Çiller: Derviş ancak Dışişleri Bakanı olabilir

DÜN DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'le birlikte Trabzon'daydım. 4 Kasım'dan sonra CHP ile koalisyon için şartını şimdiden açıkladı:

‘‘Derviş ekonomiden sorumlu bakan olamaz. Onu Dışişleri Bakanlığı'na getiririz.’’

Çiller'
in seçim otobüsünde miting meydanına doğru giderken bir binanın duvarındaki yazı dikkatimi çekti:

‘‘Ey oğul, insanı yaşat ki devlet yaşasın.’’

Altında, son yıllarda siyasi hayatımıza giren bir isim: ‘‘Şeyh Edebali’’

Yani, Deniz Baykal'ın ‘‘Anadolu Solu'nun yeni piri’’ olarak sunduğu isim. Aslında bu slogan Türk siyasetine Baykal'la değil, 18 yıl önce Özal tarafından sokulmuştu.

Özal, 1983 seçimine girerken 70 yıllık ‘‘kutsal devlet’’ zihniyetini şu cümle ile yıkmıştı:

‘‘Vatandaş devlet için değil, devlet vatandaş için olacaktır...’’

Şimdi bu slogan şehir duvarlarına yazılıyor.

ÖZAL DA DYP OTOBÜSÜNDE

Bu sloganın sahibi Özal da DYP otobüsünde dolaşıyor.

Otobüsten yapılan anonsta, gerçek Özal misyonunun sahibi Yıldırım Akbulut'un da orada olduğu ilan ediliyor.

Otobüste sadece Özal yok.

Rahmetli Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş de orada.

Otobüsün önünde kurt işareti yapıyor.

Ben ‘Kurt işareti mi yapıyorsunuz?’ diye sorunca yanımdaki biri ‘Evet, ama bizimki erkek kurt’ diyor.

Biraz geriye, uçağa döneyim... Çiller'le son uçak yolculuğumuzu Filistin'e giderken yapmıştık. Başbakandı ve yolculuk tatsız geçmişti.

KOALİSYON TERCİHİ CHP

O günkü Hürriyet'te, ‘‘Körfez savaşı enflasyonu’’ diye bir başlık çıkmıştı.

O da çok kızmış, münakaşa etmiştik. Ben de geziyi yarıda bırakıp dönmüştüm.

Aradan yıllar geçti. Bu defa uçak yolculuğu çok keyifli geçti. Bütün yol boyunca gülerek geldik. Dünkü Milliyet'te Tarhan Erdem'le yapılan söyleşi canını sıkmamıştı. Erdem, DYP'nin baraj altında kalabileceğini söylüyordu.

Yıldırım Akbulut basının yanlış yönlendirme yaptığını söylüyor; bir de uyarı yapıyor:

‘‘Bunu yapmaya devam ederseniz hem rejim, hem ekonomi açısından sıkıntı doğar.’’

Söze Çiller katılıyor. Seçimin ertelenmesi halinde ‘‘ipin başkalarının eline geçeceğini’’ söylüyor.

Peki, 3 Kasım sorun çözecek mi?

‘‘Çözmezse Yunanistan gibi bir seçim daha yapılır’’ diyor.

Seçim sonrası koalisyon...

Tercihi CHP...

‘‘Onunla olmazsa ne olur’’ sorusuna cevabı:

‘‘Demokrasi ve sandık bizi köşeye sıkıştırıp AKP ile koalisyona zorlarsa bunun sebebi biz değil, CHP olur.’’

ANSIZIN GİDEBİLİRİM

Çiller
nereye kadar siyasete devam edecek?

Güneri Cıvaoğlu, kendisine eskiden söylediği bir sözü hatırlatıyor:

‘‘Bir gece ansızın gidebilirim...’’

Çiller,
‘‘Evet, ansızın gidebilirim’’ deyip şartlarını sıralıyor:

‘‘Türkiye'de ekonomiyi bir noktaya getirir AB'ye girişini sağlama alır, yerine DYP'yi taşıyacak birini bulduğum bir gece ansızın gidebilirim.’’

Sonra İhsan Sabri Çağlayangil ile ilgili bir hatırasını anlatıyor.

1980'li yıllarda dağda kayak yaparken Çağlayangil ile tanışmış.

Çağlayangil kendisini iki defa yemeğe davet etmiş.

SİYASET BIRAKILMAZ

Çiller ‘‘Yemekte acemiliğim yüzünden kendisine bir soru sordum. ‘Siyaseti bırakıyormuşsunuz' dedim’’
diyor.

Çağlayangil, ‘‘Bak Tansu Hanım kızım, siyaset bırakılmaz’’ demiş.

Yıllar sonra 1990’larda başbakanken hastanede Çağlayangil'i ziyarete gitmiş.

Her tarafında kordonlar varmış.

O halde Çiller'e ‘‘Yanıma yaklaş’’ diye işaret etmiş.

Çiller yaklaşınca kulağına şunu fısıldamış:

‘‘Bak ben hálá siyasetteyim.’’

‘‘Bu onu son görüşüm oldu’’
diyor.

Trabzon mitingi izlenimini Çiller'e değil, Mehmet Ali Bayar'a soruyorum.

İzlenimi şu:

‘‘Buraya 1991'de Baba'yla gelmiştim; aynı heyecan var.’’
Yazarın Tüm Yazıları