Çorapla yürüyen başbakan haberi verilir mi

SON zamanlarda en çok tartıştığımız konulardan biri şuydu:‘‘Bir başbakanın hastalığına bağlı unutkanlıkları haber yapılır mı?’’

İsterseniz daha somut biçimde sorayım.

EVET YAYINLANIR

‘‘Gözcü’’
Gazetesi, ‘‘Başbakan Ecevit'in, Bakanlar Kurulu'nda ayakkabılarını unutup çorapla yürüdüğünü’’ yazmıştı.

Soru şuydu:

‘‘Bu haber bize gelse yayınlar mıyız?’’

Arkadaşlarımızın bir bölümü, ‘‘bunun yayınlanmaması gerektiği’’ görüşündeydi.

Bir bölümü ise ‘‘Yayınlanmalı’’ diyordu.

Bana göre ise ‘‘haber doğruysa’’ yayınlanır.

Mesela, etik konulardaki hassasiyeti bilinen Amerikan basını, başkanla ilgili böyle bir olay varsa, mutlaka yayınlar diye düşünüyorum.

Son bir yıl içinde Başbakan Ecevit'le ilgili bazı haberler geliyor.

Nitekim çorap haberi bize de geldi, ama doğrulatamadık.

Buna karşılık, Anıtkabir'deki deftere yazacağı şeylerin daha önceden başkaları tarafından yazıldığı konusundaki haberi de verdik.

Çünkü bir başbakanın sağlığı ve zihni yeteneklerinin durumu, ülkenin bütün vatandaşlarını ilgilendirir.

Bundan bir süre önce Başbakan Bülent Ecevit'in hafıza yetenekleriyle ilgili bir yazı yazmıştım.

Çankaya Köşkü'nde verilen 29 Ekim davetinde, Ecevit'in, hayatında iki üç defa gördüğü eşimle ilgili bir ayrıntıyı hemen hatırladığını belirtmiştim.

Bu yazının yayınlandığı gün, inanamayacağınız kadar çok faks ve e-mail aldım.

Hepsi de nazik bir dille yazılmış mesajlardı.

Yani internetin, ‘‘azgın azınlığının’’ kaba küfürleri değildi.

Ülke üzerine düşünen saygın insanların yazdığı belliydi.

KEŞKE DANIŞSAYDINIZ

Bu mesajların birinde aynen şöyle deniliyordu:

‘‘Sayın Özkök, keşke bu yazıyı yazmadan önce bir doktora danışsaydınız. Çünkü yazdığınız olay, tipik bir Alzheimer belirtisidir. Ne yazık ki Başbakanımız bu hastalıktan mustariptir.’’

Çünkü Alzheimer hastaları, yakın geçmişi unuturlarmış.

Bu hastalığın kuralı da şuymuş:

‘‘Son gelen bilgi, ilk silinen bilgi olurmuş.’’

Tabii bu, bir başbakan için tehlikeli bir özellik olurdu.

Çünkü başbakanlar için ülkenin yakın dönem ve bugünkü olayları, geçmişe göre çok daha önemlidir.

Ancak o gün benim Çankaya'da gördüğüm Ecevit'te böyle bir şey yoktu.

TECRÜBENİN ÖNEMİ

Bugün Hürriyet'te, Türkiye'nin en tanınmış Alzheimer uzmanlarından biri olan Prof. Murat Emre ile Yener Süsoy'un yaptığı söyleşiyi okudum.

Prof. Emre, ‘‘Ecevit'in Alzheimer olduğunu sanmıyorum. Gördüğüm kadarıyla belli ölçüde Parkinson belirtileri var’’ diyor.

Bu sözler, benim o günkü gözlemimi doğrular nitelikte.

Başbakan Ecevit'in, ‘‘Alzheimer'dan kaynaklanan bir zihni meleke kaybı olduğunu’’ sanmıyorum.

Ancak bir başka gerçek var.

Başbakan'ın fiziki yaşı, normal yaşına göre daha ilerde.

Bunda belki de yıllardır süren beslenme alışkanlıklarının etkisi var.

Ben devlet yönetiminde ‘‘gençlik fetişizmi’’ yapmanın doğru olmadığı görüşündeyim.

Çünkü devlet idare etme sanatında, tecrübenin ve yıllarla kazanılan davranış bilgilerinin önemli bir yeri var.

Nitekim Ecevit, son üç dört yıl içinde, yılların kendisine verdiği ‘‘sakinlikle’’ birçok krizin aşılmasını sağladı.

Yani bana göre, Ecevit'in yaş yorgunluğu dışında devlet yönetimi açısından bir sorunu yok.

Zaten şu sıra onun yerine konacak bir alternatifinin bulunduğunu da sanmıyorum.

Bu yazıdan bir sonuç çıkarmak gerekirse şunu söyleyebilirim:

Eğer Ecevit ayakkabılarını unutur, çorapla yürümeye kalkarsa, bu elbette haber olur.

Bazı insanlar, Ecevit'in çok yorgun olduğunu, artık yerini daha genç bir siyasetçiye bırakmasının doğru olacağını da söyleyebilir.

DÜZE ÇIKTIĞIMIZDA

Ama bütün siyasi riskleri alarak uyguladıkları acıtıcı ekonomik programın bu en kritik anında, Ecevit ve ortaklarından bunu beklemek insafsızlık olur.

Tabii ülke düzlüğe çıktığında Ecevit'in bunu yapması, artık bir fedakárlık değil, gerçekçilik olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları