Paylaş
Evinin çalışma kısmında böcek bulunmuş.
Yani dinleme aracı
Başbakan’a bütün samimiyetimle ikinci bir şey daha söylemek istiyorum:
“Siz yine de şanslısınız...”
Böcek, hiç olmazsa bulundu.
O böcek, başkalarının daha mahrem odalarına da girdi.
Yatak odalarına girdi.
O böceğin yatak odalarından, en mahrem odalardan aldığı “mahremler”, “özeller”, savcıların iddianamelerine girdi.
Oraya girmekle kalmadı.
Sızdırıldı...
Orada kalmadı, yayıldı...
İnsanlar utançlarından evlerinden çıkamaz oldu.
Sindirildi, korkutuldu...
Ve biz, hepimiz Türkiye olarak bu iğrenç faaliyetleri seyrettik.
Dinledik.
Okuduk.
* * *
Kimimiz korktu. “Aman bana da bulaşırlar” deyip sustu.
Kimimiz, daha beter, daha feci, daha adi bir şey yaptı.
Bir kısmımız, o b..böceklerin pisliklerini, seçim öncelerinde “siyasi amaçlarla” pespaye biçimde kullandı.
Kimimiz, günlük en basit konuşmalardan derin devlet komploları çıkarıp insanları hapislere tıktı.
Kimimiz ise siyasi amaçla kullanmasa da, “başkalarının başına gelen” o felaket sahnelerini, dünyanın en adi röntgencileri olarak iştahla seyretti.
Kimimiz o pislikler üzerinde siyaset yaptı...
Kimimiz ise ağzı salyalı “geyik”...
Kimimiz ise kan davasını vicahiye çevirdi.
* * *
Şimdi o böcekler, “Mumya” filmindeki gibi hepimizin üzerine çullandı ve ruhlarımızı iskelete çeviriyor.
Ülkenin başbakanının evine kadar girdi.
Oysa o günlerde bazı insanlar feryat etmişti...
“İllegal dinleme dünyanın en pespaye röntgenciliğidir.
Dinleyen adamın dini imanı, ideolojisi, dostluğu yoktur.
Röntgenci için dün dündür, bugün ise hem bugün, hem de yarın.
Bir yandan bugünküne hizmet eder.
Bir yandan yarınki için biriktirir.
Vefa duygusu sıfırdır. Yenisi gelince eskisini anında satar.”
Kibir ve rövanş duygusu kulakları da vicdanları da sağır etmişti...
Duymadılar... Görmediler... Şikâyet etmediler...
‘Saklayacak, gizleyecek bir şeyim yok’ diyen saftoriğe
NE diyor Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç...
“Dinleme rezalet boyutunda...”
“Rezalet” kelimesi çok masum kalır.
Ne diyor Başbakan Erdoğan:
“Beni de dinlemişler...”
Sayın Başbakan sizi de değil, bütün ülkeyi de dinliyorlar.
Çünkü ne Allah’tan ne de kullarından korkuyorlar.
Çünkü kendilerinden eminler.
Çünkü son 5 yılda sonuç aldılar...
* * *
- Binlerce insanı itibarsızlaştırdılar. Korkuttular, sindirdiler.
- Hapislere gönderdiler.
- Onlarca siyasetçiyi, en kritik günlerde siyasetten sildiler.
Güç de onlarda, vicdansızlık ve ahlaksızlık da...
Kan kokusu almış yırtıcı hayvan gibiler.
O iştah bir türlü doymuyor.
Artık sizin etinizi de, sizin kanınızı da istiyorlar...
* * *
Hepimizin evini böcek sardıysa, bunlarla ancak ülke olarak, halk olarak yüzleşebiliriz.
Anayasa Mahkemesi ilk işareti verdi.
Bu ülkenin savcılarına, hâkimlerine, polislerine, siyasetçilerine, medya mensuplarına sesleniyorum.
Sen, hani “Benim saklayacak, gizleyecek şeyim yok” bahanesinin arkasına saklanıp kurtulduğunu sanan arkadaş...
Sana da sesleniyorum...
Bırakın demokrasiyi falan bir kenara...
Kendinizi, sadece kendinizi, Allah’ın bir kere verdiği şu hayatınızı düşünün.
Gözünü iktidar şehveti bürümüş röntgencinin böceği hepimizin mahreminde...
Dezenfekte zamanı geldi.
İlk sivil anayasamızın, ilk ve en önemli maddesini birlikte yazalım.
“B..böcekleri dışarı... ”
Eğer bu ülkede birlikte yaşamak, yan yana durmak, hayatın keyfini çıkarmak istiyorsak, siyasetin bu en kalleş, en kahpe silahını böceklerin elinden alalım...
Daha da geç olmadan...
Hemen şimdi.
Hayatımızın her alanına tasallut eden daha yüz binlerce kuluçka b..böceği kabuğunu kırmadan...
Paylaş