerbahçe Kulübü’nün genel kurullarına gitmesem bile onu desteklediğimi açıkladım.
* * *
Önceki akşam bir Fenerbahçeli olarak üzülmemem mümkün değildi.
Bu kadar yıldır takımı izliyorum. Defansının ve orta sahasının bu kadar kötü olduğunu hiç görmedim.
Ama bu futbol.
Takımların enerjisinin, ruhunun, moralinin düşük olduğu anlar da vardır.
Kiev’den mutsuz döndüm.
Ne var ki, Aziz Yıldırım’la yaptığım sohbetten de umutlu ayrıldım.
Çünkü, futbolun "eğlence" sektöründeki kalitesini yükseltecek birçok yeni proje üzerinde çalışıyorlar.
Kimsenin aklına gelmeyen şeyleri düşünüyorlar.
Mesela, Şükrü Saracoğlu Stadı’nın ısıtılması.
Seyircilerin oturduğu bölümün soğuk günlerde doğalgazla ısıtılması için proje hazırlatmışlar.
Yukarıdan doğalgaz enerjisiyle sıcaklık verilecekmiş. Ancak bu ısı, sadece insanların üzerine yansıtılacakmış.
Akmerkez’in yılbaşı aydınlatmasını yapan İtalyan uzmanla anlaşmışlar.
Yılbaşında Bağdat Caddesi’ni, onun şirketi aydınlatacakmış.
Aynı şirket nisan ayında Şükrü Saracoğlu Stadı’nda, büyük bir şov hazırlıyormuş.
* * *
Bu arada ilginç bazı rakamlar verdi.
Her maçta aydınlatmaya 500 milyon ile 1 milyar eski lira elektrik parası gidiyormuş.
Tribünlerin ısıtılması gecede 1 milyar liraya mal olacakmış.
30 bin kombine bilet satılmış.
5 bin dolara olan da, daha düşük fiyata olan da varmış.
Kombine biletlerin ortalama fiyatı bin dolarmış.
100’üncü yıl için 3 milyon piyango bileti bastırılmış.
Çekiliş nisan ayında yapılacakmış.
Daha şimdiden 1 milyon 100 bin tanesi satılmış.
Takımın bütçesi 160 milyon dolara çıkmış.
* * *
Menajeri aracılığıyla İtalyan Milli Takımı’nın harika defans oyuncusu Cannavaro ile temas kurmuşlar.
İstediği para ve bonservisi 23.5 milyon Euro’yu bulduğu için vazgeçmişler.
"Ama Roberto Carlos’u mutlaka alacağız" diyor.
Alex’in eşi Türkiye’yi çok seviyormuş. Daha en az iki yıl burada kalmayı istiyormuş.
Hamileymiş ve doğumu burada yapacakmış.
Adidas’ın yaptığı yeni formalar çok tutmuş.
Fenerium mağazaları için ısmarlanan yeni formaların tamamı satılmış.
Üretici firma, iki aydan önce yeni forma teslim edemiyormuş.
Onun için Kiev maçına yine eski çubuklu formayla çıktılar.
Ellerinde 15 bin çubuklu forma varmış. Onun da hemen satılacağını söylüyorlar.
İşte Aziz Yıldırım’ın futbol ekonomisi anlayışını desteklediğimi söylerken, bunları kastediyorum.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları