Paylaş
Sadece bana değil, 1963 yılında Beatles’a da siyah dik yaka kazağı giydirip “With The Beatles” kapağına bu kazaklarla poz verdiren kadın yine oydu...
Adı Juliette Greco’ydu...
Fransa’da Saint Germain semtinin egzistansiyalizmin başkenti olduğu yıllarda, o sol entelektüel mahallenin kraliçesiydi...
Onun ilk fotoğraflarını, İzmir Namık Kemal Lisesi bahçesinde, Varlık Yayınları’ndan Sartre, Camus ve Gide’i okurken görmüştüm.
Ben, egzistansiyalizmin ne olduğunu öğrenmeden önce egzistansiyalist olan bir neslin çocuğuyum...
*
Beatles ve Rolling Stones ile Sartre ve Camus’yü aynı anda sevmeyi bir çocukluk hastalığı, uzaklarda, Ege kıyısında bir kafa karışıklığı sanmıştım yıllarca...
Sonra öğrendim ki, John Lennon ve Paul McCartney’de de varmış aynı kafa karışıklığı...
Paul McCartney yıllarca sonra “Michelle” şarkısını Juliette Greco’dan etkilenerek yazdığını söylemişti.
John Lennon ise yıllarca sonra şunu diyecekti:
“Hayatım boyunca Juliette Greco gibi entelektüel, güzel, elmacıkkemikleri çıkık, siyah saçlı ve özgür fikirli bir kadını hayal ettim.”
Kim bilir onun bizleri alıp götüren şarkısı “Imagine”de belki Greco’nun “Si Tu T’imagine” şarkısının da bir payı vardır.
Sadece erkekler değil...
Mick Jagger’ın 60’lı yıllardaki sevgilisi ve o dönemin en tanınmış şarkıcılarından Marianne Faithful da rol modelinin bu kadın olduğunu söyleyecekti.
*
Fransa’nın Montpellier şehrinde, sevgisiz bir annenin çocuğu olarak doğmuştu.
Annesi onu bir “tecavüz çocuğu” olarak gördüğü için anneannesine bırakıp gitmişti.
Babası ise kökenlerinde Yunanlık bulunan bir Korsikalıydı.
İkisi de Nazilere karşı direniş hareketine katılıp toplama kampına gönderilmişti.
Kız kardeşi ve o ise Paris civarında bir hapishaneye...
Serbest bırakıldığında 18 kilometre yolu yürüyerek Gestapo merkezine gidecek ve “Eşyalarımı geri verin” diyecek kadar dimdik ve cesurdu...
*
Bugünkü nesiller belki pek fazla tanımaz ama hiç şüphesiz benim gibi taşra şehirlerinin kenar mahallelerinden çıkıp da metropolleri fethetmek isteyen varoluşçu çocukları en çok etkileyen kadınlardan biridir.
Sadece beni mi?
Jean-Paul Sartre da onun hayranıydı. Bizim kuşaklarımız üzerinde büyük etkisi olan “Özgürlüğün Yolları” kitabında ona önemli bir yer ayırmıştı.
Bir iddiaya göre, ki ben inanıyorum, Albert Camus’nün gizli sevgilisiydi.
*
Caz müziğinin en büyük devrimcisi Miles Davis onun ebedi aşkıydı.
Sartre “Neden evlenmiyorsunuz” diye sorduğunda Miles Davis şu cevabı vermişti: “Çünkü onu çok seviyorum...”
Miles Davis 1991’de ölünceye kadar sevgili kalmışlardı.
Miles Davis’le bu ebedi aşkı yaşarken araya müzik tarihinin en önemli simalarından biri olan Quincy Jones da girmiş, onunla flört ettiği ortaya çıkmıştı.
Eh ne de olsa Sartre ve Simone de Beauvoir’ın arkadaşı değil miydi...
Seine Nehri’nin sol yakasında nehirler aşk köprülerinin altından farklı akıyordu.
*
Brigitte Bardot’nun eski kocası şarkıcı Sacha Distel
ve Hollywood’un en önemli yapımcılarından Darryl F. Zanuck da onun aşk zincirinin halkalarıydı.
Fransa’nın çok ünlü iki aktörü Philippe Lemaire ve Michel Piccoli ise aynı zamanda kocası olmuştu.
*
Evet bizim neslimizin erkeklerine dik yaka siyah kazağı giydiren bu kadın önceki gün öldü...
Dün bütün gün onun en sevdiğim şarkılarını dinledim.
“Sous le Ciel de Paris”... “Jolie Mome”... “La Marche Nuptiale”
Ve özellikle “Deshabillez Moi”...
Nedense Simone de Beauvoir’ın bir ayna önünde çırılçıplak saçlarını toplarken sevgilisinin çektiği fotoğraf geldi gözümün önüne...
