Paylaş
Öyle boylarına poslarına, afrasına tafrasına bakıp da, sanmayın ki erkek milleti güçlüdür...En burnundan kıl aldırmayanın bile bir fiskelik kudreti vardır.
Yine de gitmeyin üzerine...
Aranızda lakapları ‘Öküz’, geyik sofranızda yerleri öküzden bile sonra olsa;
Onların da bir kalbi vardır.
Çabuk kırılırlar, çabuk küserler.
Aramızda kalsın acayip komplekslidirler.
O yüzden size biraz tüyo vereyim. Bazı şeyleri kaldırırlar ama hiç kaldıramayacakları şeyler de vardır...
O konularda şaka bile yapmayın...
Arkasından konuşmayın, hele hele önünde hiç konuşmayın.
Bittikleri an olur...
AÇIK YAKA GÖMLEK GİYMİŞSE DİKKATLE BAKMAYIN
Açık yaka gömlek giymişse, sakın ola o konuşurken gözünüzü yakasına dikmeyin.
“Fanila giyen erkekle yatılmaz” dedim ya; o günden beri hepsi feci alıngan. Hele hele şu günlerde çok hasssaslar.
Mevsim geçişi olduğu için çabuk hasta oluyorlar; onun için gizli gizli fanila giyeni var.
Suçüstü yapmayın...
Görmezden gelin, hem siz gününüzü kurtarın, hem o gariban üzülmesin.
YAŞI 50’NİN ÜSTÜNDEYSE, ŞAKASINI BİLE YAPMAYIN
Sakın ola, “Ben yaş konusunu takmam” demesine kanmayın.
Takar.
Kadın 40’ından, erkek 50’sinden sonra mutlaka yaşına takar.
Takmaz gibi görünür, şakasını kaldırır gibi yapar... Emin olun kaldıramaz. Hele hele kendinden 25-30 yaş küçük bir kadınlaysa, asla yapmayın.
Beyaz bir yalandan kimse ölmez.
“Hiç göstermiyorsun” deyin geçin. Hoş ona da takar ya...
SAKIN SAKIN SAKIN ERKEK ORGANI BOYU ŞAKASI YAPMAYIN
Erkeklere yapılmayacak tek şaka nedir deseniz, banko budur.
Hiçbirinin yanında, erkeklik organının boyu konusunda geyik muhabbeti açmayın.
İsitisnasız hepsi komplekslidir.
Çünkü hepsi porno filmi seyreder ve hepsi bilir ki, el elden, organ organdan üstündür.
Şakasını dahi kaldıramazlar...
SON GÜNLERİN MODASI DİYE BAKLAVA ŞAKASI YAPMAYIN
Kıvanç Tatlıtuğ erkek milletinin kafasına ‘baklava’ kâbusunu soktu.
Karın baklavaları yani...
Türk erkeğinin genetik yapısı, baklavaya müsait değildir.
Hele hele yaşı 50’yi geçenin hiç değildir.
Ne olur onların yanında baklava konusunu açmayın.
Rekabet hırsı yaratmayın.
Şakanızı bile ciddiye alır, telef olup giderler fitness sürgünlerinde.
Size de ya mirası kalır ya vicdan azabı...
Hangisini tercih edecekseniz ona göre davranın...
SEVİŞİRKEN YÜZLERİNE DİKKATLİ BAKMAYIN
Bilin ki; bir kadın sevişirken yüzüne bakıyorsa; bir erkek bunu üç şekilde yorumlar:
BİR: İYİMSER BAKIŞ; Kadının erkeğe ne kadar zevk verdiğini görmek için baktığı şeklinde yorumlar. Çünkü kuraldır: Aldığı zevkten bıkar, verdiği zevkten asla bıkmaz...
Komplekssizlerinse sayıları çok azdır.
İKİ: KOMPLEKSLİ BAKIŞ; Erkek az kompleksli biriyse, bu bakışı ilgisiz bir seyretme olarak değerlendirir ve “Sizi tatmin edemediği” duygusuna kapılır.
ÜÇ: KÂBUS DOLU BAKIŞ; Onun hap alıp almadığını anlamak için yüzünüze baktığınızı zanneder.
İşte o an hormonlu erkeğin, sizin de gecenizin bittiği andır...
Boş verin... Hap almış almamış size ne...
