Paylaş
Biri 11 Ocak 2021...
Yani geçen pazartesi günü...
Öteki ise bundan 3 gün öncesine ait...
Yani 8 Ocak 2021...
Önce ikincisinden başlayayım...
Gördüğünüz bu fotoğraf geçen pazartesi günü Kahire’de çekildi... Eminim MİT’in elinde de vardır, çünkü açık istihbarattan gelen bir fotoğraf...
Dikkatle bakarsanız arka planda 4 bayrak göreceksiniz...
Mısır, Ürdün, Almanya ve Fransa bayrakları...
Çünkü önde oturan 4 kişi bu 4 ülkenin dışişleri bakanları...
Yani Almanya, Fransa, Mısır ve Ürdün dışişleri bakanları...
Şimdi bu fotoğrafın teknik bir analizini yapalım.
*
Samimiyetlerini göstermek için böyle bir selfie yapmışlar...
Ama amaç bir hatıra selfie’si değil. Çünkü bir de fotoğrafçı çağırıp bu aşırı samimi “sempatik selfie” sahnesini görüntülettirmişler.
Orada da kalmayıp bu sahneyi bütün dünyaya servis etmişler...
*
Öyleyse nedir bu selfie’nin amacı?
Fotoğrafın adresi neresidir?
Bana sorarsanız bu fotoğrafın görünmesini istedikleri tek yer var orası da Ankara...
Öyleyse gelelim toplantının amacına...
Dört ülkenin dışişleri bakanlarının o toplantısından dışarı yansıtılan resmin amacı şu:
“İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmelerine arabuluculuk etmek...”
Ve açıkladıkları bir şey daha var:
Bu konuda Biden yönetimi ile işbirliği yapacaklar ve ona zemin hazırlıyorlar...
Bu “işbirliği” kelimesi size bir şey hatırlattı mı?
Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yaptırımlar konusundaki son kararında bir cümle vardı hani...
Doğu Akdeniz ve Türkiye konusunda ABD’nin yeni yönetimiyle birlikte hareket edileceği cümlesi...
İşte bu onun ilk karesi...
*
Şimdi bu selfie karesinin hikâyesini burada kesip 3 gün önceye dönüyorum...
Yine çok önemli ve ilginç bir istihbarat...
8 OCAK GÜNÜ SADECE 225 KİŞİNİN OKUDUĞU BİR TWEET
8 Ocak Cuma günü Fatih Yıldız isimli bir kişi bir tweet attı. Bu tweet’i sadece 225 kişi görüntüledi.
Fatih Yıldız, Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi...
*
Attığı tweet şuydu:
“Türk müteahhitler Musul Havalimanı’nı, doğrudan yatırım yoluyla, işletmesini de içerecek şekilde yeniden imar etmek üzere cazip tekliflerde bulunmuşlardı. Görüntüye göre bu projeyi başkaları yapacak...”
*
Büyükelçinin attığı bu tweet aslında 12 gün gecikmiş bir bilgiydi...
Çünkü büyükelçi, 27 Aralık 2020 günü Bağdat’ta bu bilgiyi almıştı.
Musul Havalimanı inşaat ve işletmesi Türk şirketlerine verilmeyecekti...
Bu haber Türk büyükelçi için neredeyse bir şoktu...
Çünkü daha 10 gün önce, Irak Başbakanı Türkiye’ye gelmiş, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bu konu konuşulmuştu.
Musul ve Kerkük, Türkiye açısından hem stratejik, hem psikolojik, hem askeri alanlarda çok önemli bir yerdi.
Bu bölgedeki varlığı açısından sembolik bir anlam taşıyordu.
*
İşin çok ilginç ve şoke edici bir yanı daha vardı. Musul Havalimanı inşaatını ve işletmesini alan bir Fransız şirketiydi.
Şirketin adı da “Aeroport de Paris Ingenierie” idi.
Yani Türkiye’de Atatürk Havalimanı’nı işleten, orası kapanınca başka havalimanlarında faaliyetini sürdüren şirketin bir kolu...
Ancak buradaki şirketle ilişkisi yoktu.
İşte bu noktada kafamı karıştıran bazı sorular var...
Adı geçen Fransız şirket bir tasarım şirketi...
Ve duyduğum doğruysa kapatılmış.
Onlar daha önce havalimanının sadece tasarımını yapmışlar ve ihale henüz sonuçlanmamış. Öyleyse çıkan bu haberler ne?
Üçüncü yazıda kendi yorumumu anlatayım.
YORUM
ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ÇOK SIK GÖRECEĞİMİZ KARELER
BU selfie ve Bağdat’tan gelen tweet bize bu yılın bir yol haritasını veriyor.
Buna Suudi Arabistan ve öteki Arap ülkelerinin Katar’la anlaşmasını da ekleyin.
Yanına Arap ülkelerinin İsrail’le verdikleri fotoğrafları ekleyin.
2021 yılında bu bölgede hemen her yerde karşımıza çıkacak olan adı konmamış ittifakların ilk selfie kareleridir bunlar...
