Paylaş
Küçük bir arkadaş ve aile grubu davetliydi...
Bizim kuşağın bir tür pandemi sonrası açılışıydı...
*
Kapıda bizi karşılayan Işıl ve Mehmet’i görünce gerilere döndüm. Mehmet’le uzun bir yol arkadaşlığımız var...
İkimiz de akademisyen kökenliyiz...
Gazeteciliğe birlikte Yankı dergisinde başladık...
Rahmetli Mehmet Ali Kışlalı’nın, Ankara’da bir apartman dairesinde kurduğu dergiden kimler çıkmadı ki...
Hıncal Uluç, Yalçın Küçük, Ahmet Taner Kışlalı, Emre Kongar, Haluk Gerger, Kurthan Fişek, Can Dündar...
Mehmet Yılmaz’la yollarımız daha sonra Hürriyet’te kesişti ve bir daha ayrılmadı...
*
Mehmet Türk medyasının “kurucu babalarındandır”...
Aydın Doğan’ın kurduğu Posta ve Radikal gazetelerinin kurucu genel yayın yönetmenidir.
Otuzdan fazla derginin kurucu editörüdür...
*
Düğünde bugün, bazı çevrelerin hâlâ “Eski Türkiye” dediği, ama medya tarihindeki devrimler açısından hâlâ en yeni ve yaratıcı döneminin insanları vardı...
Aydın Doğan ve eşi Sema Doğan’ı epeydir ilk defa bir medya düğününde görüyorum.
Bugün eşi Nüket’le birlikte “Oksijen” gazetesini çıkaran Zafer Mutlu masamızdaydı...
Uzun yıllar Doğan Medya Grubu’nun başkanlığını yapmış olan Mehmet Ali Yalçındağ ile Kanal D’nin eski başkan ve CEO’su Arzuhan Yalçındağ da oradaydı...
Tabii ki Hıncal abimiz...
Modern Türk gazeteciliğinin en renkli kurucu başkanı olarak hepimizin baş gönül köşesindeydi...
Genç kuşaktan ise sadece Çınar Oskay vardı...
Tabii Çınar’ı görünce babası rahmetli Ünsal Oskay’ı andık...
Türk pop kültür sosyolojisinin kurucu babası...
*
Türkiye’de kadın futbol yazarlığının kurucu annesi Fenerbahçe tutkunu Feryal Pere’yi görünce sormadan geçemedim:
“Pereira’nın gelişi hakkında ne düşünüyorsun?”
Ondan beklediğim şen kahkahası ve ondan da şen cevabı şöyle geldi:
“Yakışıklı bir teknik direktörümüz olduğu için memnunum...”
*
Biz Türk medyasının hem 12 Mart, hem 12 Eylül askeri dönemini yaşamış bir kuşağız...
O nedenle, her düğün bize Adalet Hanım’ın “Bir Düğün Gecesi” romanını hatırlatır...
Çünkü hayatımız 12 Mart’ın karanlık günlerinde başlayan bir düğün gecesi hikâyesi zinciridir...
Bir düğün gecesinden bir başka düğün gecesine, başka düğün gecelerine işte böyle bir 50 yıl geçti...
Her defasında “İntihar etmeyeceksek içelim bari” şakalarıyla birbirimizi kucakladık...
Bu 50 yılın sonunda ise Çetin Altan’ın hepimize ıstırap dolu bir vasiyet olarak bıraktığı o cümle ile yavaş yavaş son yolculuk hazırlıklarına başladık:
“Hayal ettiğimiz dünya bu değildi...”
*
Her düğün gecesi bize küçük şahsi tarihlerimizin unutmaya çalıştığımız ara dönemlerini de hatırlatır...
Ama yine de büyüyen çocuklarımızın sevgisi bizi bu ülkeye bağlar...
Her düğün gecesinde kadehlerimizi ülkemiz için kaldırırız...
Çünkü hiçbirimizin gidecek başka vatanı yoktur...
