Paylaş
Genç adamın cep telefonuna 4 kelimelik SMS düştüğünde, saat sabahın yedisiydi.
“Sen de çukurun dibini boylayacaksın...”
Yanında yatan karısını uyandırmamak için çok hafifçe doğruldu.
Mesajı bir kere daha okudu... Anlamadı.
“Kim, ne çukuru” diye yazdı...
Karşıdan üç harfli bir mesaj geldi:
“DSK...”
15 Mayıs 2011 günüydü.
Okyanusun öteki tarafında meydana gelen bir olay, Fransa’nın Lens şehrine 10 dakika mesafedeki Annay’de bir eve bomba gibi düşmüştü...
Bu evde hayat artık eskisi olmayacaktı.
ONU TANIYINCAYA KADAR HAYAT AKIP GİDİYORDU
David Roquet, Fransa’nın üçüncü büyük inşat şirketinin bir bölge ofisinde çalışıyordu. Müşteri ilişkilerine bakıyordu.
Kırk yaşındaydı. Çalıştığı şirketin yıllık cirosu 15 milyar Euro’ydu.
Haftada en az iki-üç defa müşterilerini yemeğe götürürdü.
Onun çalıştığı yerel bölümün cirosu 18 milyon Euro’ydu. Ama yılda 200 bin Euro’ya yakın bir harcama yetkisi vardı. Tabii hepsini faturalıyordu.
Sık sık gittiği restoranda Fabrice ile tanışıncaya kadar, hayat böyle eğlenceli bir şekilde devam ediyordu.
Sonra bir gün Fabrice’le tanıştı ve her şey allak bullak oldu.
Fabrice Paskowski bir ilaç şirketinde çalışıyordu ve nasıl olduysa, Paris’te çok güçlü bir siyasetçiyi tanıyordu.
Dominique Strauss-Kahn...
Zaman zaman onunla Paris’te veya başka şehirlerde buluşup yemek yediklerini, eğlendiklerini anlatıyordu.
“Bir gün seni de götürüp tanıştırayım. Bu adam gelecek seçimde Fransa’nın cumhurbaşkanı olacak. Tanıman şirketin için de iyi olur” dedi. David bunu patronuna anlattı ve onayını aldı.
GELİRKEN YANINA BİR KADIN ARKADAŞINI DA AL
İlk randevu Paris’te olacaktı. Fabrice birkaç gün önce, “Giderken yanına bir kadın arkadaşını da al” dedi. David bunun ne anlama geldiğini hemen anladı. “DSK’ya sunulacak bir kadın” bulmalıydı.
Sınırın öteki tarafında Belçika’da tanıdığı bir genelev sahibi vardı. Yanında, Belçika’dan, Romanya’dan, Fransa ve Türkiye’den gelen fahişeleri çalıştırıyordu. Tabii adına fahişe denmeyecekti. 600 Euro’ya anlaştılar.
Ertesi gün Paris’e giden trende dördü ilk şampanyalarını alıyorlardı.
19 Şubat 2009 günü, Paris’te Gare du Nord’a indiler ve doğruca L’Aventure isimli restorana gittiler.
Bodrum katında ancak çok özel müşterilerin kabul edildiği bir diskoteği vardı.
Biraz sonra IMF’nin güçlü başkanı DSK içeri girdi.
O gün “Ekonomik krizden çıkarılacak makroekonomi dersleri” başlıklı bir konferans vermişti.
Fabrice arkadaşı David’i DSK’ya tanıştırdı. DSK, onu yıllardır tanıyormuş gibi rahat bir havadaydı.
“Burada Bay Dominique Strauss-Kahn yok. Bana sadece Dominique diyeceksiniz” dedi.
Kadınlardan birini Belçikalı bir restoran sahibi, ötekini ise David’in şirketinde çalışan bir asistan olarak tanıttılar.
David ona biraz şirketini anlattı. Üç saatin sonunda yemek bitti ve bir alt kattaki diskoteğe girdiler.
Ve hayret ettiler...
O GECE ZEBRA DESENLİ DİSKOTEKTE NELER YAŞANDI
Zebra desenli bir zemin... Deri koltuklar. Mor ışıklı bir bar.
İkinci kadehten sonra DSK külotla kalmıştı. Salonda herkes sevişiyordu.
Bir saatlik orjiden sonra hepsi giyinip tekrar restoran katına çıkmışlardı.
David, daha ilk gün DSK’nın orji ekibine girmişti. Fransa cumhurbaşkanlığına kesin gözüyle bakılan bir adamın, daha yeni tanıştığı bir insanın ve tanımadığı başka insanların ortasında sevişmesi onu hayretler içinde bırakmıştı.
Ama bu, hayret edeceği şeylerin ilkiydi...
Tabii ki yanında götürdüğü kadına ödediği 600 Euro’yu, bankamatikte kendi hesabından çektiği nakit para ile ödemişti. Bunu şahsi bir yatırım olarak kabul etmiş ve şirkete fatura etmemişti.
Ama bu sadece başlangıçtı ve şirket ileriki aylarda DSK’ya sunulacak kadınların ücretini ödemeye başlayacaktı.
Fransız Cumhurbaşkanı olacak adamdan ne esirgenebilirdi ki...
