Daha kaç sene çalmak gerekecek

HEPİMİZE soruyorum...

Haberin Devamı

Siyasilere, gazetecilere...
Sokaktaki insana...
Liberal aydınına, Ergenekon savcısına...
En çok da vicdanını hâlâ kaybetmemiş hâkimlere, savcılara...
Onlara soruyorum.
Daha ne kadar zaman katlanacağız bu gizli tanık pespayeliğine...
Yetmedi mi yakılan bunca can...
İnsanların hayatından çalınan bunca gün, ay...
Hatta seneler...
Anlamak için daha kaç can yakmamız, kaç seneler gasp etmemiz gerekecek hayatlardan.
  
İşte alın o pespaye ruh bizi nerelere kadar getirdi görün.
“Turgut Özal’ı, eşi Semra Hanım zehirletmiş...”
İyi mi... Gizli tanık aynen böyle diyor.
Ahmet Özal kardeşim...
Sen, hani babanın korumasının fotoğrafını, kamuoyuna “Babam hastaneye yürüyerek geldi. Orada öldürdüler” diye yutturmaya çalışan sen...
Annen için söylenen senin de kulağına küpe olsun.
Çünkü sıra sana da gelecek.
“Annen babanı öldürürken, sen de erketeye yattın” diyecek bir pespaye tanık da çıkacak. Babanı bugüne kadar defalarca ona buna öldürttün, şimdi bir kere de gizli tanık marifetiyle sen öldüreceksin. Yüzünü alçaklığın en karanlıklarında saklayan o pespaye ruh seni de sanık sandalyesine oturtacak.
  
Ne yazmıştım bir ay önce...
Özal’ı hepimiz öldürdük...
Bu kafayla, bu vicdansızlıkla, bizleri de alıp götürürler...
Önümüze imzasız bir ihbar mektubu, bir gizli tanık ifadesi koyarlar.
Bir de word dosyası...
Gider hayatından üç-beş yıl...
Hiç düşünüyor musunuz şu saat, şu dakika, şu saniye kim bilir kaç insan, gizli bir tanığın en pespaye iftiraları ve kara yalanları ile dört duvar arasında yatıyor.
  
Şimdi kalkıp sorsan...
Desen ki...
“Aynı gizli tanık... Aynı ifade...
Aynı mantık, aynı şuursuzluk..
İyi de niye Levent Ersöz içeride de Semra Hanım dışarıda...”
Ona sorsan, gözleri vardır görmez, kulakları vardır işitmez...
Kendine sorsan, soramazsın, çünkü vicdanın vardır el vermez.
Levent Ersöz’ün hakkını soracağım derken, Semra Hanım’a haksızlık etmiş olursun.
En iyisi ortaya sormak.
Daha kaç can yakmalıyız, kaç hayat söndürmeli, insanların hayatından kaç seneler çalmalıyız...
Şu gizli tanık denen soytarının maskesini indirmek için daha hangi pespayelikleri görmezden gelmeliyiz?

Haberin Devamı

Allah kahretsin o kadın gitmişti, dün yine geldi

Haberin Devamı

DÜN Ay tutulması günüydü.
Tutulmuş bir Ay’ın kuytusunda Nazan Öncel’in şarkısını hatırladım.
Tam 21 yıl olmuş o olağanüstü şarkıyı ilk dinleyeli.
“Gitme kal bu şehirde...”
Böyle bir Ay tutulması gününde yine kanıma girmeyi bekliyormuş.
Girdi... Fena halde girdi.
Zaten bu kadın hep kanıma giriyor.
Bir geliyor, sonra kaybolup gidiyor. Nerededir, ne yapar bilemiyorum.
Sonra öyle bir günde geliyor ki...
Allah kahretsin kanıma giriyor.
“Ay karanlık hep karanlık
Yüzün bize döner oldu..
Bir ihtimal daha vardı
Felaket oldu.”
Durmuyor, inadına inadına devam ediyor:
“Gitme gitme gitme kal bu şehirde
Gitme gitme... Yazık olur bize...”
Ay tutulması günüm... İntizar günüm... Bela okuma, lanet okuma günüm.
Hepimiz adına, “Allah kahretsin hepimizin alın yazısı mıdır bu” diye sorma günüm.
“İlle de hep bir giden, bir de kalan mı olmalı...”, “İlle de kalan hep biz mi olmalıyız” diye kendimi jilet jilet doğrayacağım gün. Yine de güzel bir cuma günü...
Yakında yaz gelecek. Unutacağız... Uzaklaşacağız... Biz de gidebileceğiz...
Ayınızı daha fazla karartmayayım.
“Life of Pi” filmindeki gibi, tahlisiye sandalında bir bengal kaplanı ile hayatını paylaşan birkaç kişi daha vardır diye yazdım.

Haberin Devamı

Tahmin edin Türkiye’de Kürtler ne kadardır

TARHAN Erdem’le Hasan Celal Güzel arasında çok önemli bir polemik geçiyor.
Erdem geçtiğimiz günlerde Konda şirketinin Türkiye’deki Kürtlerin sayısı üzerine yaptığı araştırmadan bir rakam ortaya attı.
Size bu polemiği özetlemek istiyorum.
  
TARHAN ERDEM’E GÖRE:
2006 yılında Türkiye’nin nüfusu 70.6 milyondu.
Kürtlerin sayısı ise 11.5 milyondu.
Yani Türkiye’nin yüzde 15.7’sini Kürt nüfus oluşturuyordu.
2013 yılındaki durum ise şudur:
Türkiye’nin nüfusu 75.6 milyon.
Kürtlerin sayısı ise 13.4 milyon.
Yani Kürt nüfusun oranı 2 puan artışla yüzde 17.7’ye yükselmiştir.
  
HASAN CELAL GÜZEL’E GÖRE:
Konda
’nın verdiği rakamlar uydurmadır.
Konda 2006 araştırmasında Kürtlerin oranını yüzde 7.67 olarak vermiştir, ki bu doğrudur.
Sonradan bu rakamı revize etmiştir.
Zazalar ayrı bir etnik kimliğe sahip olduğu halde Kürt olarak yazılmıştır.
2013 itibariyle Türkiye’deki Kürt nüfus yüzde 8 ile 11 arasındadır.
O da 6-9 milyon kişi demektir.
Yani Konda Kürtlerin sayısını iki kat fazla göstermiştir.
  
TARHAN ERDEM’İN CEVABI:
Çok değişik çevreler eskiden beri Kürt nüfusla ilgili araştırmalar yayınlamaktadır.
Hepsi -Konda’nınki dahil- tartışılabilir.
Zazalarla Kürtleri, bir sosyolojik varsayım olarak aynı grupta topladığımız doğrudur.
Zazaların, Kürtlerin yüzde 10’u mertebesinde olduğu bilinmektedir.
Verdiğimiz rakamların en çok yüzde 6 fazla, yüzde 3 az olabileceğine inanıyorum.
Kürtlerin sayısını iki misli gösterdiğimiz iddiası doğru değildir.
  
İlginç değil mi...

Yazarın Tüm Yazıları