Paylaş
Başika veya mücavir bölgelerde başımıza yeni bir “çuval olayı”nın gelmesi...
* * *
IŞİD’in attığı 60 havan topu, bu kâbusumu alevlendirdi...
Bölgede kimin eli kimin cebinde belli değil...
Allah göstermesin, orada askerimizin başına gurur kırıcı bir şey gelirse ve anında cevap veremezsek...
Milli gururumuz kırılır... Altından kalkamayız yeni bir çuval utancının...
* * *
Olmaz böyle şey demeyin...
Rusya maraza için bahane arıyor...
Bağdat yönetimi tarihinde olmadığı kadar nefret ediyor bizden...
İran desen, zaten ona karşı oluşturulduğu alenen belli olan İslam ordusundan ve Suriye politikası yüzünden artık açık hasım durumunda...
Ne Amerika, ne İngiltere, ne Fransa, Başika olayında yanımızda durdu...
* * *
Suriye ise malum...
Ilımlı diye bir muhalefet falan kalmadı... Artık iki cephe var...
Bir tarafta IŞİD, El Kaide ve uzantısı Nusra melaneti...
Öteki tarafta Esad melaneti...
Ve ne yazık ki dünyanın bütün etkili güçleri Esad’ı kabullenmiş durumda.
* * *
Ortadoğu’da Birinci Dünya Savaşı öncesinin hayaleti dolaşıyor...
Korkum odur ki yarın, öbür gün bu bölgede yaşanan bütün dramların faturası Türkiye’ye kesilmesin... Geçmişte olduğu gibi bütün insanlık trajedilerinin günah keçisi haline dönüştürülmeyelim.
* * *
Açıkça demek istediğim şu.
Başına kötü bir şey gelmesin diye, Süleymaniye’de ecdadının mezarını bile taşıma gerçekçiliğini gösteren Türkiye, Başika’da gurur kırıcı bir olaya bahane vermemelidir.
‘Cumhuriyet vicdanı’ denen bir şey varsa işte budur
GENEL yayın yönetmeni esir, ama gazetesinin adalet duygusu özgür...
Cumhuriyet gazetesi, dün, hakkında haksız bir yayın yaptığı fotoğrafçı Ara Güler’den öylesine açık ve mert bir dille özür diledi ki...
Yıllardır aynı duygu saflarında yer aldığım ve gençliğimden beri “Gazetem” diye baktığım Cumhuriyet’le iftihar ettim. Mesleğimle de iftihar ettim...
Artık Sezen gibi, Ara Güler gibi, kendilerini, bütün hayatları ile ispat etmiş sanatçılara karşı hoyratlıktan vazgeçmeliyiz.. Cumhuriyet vicdanı işte budur...
Ahmet Kaya’ya itibarını iade eden devlet, şunu da yapamaz mı
GEÇEN cumartesi, Ankara’da mütevazı bir mezarın başında, mütevazı bir anma yapıldı.
Ailesi ve arkadaşları, Deniz Yarbay Ali Tatar’ı andılar...
Silivri mezaliminin en sembol kurbanıdır Ali Yarbay...
Madem o dönemin hukuksuzluğunu, adaletsizliğini, vicdansızlığını ortadan kaldırmaya çalışıyoruz...
Ben de diyorum ki...
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, güzel bir jestle Ahmet Kaya’ya yapılan haksızlığı, Çankaya Köşkü’nde kendi eliyle gidermeye çalıştıysa...
İtibarını iade ettiyse...
Bu ülkenin halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı da bir başka haksızlığın kurbanı olan bu şerefli komutanın itibarını Beştepe Külliyesi’nde iade edemez mi...
Fiyat düşmüş
DÜNKÜ New York Times’ın İzmir Basmane semtinden verdiği haber.
Yunan adalarına Suriyeli mülteci kaçıran şebeke, fiyatlarda damping yapmış.
1200 dolar olan adam başı fiyat 500 dolara inmiş. Sebep: Havaların ve denizin soğuması nedeniyle talebin düşmesi.
Ne acı. Ekonominin arz-talep kanunu, insan ticaretinde bile işliyor.
BRAVO
BRAVO Caroline Koç’a. Gözümüzün önünde “Haremlik” diye harika bir marka yarattı.
Önceki akşam Zorlu Center’daki mağazada, yılbaşı partisinde öğrendim Doha Havaalanı’ndan sonra, nisan ayında Miami’de de şube açıyorlarmış.
Yılbaşı ışığı
ŞİŞLİ Belediye Başkanı Hayri İnönü, “Çok pahalı olduğu için bu yıl Nişantaşı’nı ışıklandırmadık” demiş...
Sayın başkan, Nişantaşı, ışıkla yaşayan bir belde. İzmir’in bazı köyleri bile meydanlarını ışıklandırıyor.
Nişantaşı isterse bunu gayet güzel yapabilirdi. Neticede karanlık bir Nişantaşı yaşadık. Hem de en çok ihtiyacımız olan bir yılda.
Şimdi de ‘faydalı hukuksuzluk’ diye garabet bir kavram uydurmuşlar
GEÇMİŞTE Ergenekon, Balyoz, Kafes, Casusluk, Odatv zulmünü, linçlerini neyle savunmuşlardı... “Türkiye bağırsaklarını temizliyor...” diyerek...
“Büyük fotoğrafa bakın...” diyerek...
“Maksat, büyük dava ise kurunun yanında yaşın da yanması teferruattır...” diyerek...
Bakıyorum, bugün yapılan hukuksuzluklara da şu kılıf uydurulmaya çalışılıyormuş:
“Faydalı hukuksuzluk...”
Bak arkadaş, o gün söylemiştim, bugün de söyleyeyim. “Faydalı hukuksuzluk” dünyanın en faydasız, en zararlı, en musibet hukuksuzluğudur...
DÜZELTME VE CEVAP METNİ
Hürriyet Gazetesi’nin 16.10.2015 tarihli nüshasının 19. sayfasında Ertuğrul Özkök tarafından kaleme alınan “Kuran Dersine Giren Yüzdesi Kaç” başlıklı yazıda müvekkilimizin kişilik haklarına, itibarına ve güvenilirliğine zarar veren GERÇEK DIŞI haber yapılmıştır.
Yazıda bahsi geçen olayın terör örgütleri tarafından gerçekleştirildiğine dair kuvvetli bir şüphe söz konusu olabilecekken ve Savcılık tarafından buna yönelik araştırmalar hâlihazırda devam ediyorken ve hatta Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca haberde aktarılan olguların gerçek dışı olduğuna yönelik yazılı bir açıklama dahi yapılmışken, hiçbir hukuki dayanağa dayandırılmadan saldırının sözde kumar borcu yüzünden gerçekleştirildiğinin ileri sürülmesi açıkça olgu isnadı yapılarak kamuoyunda olumsuz bir algı yaratıldığını ve müvekkilimizin itibarının zedelendiğini göstermektedir.
Olayın bir terör saldırısı olup olmadığı ve saldırıyı yapan araçların terör örgütlerine ait olup olmadığı dahi henüz savcılık makamlarınca tespit edilmemişken, gerçekte olmadığı halde müvekkilimizin kumar borcu varmış gibi ileri sürülmesi müvekkilimizin kişilik haklarını ihlal etmiştir.
Hiçbir somut hükme dayanmaksızın yayınlanmış olan gerçek dışı ve hukuka aykırı haber; basın ahlakına aykırılık teşkil etmekte olup, haberi yayınlayan yayın organı ve yetkilileri hakkında yasal başvuru yolları kullanılacaktır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Murat SANCAK Vekili Av. Begüm YILMAZ
Paylaş