Paylaş
Eh Prince 55, Eric Clapton 68, Mick Jagger 70 yaşına gelmişse...
Dün elimizde doğan Tarkan 41’ine ulaşmışsa...
Koskoca Charles Aznavour’un 90’ına gelmesi şaşırtıcı mı...
Ne bileyim fark etmemişim işte...
Üstelik adamın hâlâ projeleri var.
Var ve gerçekleştiriyor.
France 2 kanalına bir program yapıyor.
Adı da harika...
“Hier Encore...”
Yani en sevdiğim şarkılarından biri.
Bütün dünyanın “Yesterday, when I was young” nakaratı ile tanıdığı şarkının orijinali.
Türkçesi de şöyle:
“Daha dün...”
Evet, daha dün hepimiz daha gençtik...
Ve hayat su gibi akıp gidiyor...
TÜRKİYE’YE GİDİP ŞARKI SÖYLEMEK İSTİYORUM
Paris Match dergisi bu hafta onunla yapılmış çok güzel bir mülakat yayınladı.
Oradan öğreniyorum ki, en büyük arzusu Türkiye’ye gelip şarkı söylemekmiş... “Ben her şeyden önce bir maceraperestim” diyor.
“Eskiden gece kulüplerinde, restoranlarda şarkı söylerdik. Öteki ülkelere gidip bizim dışımızdaki insanlara şarkı söylerdik.”
İşte tam bunu söylerken dergi soruyor:
“Peki henüz gitmediğiniz bir yer var mı?”
Ağzından tek kelime çıkıyor:
“Evet var, Türkiye...”
TÜRKLERİ RAHATSIZ EDERİM AMA ERMENİLERİ DE EDERİM
Sonra devam ediyor:
“Türkiye’de yazarlarla, sanatçılarla, gazetecilerle ilişkim var. Sorun hükümetlerden kaynaklanıyor. Çünkü arada ‘Ermeni’ konusu var.
Türk hükümetleri bunu ‘Ermeni sorunu’ olarak görüyor. Oysa bu bir ‘Türk sorunu’... Şunu çok iyi biliyorum, oraya gidip şarkı söylersem, bazı Türkleri rahatsız edeceğim. Ama bazı Ermenileri de rahatsız edeceğim.
Ben açık fikirli, açık görüşlü bir insanım. Orada karşılaşacağım insanların da benimle aynı espride olmasını arzu ederdim.”
ANNEM BENİM TÜRK YANIM TÜRKİYE ANNEMİN MEMLEKETİ
Cümlesini şöyle tamamlıyor:
“Türkiye’ye asla ‘Hayır’ demem. Çünkü orası benim annemin memleketi...”
Bu sözü ikinci defa okuyorum.
2009’da yayınlanan “A Voix Basse” (Alçak Sesle) adlı kitabında beni şaşırtan şöyle bir bölüm vardı:“Köklerim çeşitli. Ermeni asıllı Fransız’ım. Ama baba tarafımın Gürcü, anne tarafımın da Türk çizgilerini taşıyorum.”
Annesi için açıkça “Türk” kelimesini kullanıyordu.
Türkiye’nin 90 yaşındaki bu adamı dinleme saati geldi
BENCE Türkiye’nin Charles Aznavour’u dinleme saati geldi.
Hem sesini, hem şarkılarını hem de açık yüreklilikle söyleyeceği şeyleri.
90 yaşında bir insan... Arkasında “Il faut savoir” gibi olağanüstü bir şarkı var.
“Bilmek lazım” diyor...
Hepimize ait gerçekleri bilmek, öğrenmek...
Ve gereğini yapma saatidir.
Bu mesajı Türkiye’ye ve özellikle de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdğan’a ve bir de böyle şeylere en az Charles Aznavour kadar açık yüreklilikle bakabilecek bir aydın olduğunu çok iyi bildiğim Kültür Bakanı Ömer Çelik’e iletiyorum.
Bu sözler Paris Match dergisinde açık açık yazılmış.
Yan tarafında da tonton bir fotoğrafla...
Baba tarafından Gürcü, anne tarafından Türk izleri taşıyan büyük bir sanatçı...
1915’in üzerinden 100 yıl geçti.
“Hier encore”, yani daha dün diyebileceğimiz kadar yakın...
“Il faut savoir”, öğrenmemiz lazım diyeceğimiz kadar uzakta...
Eminim güzel bir Charles Aznavour konseri, belki bir kısmımızı acıtır, ama emin olalım ki, hepimizi tedavi edebilir...
Öleceksem ölürüm kime ne, kime ne
MÜLAKATTAN güzel bölümler:
- EMEKLİLİK “Ne zaman bırakacağımı bilmiyorum. Her 3 yılda bir Paris’te konser veriyorum. Canımı sıkan tek şey, bazı insanların sanki beni son defa görmek için geldiklerini söylemesi. Öleceksem öleceğim, sana ne kardeşim.”
- YUHALANMA “Narbonne’da beni Charles Trenet anısına düzenlenen bir konsere davet ettiler. Üç şarkı söylemek için gittim.
Ama organizatörler bunu ‘Charles Aznavour konseri’ olarak sattılar. Ben 3 şarkı söyleyip inince insanlar bozuldu, ıslıkladı.
Bana konser deselerdi, ona göre hazırlanır, orkestramla giderdim.”
- EVLERİMİ SATTIM “Sahip olduğum bütün malvarlığımı sattım ve paraya çevirdim.
Aldığım parayı çocuklarıma dağıttım.
Çünkü ölürsem, ‘baba yadigârı’ diye bu evleri satamazlar, parasız kalırlar diye düşündüm.”
- SARKOZY “Sarkozy’yi destekliyordum. François Hollande cumhurbaşkanı olunca, Fransa’da işler daha iyi mi oldu bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var. Cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren benim cumhurbaşkanımdır.
Bazı sosyalistlerin yaptığı gibi, ayağı takılıp düşse diye düşünmem.
Çünkü takılıp orasını burasını kırarsa, Fransa da düşer.
Bu da kimsenin menfaatine değildir.”
Paylaş