Bu binalar kaç Mercedes eder

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Sanayi Bakanı Yalım Erez, geçen hafta Güneydoğu'dan dönerken Başbakan Mesut Yılmaz'a ilginç bir teklif yapıyor.

Aynen şunları söylüyor:

‘‘Sayın Başbakan, bütün devlet bakanlıklarını eski Başbakanlık binasından çıkarın. Orada sadece Başbakan Yardımcılığı'nı ve sık sık danışmak ihtiyacı duyduğunuz birkaç kişiyi bırakın. O zaman yeni Başbakanlık binasına ihtiyaç kalmaz.’’

Merak ediyorum, dünyanın başka hangi ülkesinde, başbakanlık binasında bu kadar çok devlet bakanlığı odası vardır?

Erez'in bu sözleri, dikkatimi geçen hafta geçtiğim bir caddeye çekti.

GENİŞ CADDE

Ankara'yı Eskişehir'e bağlayan geniş cadde, giderek Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir şehrin görünümünü alıyor.

Bu cadde, Ankara'nın yeni devlet semtini oluşturuyor.

Cumhuriyetin kuruluşunda tasarlanan Bakanlıklar semti yavaş yavaş buraya taşınıyor.

Geçen hafta bu caddeden Eskişehir istikametine giderken, yapımı sürmekte olan bir gökdelene takılıyorum.

Mimarisine ‘‘güzel’’ demek zor. Şehir estetiğine çok uygun olduğu söylenemez.

Demokratik bir ülke estetiğine uygun olduğu da şüpheli.

Daha çok eski Sovyetler Birliği başkentinin binalarını andırıyor.

Gökdelenin tepesindeki kabartma harflerle yazılmış bir kelime dikkati çekiyor.

Halkbank.

Belli ki, Halkbank binası olarak yapılıyor.

Bu, benim bildiğim aynı cadde üzerindeki ikinci Halkbank binası.

Birincisine Devlet Bakanlığı el koymuş ve burayı Hazine ile Dış Ticaret Müsteşarlığı haline getirmişti.

DEV BİNALAR

İkinci binaya bakıyorum.

Aklıma şu soru takılıyor. Acaba Halkbank'ın bu kadar büyük bir binaya ihtiyacı var mı?

Bu işten anlayan insanlara sordum. ‘‘Kesinlikle hayır’’ cevabı verdiler.

Üzerine niye bu kadar büyük bir kabartma ile Halkbank yazılmış diye sordum.

‘‘Başkaları gelip el koymasın’’ diye cevabını aldım.

Ama binaların üzerine bunu yazmanın hiç yararı yok. Çünkü, bundan önceki binanın üzerinde de böyle kabartma bir yazı vardı, ama bu yazı, binanın Hazine'ye gitmesine engel olmadı.

Yeni Başbakanlık binası, bir başka KİT'e aitti. Keza Dışişleri Bakanlığı binası da bir başka devlet bankası için yapılmıştı.

Bakanlıklar, KİT'lerin yaptığı binalara el koyup, kendileri kullanıyor.

Türkiye bir süredir anlamsız bir Mercedes tartışması yaşıyor.

Devletin Başbakan Yardımcısı'na, bakanlarına alınacak üç beş Mercedes için fırtınalar koparılıyor.

300 MERCEDES

Bu arada iki konu birbirine karışıyor. Acaba bu kişiler, bakanların Mercedes arabaya binmesine mi karşı çıkıyorlar, yoksa bu arabaların birtakım kamu kuruluşlarına satın aldırılmalarına mı?

Birincisi ise, bu ülkenin bakanlarının Mercedes arabaya binmesine kimsenin itirazının olmaması lazım.

Eğer karşı çıkış nedenleri ikincisi ise, o zaman üzerine gidilmesi gereken çok önemli bir başka mesele var.

Yukarda anlattığım kamu kuruluşlarına, kamu bankalarına yaptırtılan anormal büyük binalar.

Bir Halk Bankası binası acaba kaç Mercedes 500 eder?

150 mi, 200 mü, hatta 300 mü?

Bir hesabını yapalım bakalım. Görelim, mesele üç beş Mercedes mi, yoksa devletin, kamunun parasını yutan dev binalar mı?

YIKILACAK DUVAR

Eskişehir'e uzanan geniş cadde, Türkiye'nin özelleştirme sorununun gerçek boyutunu en çarpıcı şekilde gösteriyor.

Bu caddeye bir Amerikan şehri görüntüsü veren bu binalar, aslında Türk ekonomisinin en büyük dramını gözlerden saklayan temsili bir Çin Seddi oluşturuyor.

Türkiye'nin yıkmak zorunda olduğu duvar işte budur.

Yazarın Tüm Yazıları