ERIC CLAPTON’IN BAHÇESİNDE ONUN GİTARI İLE BESTELENMİŞ BİR ŞARKI
CUMARTESİ, düğün gecesinden bana kalan en güzel hatıra ise Yasemin ve Alican’ın seçtiği düğün şarkısı oldu...
Beatles’ın en hüzünlü üyesi George Harrison’ın bestesi “Here Comes The Sun”ı seçmişler...
Harrison bu şarkıyı 1969 yılında Eric Clapton’ın bahçesinde, onun gitarı ile bestelemişti...
“Sevgilim, uzun ve soğuk bir karakıştı yaşadığımız” diye başlayan şarkı, “Nihayet yine güneş açıyor” nakaratı ile devam ediyordu...
*
Düğünden ayrılırken Çetin Altan’ın, bana çok dokunan ve aklımdan hiç çıkmayan son cümlesini düşündüm...
Şu yalnız ve hüzünlü ülkemizde hepimiz güneşi ne kadar özledik...
*
Gece yatağa yattığımda evlenen çocukları karşıma aldım...
Ve içimden onlara şunları söyledim:
“Sevgili Yasemin ve Alican...
Düğün şarkısı olarak bu sıcacık parçayı seçtiğiniz için ikinize de teşekkürler...
Güneş her sabah, evinizin ve kuşağınızın üzerinde hep böyle güzel doğsun...
Her gün... Yeniden...”
28 YIL SONRA YİNE MANŞET: ‘LEYDİNİN TOPUK SESLERİ’
GENEL yayın yönetmenliği hayatımda attığım başlıklardan en akılda kalanlarından biri “Leydinin topuk sesleri” olmuştu.
1993 yılında, Tansu Çiller’in Doğru Yol Partisi genel başkanı seçilip başbakan olduğu kongrenin sabahı Hürriyet bu 9 sütun manşetle çıkmıştı.
*
Önceki gün Ukrayna’da patlayan tartışmayla ilgili haberlere ve fotoğraflara bakarken o manşet aklıma geldi.
Ukrayna ordusunun kadın askerleri resmi geçitte üniformalarının altında asker botu değil, topuklu ayakkabı ile yürümüşlerdi.
*
Ukrayna’nın erkek kesimi çok eleştirdi ama bence yeni nesil ordularda kadının da artık çok önemli bir yere sahip olduğunu en çarpıcı şekilde anlatan fotoğraf buydu...
Kadın askerin topuk sesleri...
*
Şu feci dünyada erkeklerden oluşan orduların bot sesleri ne siyaset ne de insanlık için güzel bir hatıra bırakmadı...
Siyasette ise, 21’inci yüzyılın kadın başkan ve başbakanları COVID’e karşı mücadelede ve insan haklarının gelişmesi konusunda çok iyi sınav veriyorlar.
Yeni Zelanda’nın kadın başbakanı, ülkesini kana boyayabilecek bir cami bombalaması olayını müthiş bir insanlık dersi ile harika biçimde yönetti.
*
İşte onlara bakarak diyorum ki...
Belki yeni nesil kadın askerinin erkeğe ait en güçlü alana, yani savaş alanına topuklu ayakkabılarını basması da çocuklarımız için umut dolu bir geleceği vaat edebilir..
*
O nedenle, 28 yıl sonra bugünkü manşetim şu: “Leydinin ikinci topuk sesleri...”
BİR KARE
126 MİLYON ARTI 9 MİLYON 135 MİLYON, OLAY BUDUR
KATY Perry ve sevgilisi Orlando Bloom Bodrum’da tatilde...
Kimdir Katy Perry...
Şu an Lady Gaga ile birlikte Amerika’nın ve dünyanın en gözde kadın şarkıcılarından biri...
“Dark Horse” adlı şarkısı sadece Spotify’da 780 milyon kere dinlenmiş. Üç hafta önce çıkan “Electric” adlı şarkısı daha şimdiden 18 milyon kere indirildi.
Ya Orlando Bloom?
