Paylaş
Yok, öyle gerçek falan değil, hayali bir sahne.
O sahneye bakacaksınız, sonra da hâlâ kaldıysa, elinizi vicdanınıza koyup düşüneceksiniz?
Eros’tan yana mısınız, yoksa Thanatos’tan mı...
* * *
Sahne şu:
AK Parti Ankara teşkilatı yönetim kurulu toplanmış. Partinin çok önemli bir sorunu için bir toplantı düzenlenecek.
Konular çok ciddi...
İl başkanı teklifini yapıyor:
“Şu gün, şurada toplanıyoruz. Partinin mali yapılanmasını, belediye seçimi meselelerini konuşacağız. Bütün ilçe başkanları katılacak.”
Ama o ne?
Orta taraftan genç bir parmak havaya kalkmış itiraz ediyor.
“O gün katiyen olmaz...”
Neden?
“O gün 14 Şubat. Yani Sevgililer Günü. Katiyen olmaz, çünkü ben sevgilimin yanında olacağım.”
Sizce mümkün mü...
AK Parti’de bilmem ama CHP İzmir teşkilatında mümkün.
14 Şubat’ta Foça’da yapılacak toplantı başka güne alındı.
* * *
İşte bu yüzden CHP ile
AK Parti’yi değerlendirirken aynı şeyleri söylemek yanlış.
O iyi, bu kötü demiyorum, bir zihniyet farkını anlatıyorum.
- Birinde itiraz kültürü var, ötekinde farklı bir anlayış.
- Birinde “disiplin” denince, parti başkanı ne derse evet demek akla geliyor.
Ötekinde “disiplin” denince ilk akla gelen şey, her şeye evet demek olmuyor.
- Birinde “üç-beş Memet” olayı patlasa, bir “Alevi polemiği” patlasa...
Ya patlayamıyor, ya da anında söndürülüyor...
- Ötekinde bir milletvekili çıkıp, “Ulus” dese bütün Türkiye birbirine giriyor.
- Biri anadan doğma itirazcı, Öteki babadan olma disiplinli.
* * *
İşte bu yüzden CHP’de “Eros, yani aşk tanrısının tek oku, partinin altı okundan kuvvetli olabiliyor”.
Ötekinde ise güçlü liderin belagati, her zaman partinin gürültüsünü bastırıyor.
Bazılarına o disiplin iyi gelebilir. Hayatı haddinden fazla ciddiye alanlar, o disiplinde, ülke yönetiminin en gerekli karakterini bulabilir.
Ama ben “Thanatos”la, “Eros”un, yani “ölümle”, “hayatın” arasındaki ebedi savaşta hep “hayatın” tarafında yer aldım.
Hani Türklerin Anadolu’ya girişindeki o efsane var ya...
Savaşan iki kavim görmüşler, hiç düşünmeden hemen yenilenin, yani zayıfın yanında yer almışlar.
Ben de yeryüzündeki bu büyük savaşta hiç düşünmeden Eros’un yanında yer alıyorum.
Çünkü savaştan, öfkeden, şiddetten, otoriterlikten bunalmış bölgemizde, kaybeden taraf Eros...
Yaşamayı seven iyi bir Türk olarak yerim “hayatın” tarafıdır diye düşünüyorum.
Ama siz yine de bana bakmayın.
Çünkü, ben öyle hayatı haddinden fazla ciddiye alan bir adam değilim...
Son 48 saate öğrendiklerimizi alt alta yazdım, şu tablo çıktı
SON 48 saatte çeşitli gazetelerden, televizyonlardan, internet sitelerinden öğrendiğim bazı şeyleri alt alta yazdım.
Önüme şöyle bir fotoğraf çıktı:
DONANMAYI GÖNDERİRİZ DEDİK AMA GÜNEY KIBRIS DİNLEMEDİ
- GÜNEY KIBRIS Türkiye’nin itirazına, hatta savaş tehdidine rağmen...
