Anlayacağınız, aşkı bile acılı tercih eden hallerden.
Melodiler basit ve sağlam.
Peppino di Capri'yi uzaktan andıran yumuşak, ama iddiasız bir ses.
* * *
Samimi söylüyorum, çok güzel bir CD.
Bayram öncesinden beri defalarca dinledim.
İşte, evde, arabada dinliyorum.
Bir medya imparatoru, hırslı bir işadamı, bir başbakan yazmış, arkadaşı söylüyor.
Ben dinliyorum.
Şarkıları dinlerken içimdeki ses konuşuyor.
‘‘Bak bu şarkılar senin ne kadar haklı olduğunu ispatlıyor.’’
Kendim dahil, insanların çoğunun içinde iki, üç, hatta daha fazla kişilik barındırdığına inanıyorum. Her insanın içinde ötekiler, başka ruhlar da vardır.
Bu müzik acaba Berlusconi'nin kaç numaralı ruhunun müziğidir?
* * *
Onu bilmem ama benim kaç numaralı ruhuma seslendiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Bir numaralı ruhuma.
Yani İzmir'in Kahramanlar Mahallesi'nde doğan, Üç Yol'unda büyüyen, Güzelyalı'da, İnciraltı'nda ve bir de Melez Çayı'nın ağır, kirli sularında yüzen, Peppino Di Capri'lerle, Adriano Celentano'larla, Akdeniz'i önce müzikte keşfeden ruhuma.
Kendi içimdeki nüfus sayımlarında hep bir numaralı hanede oturan o kişiliğe.
Berlusconi ve Apicella'nın müziğini dinlerken işte bu yüzden çok keyiflendim.
Sonra Berlusconi'nin fotoğrafına bir kere daha baktım.
Tıpa tıp aynısı.
Yani Akdeniz kasabalarında dolaşan ‘‘Vittelone’’ (Dana) yüzüne konan o ifadenin aynısı orada duruyordu.
Kayabalığı gibi elden kayan, biraz hercai, biraz dalgacı, her saniye insanın aklına ‘‘Acaba güvenilir mi’’ sorusunu sokan, güvenilebileceğini yüzlerce defa ispatlasa bile, güvenilir rütbesine bir türlü terfi edemeyen o aynı yüz.
Bir numaralı ruhun bütün Akdeniz'deki küresel maskesi.
Tek tipi...
O maskenin arkasından çıkan müzik de işte bu yüzden bana çok iyi geliyor.
Çünkü bütün kayabalıklarının en saf ve en bozulmamış yanı budur.
Onları bir numaralı ruhlarından tuttuğunuz zaman elinizden kaymazlar.
Ve hiçbir yere kaçmazlar.
* * *
Bir numaralı ruh kardeşliği hiçbir loncanın, hiçbir tarikatın sahip olamayacağı kadar güçlü bir kardeşliktir.