Paylaş
Sadık bir köpeğin gözleri ile...Yunan mitolojisinde çok ünlü bir köpek vardır. Adı Argos...
Ünlü Odysseus’un köpeğidir. Mitolojiye göre, bütün İthaka halkı Odysseus’un öldüğüne inanır.
Bir canlı hariç...
Köpeği Argos...
Yirmi yıl boyunca sahibinin dönüşünü bekler.
Bugün itibariyle, 132 kişi, Odysseus’un sadık köpeği Argos’un gözüyle dünyayı görüyor.
Çünkü tıp âleminin en önemli buluşlarından biri olan “biyonik göz”e o sadık köpeğin adı verildi. Yani görmeyen insanların retinasına yerleştirilen bir çiple tavukkarası gibi ağır vakalarda görmesini sağlayan alete.
* * *
Geçen haftaya kadar dünyada 132 insan bu biyonik çiple görmeye başlamıştı.
133’üncüsü de geçen hafta Ankara’da bombalar patlarken İstanbul’da
takıldı.
* * *
Bir çiple görmek, optik hafızamızın kolayca algılayabileceği bir şey değil elbet. O kelime aklımıza “Terminatör” filminde yarı robot insanın gözünde gördüğümüz görüntüyü getiriyor.
Ama artık bir gerçek...
* * *
Bu Türkiye’de yapılan üçüncü ameliyattı. Bu operasyonu yapanların başında da Dünya Göz Hastanesi’nin dünyaca ünlü Giritli profesörü İoannis Pallikaris vardı.
Bu heyecanını bana gönderdiği bir mektupla paylaştı.
Ama o mektupta, öyle bir soru vardı ki, ancak vicdanına sadık bir insanın gözünden cevabını verebilirdik.
Gönüllü pilotların kullandığı bir DC-10
ORBİS, dünya çapında uluslararası kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu.
-1982 yılından bu yana, 325 bin göz tedavisi personelini eğitti.
-92 ülkede 23.3 milyondan fazla kişiye tıbbi ve optik tedavi sağladı.
-Bir DC-10 uçağının içine kurduğu, gönüllü pilotların kullandığı “Uçan Göz Hastanesi” ile dünyanın her yerine yardıma koşuyor,
ücretsiz bakım ve
tedavi yapıyor.
Hangisi daha önce görmeli? Ormandaki görmeyen Afrikalı mı, yoksa düzgün yoldaki Avrupalı mı
PROF. Pallikaris soruyor:
“Ormanda atacağı bir sonraki adımla ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bulunan görme özürlü bir Afrikalının durumuyla, beyaz bastonuyla, yanında eğitimli köpeğiyle güvenliği için hazırlanmış sarı çizgili yaya kaldırımında yürüyen Avrupalı bir görme engellinin durumunu karşılaştırmak mümkün müdür?”
* * *
Baharın yaklaştığı şu pazar gününde bu size sıradan bir münazara sorusu gibi gelebilir.
Ama bir doktor için, “Sophie’nin Seçimi” filmindeki kadar dramatik bir durumu anlatıyor.
* * *
Bu elektronik çiple görmeyi sağlayan bir ameliyat artık 200 bin dolara yakın mal ouyor.
Peki ama böyle bir meblağ ile ışığı görmeye kimin daha çok hakkı var? Yani öncelik kimin olacak?
Afrika’nın kalbinde yaşayan 1000 insanın mı, yoksa Avrupa vatandaşı varlıklı bir kişinin mi?
Prof. Pallikaris mektubunda şöyle diyor:
“Tanrı’nın ve tabii ki mantıklı bir insanın, insanlar arasındaki eşitliğe ilişkin cevabı gayet açıktır.
Elbette her ikisinin de farklı dünyalarında ışığı görme hakkı var. Bana kalırsa tabii ki en doğru yaklaşım ve arzu ettiğim husus her birini muayenehaneme kabul etmek olurdu.”
* * *
Heyhat... Bir doktorun tek başına “Tanrı’nın cevabını” vermesi mümkün değil.
Tanrı’nın cevabına sadık kalabilmemiz için, mantıklı ama aynı zamanda hayırsever insanlara ve kuruluşlara ihtiyacımız var.
Her bir yanımızda bombalar patlıyor, sahillerimize bebek cesetleri vuruyor... Ama iyi insanlar da durmuyor....
* * *
Geçen hafta bunların 10’u bir araya geldi ve bir ışık çemberi oluşturdu.
Böylece Dünya Göz Hastanesi’nde görme engelli bir Türk’e biyonik göz implantasyonu yapıldı.
Bu 10 kişi içinde Afrika’daki görme engelliler için Türkiye’den yardım istemeye gelmiş ve bugüne kadar 23 milyon insana tıbbi ve optik tedavi imkânı sağlayan sivil toplum kuruluşu Orbis ekibi, gönüllü doktorlar ve bu ameliyata maddi destek sağlayan Kapıcıoğlu ailesi bulunuyordu.
* * *
Geçen yıl Mustafa Taviloğlu ile İthaka önünden geçerken, dağlarda onun yaşadığı yerlere baktık.
Odysseus, Truva Savaşı bittikten 10 yıl sonra İthaka’ya dönmüştü.
Döndüğünde neredeyse bir dilenci kılığındaydı ama sadık köpeği Argos onu tanıdı.
Artık çok yaşlı ve yorgundu...
Onu selamlamak için kuyruğunu son bir defa salladı ve öldü....
* * *
Bugün görme engelli insanların dünyayı görmelerini ve tanımalarını sağlayan mucize çipe “Argos” adı verilmesi doktorların insan hayatına olan sadakatinin de ifadesidir.
Paylaş