Güney Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz yataklarını parsellere ayırdı.
Dün, beş parselin ikisini Fransız Total, üç parselini de İtalyan Eni şirketine bir anlaşmayla verdiğini açıkladı.
- İSRAİL ORTAK Aynı bölgede daha önce Amerikan Noble Enerji’ye verilen 12’nci parsele ise İsrail ortak oldu.
- ANLAMI ŞUDUR Türkiye’nin şiddetle itiraz ettiği, kendisine de hak gördüğü Doğu Akdeniz’de, bugün artık karşısında sadece
Güney Kıbrıs değil, Fransa, İtalya, İsrail ve Amerika var.
IRAK’TA TÜRKİYE İLE AMERİKA ARASINDA GÖLGE SAVAŞI VAR
- IRAK’TA DURUM GERİLİYOR Irak’ta merkezi hükümetle Kürdistan bölgesi arasındaki gerilim, her an bir sıcak savaşa dönüşebilir.
- ANLAMI ŞUDUR Kimse çıkıp adını açıkça koymasa da durum şudur:
Bu bölgede Türkiye ile Kürdistan müttefik, karşısında ise Merkezi Irak hükümeti ile onu destekleyen ABD var.
Yani, Türkiye ile ABD bu bölgede de gölge savaşına başlamıştır.
SURİYE’DE KATAR-TÜRKİYE İTTİFAKI BOZULUYOR MU
- KATAR-TÜRKİYE İTTİFAKI Dün Londra’dan gelen Arap kaynaklı haberlere göre...
Suriye olayında başından beri Esad rejimine karşı birlikte hareket eden Türkiye ile Katar arasında anlaşmazlık çıktı.
Katar, Suriye muhalefetinin Esad rejimiyle görüşmesine izin verirken, Esad’ı devirmeyi tek hedef haline getiren Türkiye buna şiddetle karşı çıkıyor.
İSRAİL’E GÖRE SURİYE’DEKİ EL KAİDECİ SAYISI 10 BİNİ GEÇTİ
- İSRAİL’İN SURİYE POLİTİKASI Son 48 saattir Kudüs ve Tel Aviv’den gelen haberler, İsrail’in Suriye politikasında kafaların karıştığını gösteriyor.
İsrail kaynaklarına göre, Suriye’de radikal İslamcıların sayısı artıyor.
Bu rakam Türkiye’nin dediği gibi bin falan değil, 10 binin üzerinde.
Ayrıca, Türkiye’nin kendi sınırında El Kaide’yi desteklediği yolunda çok sayıda haber ve yorum var.
- DURUM Suriye konusunda da Türkiye ile ABD ve İsrail arasında bir gölge savaşı var.
Ve Esad rejiminin ne zaman gideceği, hatta gidip gitmeyeceği belli değil...
* * *
Bunlara, Rusya ile aramızdaki gizli çekişmeleri, son günlerde Yunanistan’a karşı yükselen söylemi, Avrupa Birliği polemiğini katmıyorum.
- DONANMA Türk donanması, şu bu davalardan içeri alınan subaylar nedeniyle, firkateynlerine komutan bulmakta zorluk çekmektedir.
- HAVA KUVVETLERİ Türk Hava Kuvvetleri’nde çok sayıda pilot özel sektöre geçmek için istifasını verdi.
Bu olay rutin gibi görünse de kafaları karıştıran bir durum.
Bütün bunları alt alta yazdığımda, Başbakan Erdoğan’ın uzayıp giden mahkemelerle, tutuklamalarla ilgili şikâyetlerini çok iyi anlıyorum.
Türkiye’nin bugünlerde, firkateynlerini götürecek komutanlara, uçaklarını uçuracak pilotlara, kara birliklerini sevk ve idare edecek tecrübeli ve kahraman komutanlara her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
Hayır savaşa göndermek için değil...
Savaşı veya savaşları önlemek, caydırmak için...
Paylaş