Kadınlar şarap sektöründe yükseliyor
Geçen cumartesi günü Urla’da beni şaşırtan ama aynı zamanda çok umutlandıran bir tabloyla karşılaştım.
Can Ortabaş ve Bülent Agerman’ın Urla Şarapçılık’ın 2012 ürünlerini tatmak için fabrikalarını geziyorduk.
Bir şey dikkatimi çekti.
Urla Şarapçılık’ın, iki ortağı dışında, neredeyse bütün üst düzey personeli kadınlardı.
Hepsi modern, iyi eğitim almış genç kadınlar.
Ayaklarında çizme her gün bağlara giriyorlar.
Ellerinde pipet, fıçılardan örnekleri onlar alıyorlar.
Pazarlamayı onlar yapıyorlar.
Fabrikanın içinde kurulan küçük oteli onlar işletiyorlar.
Bülent’le Can’a “Niye Türkiye’nin en kadın dostu şirketleri yarışmalarında sizin adınızı görmüyoruz?” diye sordum.
Bugün modern şirketlerin en övündükleri ve yarıştıkları alanlardan biri çalışan kadın oranı.
Burada üstelik çok genç yaşlarda üst düzey yönetici mevkilere gelmişler.
*
Türkiye ilginç bir ülke.
Şarap sektöründe çok sayıda kadın var.
Doluca’nın sahibi ve yöneticisi, Kavaklıdere’nin üst düzey bazı yöneticileri, Pamukkale ve Kayra’nın pazarlama müdürleri, Vinkara’nın sahibi ve yöneticisi hep kadın.
Hepsi de çok başarılı.
Üstelik bunlar benim bilebildiklerim. Eminim başkaları da vardır.
*
Can ve Bülent ‘Urla’yı gerçek bir marka yaptılar.
Sadece kendi şaraplarını değil, ilçenin adını da uçurdular.
Yaptıkları şaraplar uluslararası yarışmalarda birçok ödül kazandı.
Robert M. Parker gibi bir efsanenin dikkatini çektiler. Ama en güzel yanları şarapçılık mesleğini hiç yorulmadan ve iştahla anlatmaları.
Anlatan insanlar iyidir.
2010 iyi, 2011 iyi olmadı ama 2012’den iyi işaretler var
URLA Kokusu hafif yeni nesil fıçılara aldığı 2012 Merlot ve Petit Verdoux’larını tattım.
2011 iyi bir yıl değildi. Ama 2012 ilginç bir yıl olacak.
Aslında havalar çok kötü gitti. Ürünün büyük bölümü gitti. Herkes kötü bir yıl beklerken, alınan ilk ürünlerse çok umut verici çıktı.
CENTUM 2010 Önceki hafta Sevilen’in 2010 Centum’nu tattım.
Centum, Türkiye’nin en istikrarlı şaraplarından biri.
2010 güzel bir sürpriz oldu benim için.
Türk Milesimi olan 2007 kadar olmasa da ona yakın bir şarap.
KAYRA Öküzgözü ve Boğazkere üzümleri konusundaki kötü yargımı silen kişi, Kayra’nın şarap yapımcısı Daniel O’Donnell oldu.
Öküzgözü’nden sonra şimdi de Vintage Boğazkere’nin tadını çok sevdim. Özellikle meyvemsi ve gövdeli şarabı sevenler için 2009 harika bir seçim olabilir.
Kayra’nın yeni ürünü Versus’un hem Shiraz’ı hem Cabarnet’i başarılı.
SAUVIGNON BLANC Bahar geliyor. Yani serin beyaz mevsimi.
Ben Sauvignon Blanc’cıyım. Sarafin’in Sauvignon Blanc’ları her zaman istikrarlı.
Bu arada Sevilen’in İsabey’i de, aldığı ödülleri hak eden bir beyaz.
Terra 2011’i ise fiyat-kalite dengesi açısından çok iyi buluyorum.
BARBARE ve SUVLA Türk şarapçılığında bu iki markaya dikkat.
Bütün ürünleriyle uluslararası bir şarap olmaya doğru gidiyor.
Bahar ve yaz geliyor. Şarap tadımlarıma devam edeceğim.
ÖNEMLİ NOT: Alkolün fazlası sağlığa zararlıdır.
Paylaş