Paylaş
Belli ki iktidar kanadındaki yeniyetme köşe trollerine “Çölaşan’ı taklit ediyorlar” dediğim için çok bozulmuş...
***
Tabii siyasi açıdan bir şey diyemediği için, her zamanki gibi bel altından dalmış.
***
Bak kardeşim... Senin kafan basmaz ama bir kere daha anlatayım.
Benim kendime ait hiç saklamadığım bir hayat tarzım var.
Gezerim, eğlenirim, konserlere giderim, çok okurum, yenilikleri takip ederim, uluslararası toplantılara katılırım, sanatçılarla, siyasetçilerle, sporcularla, kadınlarla konuşurum, kitaplar yazarım, gördüğümü anlatırım.
Yani senin gibi hayatımı hakaretlerle dolu kapkara bir kuytuda kazanamadığım için, renklerimle kazanmaya çalışıyorum.
***
“Ölümden önce hayat var mı” sorusuna “Evet var” diyenlerdenim ben.
***
Ama şu yaşında biraz mert olmayı öğren yahu...
Böyle bel altına dalacağına, çık açık açık sor.
“Niye o trol kafaları bana benzetiyorsun” de...
***
Sormasan da anlatayım.
Ben bu ülkede barışmaktan söz ediyorum. Onun kavgasını veriyorum.
Biliyorum, sen de en az troller kadar korkuyorsun barışmaktan.
Tir tir titriyorsun, her gün bol bol yediğin kutuplaşma rantını, iç savaş karaborsacılığından kazandığın serveti kaybetmekten...
Ama Emin sana kötü bir haberim var.
Bu ülke barışacak...
Seni hayranlıkla izleyen bütün yeniyetme köşe trolleri gibi sen de renksiz, kapkaranlık köşene döneceksin...
***
Barışmaktan korkma be Emin...
Hayatında bir kere olsun ülkeni, öteki insanları da düşün...
***
Bırak senin açtığın hakaret ve iftira yazarlığı yolunda kulağı geçen boynuzlar, yani öteki mahallenin trolleri düşünsün...
Sen girme bu topa aslanım...
***
NOT: Eminciğim senin sayfanın editörleri bana kıyak yapmışlar. Senin yazının altında Ülke Arıboğan’la yapılan mülakatın başlığı, seni tekzip ediyor. Bak ne diyor: “İçeride barış olmadan dışarıda barış olmaz.”
EMİN ÇÖLAŞAN’IN NEZİH BEL ALTI ÜSLUBUNA CEVAP VERME SANATI
- “Yahu Emin, sen de hiç fena yaşamıyorsun bu hayatı” mı diyeyim...
- “Senin de epey fantezin var” mı diyeyim...
- Yıllardır, her gün üç “dönek”, beş “liboş”, on “yalaka” kelimesinden ibaret sözlüğünle yazılar yazdığını, iftira ve hakareti millete “araştırmacı gazetecilik” diye yutturduğunu mu vurayım yüzüne...
Hiç birini yapmam... Neden mi?
Çünkü okuruna saygım vardır. Demokrasiye inanırım.
Ona sadece şunu derim.
Mert ol aslanım... Mert...
Zaten, hayat tarzımızın tepesinde karşı mahallenin ceberut jandarması var...
Bari sen ahlak zabıtalığına soyunma, mahallenin ‘Bekçi Murtaza’sı kesilme yahu...
VATANDAŞLIK HAKKI TEMEL İNSAN HAKKI MI
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Suriyelilere vatandaşlık konusunu referanduma götürelim dedi.
Sonra “Temel insan hakları referanduma götürülmez. Yanlış söylemişim” dedi.
Anlamadım.
Mültecilik hakkı insan haklarına girebilir ama vatandaşlık hakkı verme ne zamandan beri temel insan hakkı?
Dünyanın hangi ülkesi isteyen herkese vatandaşlık veriyor?
İsviçre bu konuda kaç kere referandum yaptı.
Bu konuda referandum doğrudur.
DÖRT ŞARKISI 521 MİLYON KERE İNDİRİLEN ŞARKICI
MONTREUX Caz Festivali’nde önceki gece Lana Del Rey’i dinliyoruz.
Karşımda, sadece Spotify’da 4 şarkısı 521 milyon kere dinlenen bir kadın söylüyor.
Sadece “Summertime Sadness” şarkısı 182 milyon kere dinlenmiş.
Kilise korosundan yetişmiş.
Stravinsky salonu ağzına kadar dolu.
Kısa boylu, son derece sıradan görünümlü bir kadın.
Yanındaki dansçıları ondan çok daha alımlı.
Pek benim müzik tarzım değil.
Sosyolojik olarak çok ilgimi çekiyor.
Ondan önce başka bir genç şarkıcı vardı.
Max Jury...
İtiraf edeyim onun müziği bana çok daha fazla şey söylüyor.
Özellikle, 5 milyon kere dinlenen “Home” şarkısı...
MONTREUX DEDİKODULARI - AYNI MİKTAR İÇKİ ÜFLEMEDE FARKLI PROMİLLER VERİR Mİ
- Her yıl olduğu gibi bu yıl da festival salonunun en eğlenceli yeri “Caviar House and Prunier” barıydı.
- Bana göre dünyanın en iyi somon fümesi burada yeniyor.
- Konser aralarında hepimizin buluştuğu yer burası. Çok güzel müzik tartışmaları oluyor. Özellikle Kanat Atkaya’nın verdiği brifingler harika.
- Ama önceki gecenin asıl konusu başkaydı. Konseri izleyen, İsviçre’de yaşayan bir doktor bize evinde yaşanan ilginç bir deneyi anlattı.
- Bir arkadaşları evlerine, gelişmiş bir alkol ölçme aleti ile gelmiş. Hepsi aynı ölçüde şarap içmişler. Sonunda tek tek her birinin alkol derecesini ölçmüş. Sonuçlar şöyle:
-120 kilo ağırlığındaki bir erkekte 0.2 promil çıkmış. 90 kiloluk bir erkekte bu 0.4 olarak çıkmış. Kadınlara geçince ise promil oranı daha yüksek çıkmaya başlamış.
- Genel sonuç: Eve gelen 8 kişi, aynı ölçüde şarap içtiği halde ölçülen promil 0.2 ile 1.4 arasında değişmiş.
Paylaş