En romantik 15 Türk şarkısı

Ferdi Özbeğen’in “Büklüm büklüm” şarkısını dinliyordum. 

Öyle hoşuma gitti ki, işi büyütüp bir Spotify listesi haline getirdim.
Aslında liste daha geniş ama, bana göre en romantik 15 şarkı şunlar:
-Ferdi Özbeğen: Büklüm büklüm.
-Özdemir Erdoğan: Bana ellerini ver.
-Fikret Kızılok: Bu kalp seni unutur mu.
-Zeki Müren: Bir sevgi istiyorum.
-Ayla Dikmen: Anlamazdın.
-Kerim Tekin: Kar beyazdır ölüm.
-Nükhet Duru: Bana her şey seni hatırlatıyor.
-Yonca Lodi: Aldım başımı gidiyorum.
-Berkant: Samanyolu.
-Ajda Pekkan: Sensiz yıllarda.
-Mediha Şen Sancakoğlu: Bir ilkbahar sabahı.
-Sezen Aksu: Seni kimler aldı.
-Nazan Öncel: Gitme kal bu şehirde.
-MFÖ: Güllerin içinden.
-Ercan Saatçi: Karakışlar.

En romantik Türk şarkılarını hazırlarken neler gördüm

-Kerim Tekin’in “Kar beyazdır ölüm” şarkısını banko koyacaktım. Ama Spotify’da onun yorumu yok.
Sevgili kardeşim Kerim, o kısacık hayatında bize ebedi bir şarkı bıraktın. Nur içinde yat...
Tayfun Duygulu yazıp bestelediğin bu şarkı için sana da teşekkür...
-Onun yerine ilk Popstar yarışmasının CD’sindeki Serkül’ün yorumunu koydum. Nasıl güzel söylemiş... Şaşırdım. Serkül... Neredeysen selam sana...
-“Bana her şey seni hatırlatıyor” banko şarkıydı. Harika iki yorum var. Nükhet Duru ve Muazzez Abacı... Çok zor seçim oldu.
Nükhet’inkini koydum ama gönlüm ötekinde de kaldı...
Nükhet Hanım, Muazzez Hanım... Size de selamlar...
-Fikret Kızılok... Sevgili kardeşim... Eğer öteki dünyadan işitiyorsan beni...
Şarkılarınla, çook gecelerimi kurtardın... Çook yarama pansuman yaptın... Sağ ol..
-Büyük Zeki Müren... Ne diyeyim... Büyüksün... Güzelsin... Hâlâ iyi geliyorsun bize...
-Yıldız Tilbe... Ahh deli kız... Deli... Ne şarkı o “Delikanlım”...
-Zülfü Livaneli... “Sevdalı başım”, “Gözlerin”... Onlarsız bir hayat geçer miydi...
-Ve tabii ki Barış Manço ve “Kol düğmeleri”...

Şimdiden söylüyorum, Akif ‘411 el kaosa kalktı’ diyecek

YILIN ilk günü siyaset falan yazmayayım diyorum ya mutlaka bir bahane çıkıyor.
Mesela komşum Akif Beki, öyle bir top kaldırdı ki...
Voleyi çakmasam ıskaladı diyecekler, tribünden gelecek yuhalamalardan yedi ceddim nasibini alacak...

* * *

Akif 2016 için karamsar... Dünkü yazısında diyor ki:
“Dileğim yeni bir anayasa yapılsın, şu çift başlılık tartışması da artık bitsin...
Öngörüm: Partiler uzlaşamayacak, başkanlık teklifi Meclis’ten geçirilemeyecek... Ve halka son söz söyletilemeyecek. Milli irade bu hususta tecelli etmeyecek...”

* * *

Hoppala...
Yahu Akif kardeşim, o Meclis zaten milli iradenin oluştuğu yer değil mi...
Hem de 7 Haziran’ı beğenmediler, üstüne bir de 1 Kasım yapıp katmerli milli irade oluşturmadılar mı orada...

* * *

Şimdi diyorsun ki, O Meclis başkanlık sistemini kabul ederse milli irade tecelli etmiş olacak...
Ama aynı Meclis bunu kabul etmezse...
Yani, diyorsun ki, o zaman “411 el kaosa kalkmış olacak”...

* * *

Ee... Oldu mu şimdi Akif..

Ben Hasan Karakaya’ya hakkımı helal ediyorum

ERSOY Dede son fotoğrafını paylaşmış...
Hasan Karakaya gülümsüyor...
Yüzünde ölümün hiçbir alameti yok...
Belli ki kutsal topraklarda olduğu için mutlu da...
Hayat böyle bir şey işte...
İncecik bir çizgi... Bazen çok acı çekiyorsun, çok zor geçiyorsun...
Bazen de geçiveriyorsun...
O bir mahallede, ben bir başka mahallede, herkes sanırdı ki düşmanız birbirimize...
Ne o benim yazdığım tek yazının altına imza atardı, ne de ben onunkinin...
Hepsi hepsi, bir, bilemedin iki yazıda buluşmuştur gönüllerimiz...
Kızardık birbirimize de, düşman değildik...
Diyorum ya... Hayat böyle bir şey...
Geliyoruz....
Kavga da ediyoruz...
Ama sonunda hepimiz gidiyoruz işte...
Sevgili Hasan... Eğer varsa, ben sana hakkımı üç defa helal ediyorum...
Umarım sen de bana hakkını helal etmişsindir, ediyorsundur...
Etmezsen de canın sağ olsun...
Ben mazereti bulurum, hakkını helal etmeyişini hak ettim derim, yine de helal ederim hakkımı sana...

‘Şehit’ demek, maaş bağlamak yetecek mi

TEŞEKKÜR ediyorum...
Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Milli Savunma Bakanı’na açıkça, alenen, herkesin önünde sağ olun diyorum...
Silivri’de zulüm görenler hakkında verilen beraatlardan sonra göreve iadeler, hakların iadesi dönemi başlıyor.
Adaletten sonra, devlet de harekete geçiyor...
Ali Tatar Yarbayımın, Kuddusi Okkır’ın, o zindanlarda hayatlarını kaybeden, yılları çalınan insanların hiç olmazsa hakları iade ediliyor.
Hayatlar geri gelmeyecek... Çalınan günler borç hanesinden silinmeyecek...
Ama bu da bir şey...

Devlet yavaştır sen bari acele et

ŞİMDİ bir Ahmet Kaya’ya yapıldığı gibi bir devlet özrü bekliyoruz. Biliyorum devlet, özür konusunda çok hızlı hareket etmez...
Ondan daha çevik davranabileceklere sesleniyorum...
O günlerde o insanlar hakkında o manşetleri atanlar, o yazıları yazanlar...
İnsanları hedef gösterenler, ailelerini kahredenler... Genel yayın yönetmenleri, köşe yazarları, televizyon tartışmacıları...
Hadi biraz telaşa kapılın...
Öncelik alın ve bizlerin sayısız defalar yaptığını aynı çeviklikle siz de yapın...
Basit bir özür...
Küçülmezsiniz... Büyürsünüz...