Bu tablodaki 10 hatayı bulun

İçinde henüz 40 yaşına basmış genç bir adam vardı.
Helikopter 45 dakika boyunca İstanbul üzerinde dolaştı.
Bu süre içinde genç adam hiç konuşmadı. Sadece aşağıdaki İstanbul’u seyretti.
Elinde ne kâğıt ne kalem vardı.
Tek kare fotoğraf çekmedi.
Geçen cuma günü bu adamın kim olduğunu ve ne yaptığını öğrenince, peşine düştüm.
Sessiz helikopterin arkasından müthiş bir insan hikâyesi çıktı.





ÜÇ YAŞINDAYKEN SAVANT SENDROMU TEŞHİSİ

Helikopterin yolcusu Stephen Wiltshire adlı bir İngiliz’di...
1974 yılında Londra’da doğdu.
Öteki çocuklardan farklıydı.
Sessiz bir çocuktu. Sanki tek kişilik bir dünyada yaşıyordu.
Üç yaşına geldiğinde, doktorlar onunla ilgili gerçeği anne ve babanın önüne koydular.
Çocukta “Savant sendromu” vardı.
Yani daha yaygın deyimiyle Stephen “otizmli” bir çocuktu.
Ancak 5 yaşına geldiğinde bir başka özelliği daha ortaya çıktı.
Çocuk müthiş bir resim kabiliyetine sahipti.
Çevresi ile ancak çizerek iletişim kuruyordu...
Asıl önemlisi, kendine ait müthiş bir perspektif anlayışı vardı.
Gördüğü bir şeyi kafasına kaydediyor, sonra onu kendine ait müthiş bir üslupla çizgiye döküyordu.
Londra’daki Quinsmill Okulu’na gönderildi.
Ve o çocuktan bugün dünyaca tanınmış bir çizer çıktı.


45 DAKİKA İSTANBUL’U SEYRETTİ SONRA 5 GÜN KAPANIP ÇİZDİ

İstanbul’da helikoptere binerek şehir üzerinde 45 dakika tur atan adam Stephen Wiltshire’dı...
Tahincioğlu tarafından İstanbul’a davet edilmişti.
İstanbul üzerinde 45 dakika dolaştı.
45 dakika boyunca gördüklerini sessizce seyretti. Ne not aldı, ne bir çizgi yaptı, ne tek kare fotoğraf çekti.
Sonra bir odaya kapandı ve 5 gün boyunca gördüğü İstanbul’u çizdi. Yani beyninin İstanbul’dan çektiği o fotoğrafı kendi perspektif kurgusu ve üslubuyla müthiş bir sanat eserine çevirdi.
Yukarıda gördüğünüz resim işte o otizmli çocuğun hafızasının kaydettiği fotoğraftır.
Dakikalarca baktım. Donup kaldım...
Bir insan beyni, daha önce hiç görmediği, sonra sadece 45 dakika seyrettiği bir şehri nasıl bu kadar detaylarıyla kâğıda dökebilirdi.


BAKARKEN AKLIMA TEMPLE GRANDIN FİLMİ GELDİ

Resme bakarken ağlamaya başladım.
Rain Man filminin sahneleri gözümün önüne geldi.
Geçenlerde üçüncü defa seyrettiğim Temple Grandin filminin son sahnesinde de kendimi tutamayıp ağlamaya başlamıştım.
Otizmli bir çocuğun hayata bağlanma hikâyesi beni çok etkilemişti... Bir de annesinin, çocuğunu normal okullarda okutmak için verdiği olağanüstü mücadele beni çok etkilemişti.
Temple Grandin Amerika Birleşik Devletleri’nde, büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde ekol olan bir sistemi geliştirmişti.
Çünkü onun da bakma, görme ve gördüğünü matematiksel bir ilişki içinde kâğıda dökme kabiliyeti vardı.
Yetiştiricilerin yıllardır görmediğini o görüyor, hayvanların nasıl bir düzen içinde huzurlu olduğunu anlıyordu.

Otizmli dâhinin tablosu 26 Kasım’da satılacak

STEPHEN Wiltshire’ın çizdiği bu İstanbul tablosunun kullanım hakları Tahincioğlu şirketi tarafından Tohum Otizm Vakfı’na bağışlandı.
Önümüzdeki çarşamba (26 Kasım) günü Sait Halim Paşa Yalısı’nda bir Yılbaşı Alıveriş Şenliği düzenleniyor.
Şenlik sırasında, hikâyesini anlattığı bu tablonun edisyon baskısı da satılacak.
Ayrıca üzerinde bu desenin bulunduğu okul defterleri, ajandalar, telefon kılıfları da satışa çıkacak.
Şenliğe büyük bir ilgi var.
70’i aşkın büyük marka burada tasarladığı ürünleri satacak.
Birçok ünlü orada olacak.
Gelirin tamamı, bu sessiz çocukların sessiz mücadelelerini destekleyen, onların yanında duran sessiz bir vakfa gidecek.
Tohum Otizm Vakfı’na...
Sizlerden rica ediyorum.
Bu vakfa kulak verin.
Çocuğunuzun otizmli olmaması, kulaklarınızın bu sessiz çığlıkları duymanıza mani olmamalı...