O da, Johnny Depp’le birlikte “Karayip Korsanları” filminin ünlü aktörü...
*
Çift pazar günü Bodrum’da kaldıkları Six Senses Kaplankaya Oteli’nde çektikleri bu fotoğrafı Instagram’da paylaştı. Katy Perry’nin bütün dünyada 126 milyon takipçisi var. Baktım daha 24 saat geçmeden 2 milyon 223 bin kişi beğenmiş.
*
Aynı fotoğrafı Amerika’nın en büyük magazin dergisi “People” da Instagram hesabından paylaşmış.
O derginin de 9.1 milyon takipçisi var...
Yani Türkiye’den paylaşılan güzel bir kare, 24 saat içinde 135 milyon insana ulaşmış...
Bunun nasıl bir tanıtım olduğunu düşünebiliyor musunuz...
*
Şuna hepimiz emin olalım...
Türkiye şu demokratik adımları atsın, insan hakları ve adalet reformlarını yapsın, imajını düzeltsin...
“Karayip Korsanları” filminin Kaptan Jack Sparrow’unun dediği gibi, biz de “Şimdi bütün ufuklar bizim” diyeceğiz...
YOLDAN SAPAN İKİ CESUR İNSANIN MEZUNİYET MESAJI
GEÇEN cumartesi Sabancı Üniversitesi’nin iki yıldan beri yaptığı ilk mezuniyet töreni vardı... Üniversitenin etkileyici salonunda, bütün sosyal mesafe kuralları yerine getirilerek yapılan törene katılamadığıma üzüldüm.
COVID’e karşı en etkili aşıyı bulan Özlem Türeci ve Uğur Şahin, videokonferansla törene katılıp çok etkileyici iki konuşma yapmışlar.
*
Dün, 65 plus bir vatandaş olarak, iki Sinovac’tan sonra üçüncü aşı olarak onların buldukları BioNTech aşısı yaptırdım.
Sonra bu iki büyük bilim insanının Sabancı Üniversitesi’nde mezuniyet töreninde öğrencilere yaptığı konuşmayı videodan izledim.
*
Kısa ve öz konuşmalar...
Her ikisi de öğrencilere hayatta üç tavsiyede bulunuyor:
Bunları size kısaca özetleyeceğim.
PROF. TÜRECİ
GEREKTİĞİNDE DOĞRU BİLDİĞİNİZ YOLDAN SAPMAKTAN KORKMAYIN
PROF. Özlem Türeci’nin konuşmasında bir tavsiye vardı ki, özellikle dikkatimi çekti. Mezun olan gençlere şunu söylüyordu:
- “Cesur olun, korkmayın... Bilmediklerinizin üzerine gidin. Risk almaya çekinmeyin.”
- “Önünüzdeki en kolay ve en emin yolun, her zaman en iyi ve en doğru yol olmayabileceğini aklınızdan çıkarmayın. O nedenle gerektiğinde, doğru bildiğiniz yoldan, o yoldan sapma cesaretini gösterin.”
- “Saptığınız yol sizi başarısızlığa götürebilir. Ama başarısız olmaktan da korkmayın.
Başarısızlığınızı saklamayın, tam aksine açıkça söyleyin.”
- “Kimi zaman varacağınız yer değil, yolculuğun kendisidir önemli olan.”
- “Bir de mütevazı olun, sebat edin...”
Çok hoşuma gitti bu sözler...
PROF. ŞAHİN
YARDIM EDENE MİNNET DUYUN, GÖZYAŞINIZI SİLENE TEŞEKKÜR EDİN
- “Fark yaratmayı başarın.”
- “Ait olduğunuz kuşak fırsatlar kuşağıdır bunun değerini iyi bilin.”
- “Merak duygunuzu hiçbir zaman yitirmeyin.”
- “Sizi nereye götüreceğini bilmeseniz bile yeni yollara girmekten korkmayın.”
- “Size yardımcı olan insanlara minnet duyun. Gözyaşlarınızı silen insanlara teşekkür edin.”
Paylaş