Mesela, şımaran Barzani’nin, Güneydoğu Anadolu üzerindeki etkisini nasıl azaltacaklar?
Kimse bana "Reformlar", "Ekonomik kalkınma" falan demesin.
Son 7-8 yılda Türkiye az buz reform yapmadı.
O reformlar, terör örgütünü bırakın sakinleştirmeyi tam aksine azdırdı.
Ekonomik kalkınma derseniz...
Diyarbakırlı işadamları neredeyse ağlaya ağlaya "Terör bitsin" diyor.
Bitiyor mu?
* * *
Biz "Şunu yapın" dedikçe, karşımıza çıkan tek cevap, "Hayır yapmayın" oluyor.
Öyleyse siz söyleyin.
Ne yapılmalı?
Benim çok acil bir derdim var.
Bu çocuklara yapılan kalleş saldırılar bir an önce bitirilsin diyorum.
Bunun çaresini de açıkça söylüyorum.
Kabul etmiyorsanız, siz çaresini söyleyin.
Çıkan yazılara bakıyorum.
PKK’yı unutmuşlar, 12 şehidi tarihe gömmüşler.
Tek politikaları, tek önerileri şu:
"Yapmayın..."
Bunu söylemek kolay da, bir de ne yapılması gerektiği meselesi var.
İtirazı olan çıkıp "ne yapılması" gerektiğini de söylemeli.
* * *
Biraz geçmişe bakmayı tavsiye ediyorum.
1 Mart tezkeresinin geçmesini savunanlar o gün azınlıkta kalmıştı.
O bir avuç insanın içinde ben de vardım.
Bugün o kadar azınlıkta kaldığım duygusu taşımıyorum.
Bakın geldiğimiz noktada, ülkenin eski Genelkurmay Başkanı, yeni Genelkurmay Başkanı ve Başbakan’ı, "Keşke o tezkere geçseydi" diyor.
Umarım, bölgede caydırıcılığını kaybetmiş bir Türkiye, ileride bunun bedelini ağır ödemez.
Ben susuyorum.
Meydan "makul" fikri olanların.
Belki de onlar "teenni ile" hareket edip makul çocuk Barzani’yi ikna edebilirler...
* Düzeltme: Dünkü yazımda, Başbakan’ın, "Bedel öderiz" dediğini ve cümlenin eksik kaldığını yazmıştım. Ömer Çelik aradı. Başbakan, bir konuşmasında "Bedel öderiz, ama bedel de ödetiriz" demiş. Yani MGK bildirisinde eksik kaldığını söylediğim cümle, Başbakan için geçerli değilmiş.