Wiltshire’ın beyni şehrin çirkin camilerini görmemiş

OTİZMLİ ressamın çizdiği İstanbul’a dikkatle bakınca, beyninin kaydettiği görüntüyü çizime aktarırken bazı değişiklikler yaptığı görülüyor.
Mesela, tarihi yarımadayı şehirden ayıran Haliç gibi bir boğaz eklemiş.
Sadece Osmanlı’nın görkemli ve estetik camilerini görmüş. Şehrin mahalle aralarındaki mimarisi çirkin camileri görmemiş.
Buna karşılık, tarihi yarımadanın siluetini bozan binaları çok iyi görmüş. Maslak’taki gökdelenler neredeyse eksiksiz çizilmiş.

Otizmli çocukların yüzde 30’unda büyük yetenek var

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU
Doğuştan gelen veya yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nörogelişimsel bozukluk.

88 ÇOCUKTAN BİRİNDE VAR
Dünyada her 88 çocuktan birinde otizm spektrum belirtileri bulunuyor.

ERKEK ÇOCUKLARINDA FAZLA
Otizm erkek çocuklarında 4 kat fazla görülüyor. Her 54 erkek çocuktan birinde otizm gözlenirken bu oran kız çocuklarında 252’de bir.

İLAÇLA TEDAVİSİ YOK
Otizm sendromunun ilaçla tedavisi mümkün değil. Tek yol çocukları eğitmek.

ÜÇ YAŞINDAN SONRA ÇOK GEÇ
Çocuğun eğitiminin en geç 3 yaşında başlaması gerekiyor.

YÜZDE 30 EĞİTİMLE DÜZELİYOR
Çocukların yüzde 30’u eğitimle normal davranış düzeyine getirilebiliyor.

DÂHİ YETENEK YÜZDE 30
Otizmli çocukların hepsinde sanatsal veya bilimsel deha yok. Bu yetenekler sadece yüzde 30’unda gözleniyor.

ORTALAMA YAŞAM SÜRELERİ
Otizmli çocukların ortalama yaşama süreleri 60-70 yıl.

633 ÇOCUĞA EĞİTİM VERİLDİ
Eğitim zor ve pahalı. Otizm Vakfı bugüne kadar 633 çocuğa eğitim verdi. 600 öğretmen, 1500 sağlık elemanı yetiştirildi.

SADECE 7 BİN ÇOCUK EĞİTİLİYOR
Türkiye’de 0-18 yaş arasında teşhis edilmiş 283 bin otizmli çocuk var. Bunlardan sadece 7 bini eğitim alabiliyor.

Çocuğunuz ismini söyleyince bakmıyorsa

Başkalarıyla göz teması kuramıyorsa,
İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,
Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
Mesela siz gülünce gülmüyorsa,
Hiçbir şeyi taklit etmiyorsa veya çok sınırlı taklit yeteneği varsa,
Hayali oyun oynamakta zorlanıyorsa,
Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
Parmağı ile işaret edip bir şeyi gösteremiyorsa,
Konuşmada geri kalmışsa, bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa,
Bazı eşyaları döndürmeye, ısrarla sıraya sokmaya çalışıyor, günlük yaşamındaki düzenin bozulmasından aşırı huzursuz oluyorsa,
Doktora başvurmanızda yarar var.

Yazı uzatamadım, bu defa erken davranıp yılbaşı ayını uzatıyorum

FARKINDA MISINIZ, çok kötü ve kapkara bir yıl geçirdik. Yazımız zehir oldu, uzatamadık. O nedenle evimin ışıklarını erken yaktım. Yılbaşı ayını da önümüzdeki hafta açıyorum. Kısa yazı uzatamadık, hiç olmazsa kısa yılbaşı ayını uzatalım.
Yeni yıl ayını bir şişe şampanya ile açacağım. Geçenlerde çikolata için yaptığımın bir benzerini şampanya için yapacağım.
Şampanya züppe zenginlerin içkisi midir. Varoşta şampanya açılır mı.
Bir kadına şampanya açarken nelere dikkat etmelisiniz.
Şampanya ile gerçekten en iyi çilek mi gider.
Şampanyayı bıçakla açmak kıroluk mudur.
Şampanya yıllanır mı, hangi yılın şampanyasını almak lazım.
Azz sonra...