ÖNCEKİ akşam Almanya’nın Tegernsee Kasabası’nda, Burda Grubu’nun başkanı Dr. Burda’nın yemeğindeydim.
Saat 23.00 sıralarında Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu’nun Türkiye raporunun metnini geçtiler.
Metni okurken içimden şu duygular geçti:
"Galiba işler yoluna giriyor."
* * *
Türkiye’de son aylarda yaşadığımız olaylarla ilgili hep şu iyimser görüşü taşıdım.
İyi yönetildiği takdirde, Türkiye’nin sağlıklı ve istikrarlı bir demokrasi yoluna girmesi için çok iyi bir terbiye süreci olabilir.
Bu duygularımı Olli Rehn ve Barroso’nun Türkiye’yi ziyareti sırasında da yazmıştım.
Türkiye’de çok sayıda insan da aynı duygularını dile getirmişti.
Öyle sanıyorum ki, Türkiye’den gelen bu seslere de kulak verenler olmuş.
Avrupa Parlamentosu’ndan gelen bildiri bana göre dört dörtlük bir "demokrasi yol haritası".
Yapmamız gereken şey, önceki gece gelen mesajdaki konu başlıklarını alt alta yazıp, samimi olarak uygulamaktan ibaret.
Ben yazdım ve önüme koydum.
8 maddelik bir yol haritası çıktı.
Kendi kendime "Nedir bu" diye sorduğumda, bulduğum cevap şuydu:
"Medeni bir ülkeye yakışacak, gerçekten uzlaşmayı amaçlayan bir sivil anayasa taslağı."
İşte o yüzden bu maddeleri alt alta yazıp sizlerle de paylaşmak istiyorum.
* * *
Ne diyor Avrupa Parlamentosu bildirisi?
İsterseniz AKP’nin ve bazı kendini demokrat sanan liberallerin en çok hoşuna gidecek maddesinden başlayayım.
Madde 1:
Yargı bağımsızdır.
Madde 2:
Parti kapatmak hoş bir şey değil. Bu konu karara bağlanırken, Avrupa Birliği’nin Venedik kriterlerini dikkate alın.
Gelelim hükümetin hoşuna gitmeyecek maddelere:
Madde 3:
Demokrasi önemlidir. Ama laiklik de, hukuk devleti de önemlidir. İcraatında buna dikkat et.
Madde 4:
Yüzde 47 elbette milli iradeyi temsil yetkisi verir. Ama çoğunluk, mutlak bir çoğunlukçuluk anlamına gelmez. Yani iktidara "İstediğim her şeyi yaparım" imkánı sağlamaz. Denetim mekanizmaları da önemlidir.
Madde 5:
Türbanı çözmek istiyorsan, bunu tek başına değil, geniş kapsamlı bir hak ve özgürlükler paketi içinde ele al.
Madde 6:
Bunu yaparken, Türk halkının bir bölümünde laiklik ve hayat tarzı konusunda yarattığın endişeleri mutlaka gider.
Madde 7:
İktidara gelmek, hükümeti kurmak kimseye keyfi davranma yetkisi vermez. Demokratik yönetimde keyfiyetin, ona buna istediğimi veririm, istediğimi cezalandırırım hakkı tanımaz.
Madde 8:
Ergenekon soruşturması demokrasi dışı hevesleri bulunan kişilerin bulunup cezalandırılması çok önemlidir. Bunu da hukuk çerçevesi içinde çözmek için yargının önünü aç.
* * *
Evet, benim o bildiriden okuduğum 8 maddelik mesaj budur.
Var mı buna itirazı olan?
Benim yok.
Getirin káğıdı kalemi, koyun bu 8 maddeyi önüme, anında imzayı basayım.
Avrupa, bu bildiri ile Avrupa’nın temel değerlerini ortaya koydu.
Bizim de ondan beklediğimiz buydu.
Yani Türkiye’nin demokrasi meselesini sadece AKP’nin kapatılmasına indirgemeyen, iktidarın artık alabildiğine cüretkár hale gelen keyfi yönetimini ve halkın bir bölümünde ortaya çıkan laiklik endişelerini de dikkate alan bir terbiye süreci.
Ben diyorum ki bu bildiriden herkesin alacağı ders var.
AKP için en iyi savunma stratejisi, bu bildiriye sadakat imzası atmaktır.
Tabii hiçbir takiye duygusu olmadan, mertçe, söz vererek.