İkinci buluşma yine Paris’te, Murano Oteli’nde olacaktı.
DSK için otelin en üsk katında dubleks bir daire tutulmuştu. Bu defa daha pahalı kadınlar getirilmişti. İçlerinde Kuzey Afrika kökenli bir kadın vardı ve DSK onu daha ilk bakışta beğenmişti.
O gün ve gece o dubleks katta, kadınları bile şaşırtan şeyler yaşandı.
Orada bulunan herkes, herkesin önünde herkesle yatmıştı. Sadece Fabrice, her zamanki gibi hiç sevişmemiş, sadece şampanya servisi yapmıştı.
Geleceğin Fransa cumhurbaşkanı, çok rahat şekilde çırılçıplak dolaşıyordu, her şeyi yapmak istiyordu ve kadınlar boyun eğmek zorunda kalıyordu.
SEVİŞMEDEN ÖNCE YUNANİSTAN’I NASIL KURTARACAĞINI ANLATTI
DSK yılın büyük kısmını Washington’ta IMF’deki görevinin başında geçiriyordu. Tabii ki, orada işi daha zordu.
Sonunda bir gün Fabrice’i aradı ve “Ekibi topla buraya gelin” dedi.
İşin hacmi büyümüştü.
Uçak biletleri, kadınların paraları daha büyük bir bütçe gerektiriyordu.
David patronuna gidip durumu anlattı: “Tabii ki git. Şunun şurasında seçime ne kaldı. Anketler adamı açık ara önde gösteriyor.” İki kız bulundu.
DSK ile buluştuklarında, yorgundu. “Yunanistan’daki ekonomik krizi çözmeye çalışıyorum. İrlanda’yı kurtarmak için 22 milyar dolar bulmalıyım” diyordu.
O gece bir şey yapmadılar. Kadınlar ertesi gün, IMF’nin genel merkezine gittiler. Hatta odasında DSK ile fotoğraf çektirdiler.
Ve o akşam, aynı çılgınlıklar yaşandı. Ayrıntılarına giremiyorum. Kırmızı nokta koymam gerekir.
13 Mayıs 2011’de ikinci eğlenceli Washington gezisini tamamlayıp uçağa bindiler. Ertesi gün Fransa’da evlerinde olacaklardı.
Bir gün sonra, yani 15 Mayıs sabahı telefonuna o 4 kelimelik SMS düştüğünde, David Roquet henüz jet lag’i atlatamamıştı.
Mesaj, “Sen de çukurun dibini boylayacaksın” diyordu.
DAVID SENCE BU ADAM VIAGRA MI KULLANIYORDU
Dominique Strauss-Kahn, Washington’da o orji gecesini yaşadıktan sonra New York’a geçmiş ve orada kaldığı otelin temizlikçisiyle seks yapmaya kalkışmıştı.
Kadın şikâyet edince IMF’nin başkanı tutuklanmıştı.
David ve Fabrice’in cumhurbaşkanının ekibinde yer alma hayalleri bitmişti.
Şirketlerin harcadıkları paralar boşa gitmişti. Ama onlar, başka bir şeyi merak ediyorlardı.
Bu yaşta bir adam, böylesine çılgın bir orji gecesinden sonra, ertesi gün nasıl yeniden sevişmeye kalkabilirdi?
Patronu merakla sordu:
“David, sence Viagra mı kullanıyordu?”
Hiç merak etmemişlerdi...
* * *
15 Mayıs sabahı gelen SMS doğru çıktı.
David ve Fabrice o yılın ekim ayında tutuklandılar.
Polis “kadın satıcılığı” suçundan bu eğlencelere katılan 4 kişiyi de tutukladı.
100 günden fazla içeride kaldılar.
Sadece siyasi hayalleri çökmedi. İşlerini de kaybettiler.
Gerçekten çukurun dibini gördüler.
(*) Bu yazıyı Fransa’da bu yıl yayınlanan, Vanina Kanban; “Sexe, business & politique”, (Plon, 2013) adlı kitaptan derledim.
Arkadaşları ‘DSK kanunları’ yaratmıştı
- Kadınlar konuşurken onun adını asla telaffuz etmeyecekti. Ondan hep “Lui” yani “O” diye söz edilecekti.
- Kadınların fahişe veya eskort olduklarını söylemeleri yasaktı. Hiçbiri bu iş için para aldığını söylememeliydi.
Çırılçıplak geceler için harcanan 70 bin Euro şirkete fatura edilir mi
- WASHINGTON’a ilk gidişte, iki kadınla 5 bin Euro’ya anlaştılar. Kızlardan biri yazılı kontrat yapılmasını istedi. Ama iki işadamı kabul etmedi. Bunun üzerine, paranın yarısının uçağa binmeden Paris’te, öteki yarısının ise Washington’da uçaktan inildiğinde ödenmesi kararlaştırıldı. Gezi David’in şirketine 13 bin, ilaç şirketine ise 7 bin Euro’ya patladı. Kadınların parası her zamanki gibi nakit ödenmişti. David’in DSK için harcadığı para 70 bin Euro’yu bulmuştu. Meblağ büyüktü, ama Fransa cumhurbaşkanı olacak adamdan bu para esirgenemezdi...
Paylaş