ERKEKTE TAKIM ELBİSEYİ İŞTE BU TARZ KURTARABİLİR
GQ dergisinin internet sitesi, bu yıl erkek modasındaki temel trendleri anlatan bir yazı yayınladı.
Özellikle Dolce&Gabbana’nın bu erkek takımı çok dikkatimi çekti. Pandemide en büyük darbeyi yiyenlerden biri erkek takım elbisesi...
Satışları neredeyse sıfıra indi. Ama ne yalan söyleyeyim bu tasarıma bayıldım.
Kesinlikle giymek istediğim bir tarz bu...
Ve şuna inanıyorum.
Erkek takım elbise anlayışı büyük bir devrim geçirmezse ölmeye mahkûm.
Onu ancak böyle erkeği cüretkâr bir farklılaşmaya götürecek yaklaşım kurtarabilir.
TÜRK VİSKİ YAZARLARI KADINDAN YANA OLDU
Dünyaca ünlü viski yazarı Jim Murray’ın “Whisky Bible” kitabında viskileri kadın ve orgazm kavramları üzerinden tanımlaması üzerine başlayan tartışmaya “A’dan Z’ye Viski” kitabının iki yazarı da katıldı.
Mehmet Yalçın Instagram hesabından görüşlerini paylaştı.
Teoman Hünal ise görüşlerini bana gönderdi.
İşte iki Türk viskicisinin “viski, orgazm, kadın” konusundaki görüşleri...
MEHMET YALÇIN
VİSKİ FUARINDA ŞİŞESİNE PREZERVATİF TAKMIŞLARDI
“Dünyanın ilk popüler viski yazarı Michael Jackson’ın 2007’deki ölümünün ardından tahta geçen Jim Murray, viski dünyasında fazla sevilmeyen, biraz ‘katlanılan’ bir figür.
Egzantrik çıkışlardan hoşlanıyor, bir sabah radyo röportajında dünyanın en iyi viskilerinin İskoçya’da değil, Kentucky’de yapıldığını iddia edip ortalığı karıştırıyor mesela...
Her yıl yayınladığı ve binlerce viskiye not verdiği ‘Whisky Bible’ kitabında da öteden beri abartılı ifadeler kullanıyor.
2009 edisyonunda çok beğendiği Bruichladdich Port Charlotte’u ‘Ohhhhh... Ahhhh... Mmmmm... Yessss... O my god...’ gibi ‘orgazmik’ nidalarla övmüş, o yıl katıldığım Frakfurt’taki viski fuarında bununla dalga geçmek isteyenler de şişeye prezervatif takmışlardı. Murray bu yıl işi iyice abarttı, kitabında tam 34 tane buna benzer ‘seksist’ ifadeye yer verip protestolarla karşılaştı.”
TEOMAN HÜNAL
20 YIL ÖNCE ‘CHEEKY’ DEDİĞİMİZ AMA BUGÜN YANLIŞ TANIMLAR
“Bira ve viskiyi, hatta herhangi bir içkiyi kadın veya erkek içkisi olarak nitelendirmek çok yanlış. Benim publarda yıllardır gördüğüm kadınların da biradan, hatta (özellikle malt) viskiden erkekler kadar keyif almaları...
Çok sayıdaki viski tadım gruplarında kadınlar olduğu gibi sadece kadınlardan oluşan bir grup bile var.
Jim Murray’nin başına gelen ise tabiri caiz ise tam bir ‘zamane’ tatsızlığı. Adam kitabın hiçbir yerinde viski kadın içkisi değildir demiyor. Tatları anlatırken seksist beyanları var, ama bunlar da aslında yirmi sene önce hepimizin ‘cheeky’” deyip kullandığımız, ama bugünlerde artık neredeyse ‘illegal’ olan yorumlar. Yani yanlış zamanda yanlış yorum yapmış.”
ONUN KİMLİĞİNE UYGUN BİR CEVAP NASIL VERİLİR
AKP’li bir milletvekili, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı için “Kimliğine uygun hareketi yok” demiş ya...
Demek ki kimliklerimizde “uygun hareket” diye bir şey de yazarmış ve bu pespaye laf da onun kimliğine pek uygunmuş.
Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu iyi tanırım. Karşılıklı zeybek oynamışlığımız vardır. Bu arkadaşın kafasında yazan kadın kimliğine uygun mudur bilmem ama Ege’nin silme erkeğinden iyi zeybek oynar.
Kadın kimliğinde yazar mı bilmem ama yerel seçimde onunla çatır çatır mücadele ederek Adnan Menderes’in memleketinde yüzde 53 oyla başkan seçilmiştir.
Baktım erkekler savunuyor Özlem başkanı...
Hiç gerek yok arkadaşlar... Hele siz bir adım geri çekilin...
O sözleri söyleyen arkadaşın kimliğine uygun biçimde ağzının payını Topuklu Efe kendisi verir...
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü:
Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama:
Selma Songül Zengin
Paylaş