Bu ittifakın “konmamış adını” da ben koyayım: “Bu Türkler de çok oluyor” cephesidir bu...
Açıkça görelim.
Ortadoğu’da, Doğu Akdeniz’de, Afrika’da, Kafkasya ve Balkanlar’da giderek bizi yalnızlaştırmak ve hareket alanımızı kısıtlamak isteyen bir dönem başladı...
Ve şimdilik burada “evde tek başınayız”...
Bana göre bunu kırmanın tek yolu, reformlar ve Avrupa Birliği ile ilişkileri sağlam bir zemine oturtmaktır...
BREAK VE SOKAK DANSININ EN BÜYÜK KOREOGRAFI ÖLDÜ
KENDİNE bulduğu son isim “Shabba Doo”ydu...
1980’li yıllarda benim sosyoloji derslerime konu olan “break dansı”nın en büyük koreografıydı o...
Banksy nasıl şehir duvarlarının ressamıysa...
O da şehir sokaklarının dansçısıydı...
“Sokakların Bob Fosse’u” deniyordu ona...
Pop sokak kültürünün bir efsanesiydi...
Chicago’da büyümüştü ama asıl kariyerini tabii ki Los Angeles sokaklarında yapmıştı.
Aslında onu hiç tanımadan çok seyretmiştik.
Michael Jackson’ın “Bad” klibinde o vardı.
Madonna’nın “Who’s That Girl”ünde...
Lionel Richie’nin “All Night Long” klibinde de o vardı.
65 yaşında hayata veda etti...
Haa bir de asıl adı Adolfo Quinones’di...
‘ERKEKTEN NEFRET EDİYORUM’ DEMEK NEFRET SUÇU MUDUR
BİZ “yeni normal”in “heteronormatif müesses nizamı” ile boğuşurken, Fransa geçen ağustos ayından beri çok hassas bir konuyu tartışıyor.
Konu şu:
Pauline Harmange adlı 26 yaşında bir kadın bir kitap yazdı:
Adı “Erkekten Nefret Ediyorum”...
Kitabı daha çok feminist kitaplar basan ve kâr amacı gütmeyen “Monstrograph” isimli yayınevi bastı.
İlk baskısı sadece 400 kopyaydı...
*
Kitabın yazarı bir anda sosyal medya lincine uğradı.
Kendisini tecavüz ve ölümle tehdit edenler oldu.
Bunlardan biri polis tarafından ciddi görülüp gözaltına alındı.
Ama en şaşırtıcı tepki hiç beklenmedik bir yerden geldi.
Fransa Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı’nın Ralph Zurmely adlı bir çalışanı yazara bir mesaj atarak, “Bu kitap insanlar arasında nefreti körüklüyor. O nedenle hemen yayından çekin yoksa adli takibat başlar” diyerek tehdit etti.
İşte olay bundan sonra patladı...
Gelin ikinci yazıda bu kitabın akıbetine bakalım.
ERKEKTEN NEFRET ETMENİN REYTİNGİ VE TİRAJI NEDİR
BU tehdidi gören Fransa’nın en büyük yayınevleri harekete geçti.
Kıyasıya bir rekabet sonunda Seuil, kitabı yayınlama hakkını elde etti.
Yayınlanan kitap 20 bin adet satıldı.
Aynı anda 17 ayrı dile çevrildi.
Ve 19 Ocak günü de MeToo Amerika’sında hem de Harper Collins gibi büyük bir yayınevi tarafından yayınlanacak.
*
Ama tartışma devam ediyor...
Fransa Cinsiyet Eşitliği Bakanı söz konusu çalışanının fikirlerine katılmadığını açıkladı.
O mesajı yazan çalışan ise başka bir bakanlığa nakledilmesini istedi.
*
Şimdi şu sorular tartışılmaya başlandı:
“Erkekten nefret ediyorum” demek bir nefret suçu mudur?
Bir erkek çıkıp, “Kadından nefret ediyorum” diye kitap yazsa tepkiler ne olur?
300 YILLIK BİR BALIKÇI ŞARKISI NASIL VİRAL OLDU
2020’nin son haftasında Nathan Evans adlı 26 yaşında İskoçyalı bir genç adam TikTok’a bir video yükledi.
Kameranın karşısına tek başına geçip “Soon May the Wellerman Come” adlı bir şarkıyı söylüyordu.
Bu şarkı 1700’lü yıllarda balıkçıların denizde hep birlikte söyledikleri bir şarkıydı.
Bu şarkıyla ekip ruhu ve moral buluyorlardı.
Şarkı TikTok’ta birden patladı...
Bir hafta içinde 1 milyona yakın insan bunu seyretmişti...
Bu köşeden hep anlatıyorum ya... Bu yüzyılın en önemli kavramı “viral”.
Bulaşıcılık yani...
Bu bulaşıcılık herkese inanılmaz bir başarı ve şöhret yolu da açıyor...
Nathan Evans adını düne kadar yaşadığı mahalle dışında bilen yoktu...
Şimdi TikTok’a koyduğu her şarkı en az 100 bin kere görüntüleniyor...
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş