Paylaş
- Biri, “biat” duygusuna dayanan, “paternelist”, “babaya itaat” duygusunun egemen olduğu;
Öteki ise, çocukluğundan itibaren “itiraz” duygusu ile büyümüş, “babaya saygıyı” illa da “koşulsuz itaat” şeklinde yorumlamayan, başına buyruk duyguların hâkim olduğu bir kültür.
- Biri, liderin “Ben yaptım oldu”sunu sessizce kabullenmeyi, parti ruhunun en yüce değeri mertebesine terfi ettiren;
Öteki ise “yapılanı”, hatta “en iyi yapılanı” bile yerden yere vurmayı, özgür siyasetin onsuz olunamaz kişilik modeli haline indirgeyen bir anlayış.
- Biri, liderin “mutlak kararını”, kutsal bir “mesaj”; başkalarının önünde sorgulamamayı bir “Omerta kuralı” kabul eden;
Öteki; liderin aldığı en iyi kararı bile, kamuoyu önünde sorgulamayı en büyük erdem sayan; kendi başarısızlığını dahi rahatça liderin sırtına yüklemeye hazır bir zihniyet;
- Biri, lider etrafında “kenetlenmeyi” en yüce erdem sayan; en küçük itirazı, “lider tarafından cezalandırılmayı hak etmiş bir ihanet” addeden;
- Öteki; lider etrafında “kenetlenmeyi” şahsiyet kaybı telakki eden; itirazı, siyasette şahsiyetin en yüce ifadesi kabul eden bir kültür.
* * *
Şu “iyidir”, bu “kötüdür” demiyorum.
Kimine göre itaat, ideale imanın ifadesidir; kimine göre itiraz, şahsiyetin en güçlü ifadesi.
Neticede her parti, kendi seçmeninden oy istiyor, alıyor veya alamıyor.
Sadece şu gerçeği anlatmak istiyorum.
Önümüzde iki ayrı zihniyet, iki ayrı kültür, iki ayrı siyasal davranış ve telakki biçimi; yani iki “tarz-ı siyaset” var.
Tabii bu iki zihniyetin medyadaki akisleri var.
Biri konuşamayacaksa susan; ancak onaylayacaksa konuşabilen; öteki ise “ille de konuşmak” ihtiyacı duyan, tarafsız olduğunu ispatlamak için önce kendi tarafına vuran; durup dururken bile vızvızlanan, itirazcı bir zihniyet.
Dün itibariyle önümüzdeki manzara budur.
Biri AK Parti...
“Kaybedenler Kulübü”nde bile derin bir sessizlik...
Öteki CHP...
“Kazananlar Kulübü”nde bile acayip bir uğultu...
* * *
CHP listeleri hakkında yazılanlara bakıyorum.
Benim de içimde bir isyan, boğazıma takılmış bir itiraz var.
Ama listelere değil, yazılanlara isyan ediyorum ve haykırıyorum.
“İnsaf yahu...”
Kılıçdaroğlu, 29 ilde ön seçim yaptı.
İddiası var. “Kutuplaşma duvarlarını yıkacağım, Türkiye’nin iki yakasını bir araya getireceğim” diyor.
Ama her köşede bir homurtu, bir parmak sallama...
“Partinin ideolojisi yok olmuş...”
O ise tam aksine, ideoloji ve cemaat duvarlarını yıkmaya çalışıyor, insanları, bunkerlerinden, mevzilerinden çıkmaya davet ediyor.
Bir alternatif sunuyor.
Şahsi kudretin yerine kurumsal kudreti; biatın yerine itirazı; mutlakıyetin yerine paylaşımcılığı; hançerenin yerine sakinliği; öfkenin yerine şefkati koymayı vaat ediyor.
İtiraz olmadan demokrasi olamayacağını ispatlamaya uğraşıyor.
Bekleyip görelim.
Bir bakmışsınız, birbirimizi çok sevmişiz.
NEHRİN KENARINDA SEVİNDİKLERİM VE ÜZÜLDÜKLERİM
- BÜLENT ARINÇ: Akhisar, annemin ve babamın memleketi. O nedenle Manisa’nın Bülent Arınç gibi bir siyasetçiyi kaybetmesine üzüldüm. Buna karşılık Bursa, benim Kırcaalili akrabalarımın memleketi. Onların Arınç’ı kazanmasına sevindim.
- ERTUĞRUL GÜNAY: Çok eski arkadaşım. Bakanlığını sevdim. Kimse dönek falan demesin, iyi siyasetçidir. İzmir’in onu kazanmasına sevindim. Ayrıca İzmir onun itiraz kültürüne de cesaret verecektir.
- KAGİDER eski Başkanı GÜLSEREN ONANÇ’ın CHP’de seçilemeyecek bir sıraya konmasına üzüldüm. CHP’nin onun kadınca duruşuna, değiştirme arzusuna ihtiyacı vardı.
- ŞAFAK PAVEY’in CHP’den seçilecek bir yere konmasına sevindim. Haklı itirazları kadın cesareti ile dile getirecek, azimli bir kadın TBMM’nin kazancı olacaktır.
- OKTAY EKŞİ’nin, İstanbul’da seçilecek bir yere konmasına sevindim. Dürüstlük günümüzde büyük bir erdem haline gelmişse, Oktay Bey, o erdemi Meclis çatısına, en tarafsız duygusuyla taşıyacak insanların başında gelecektir. Eminim o dürüstlüğü, o duruşu AK Partililer de sevecektir. Bir de onun “Terbiye ve nezaketi konusunda” ne kadar yanıldıklarını anlayacaklardır.
- BİNALİ YILDIRIM gibi başarılı bir bakanın İzmir’den aday gösterilmesine sevindim. Eminim AK Parti burada seçim kaybetse de, bakan seçmenini memnun etmek için çalışacaktır. Ayrıca İzmir’in samimi endişesini Tayyip Bey’e en iyi anlatacak insan odur.
- SABAHAT AKKİRAZ’ın CHP’den aday gösterilmesine sevindim. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasında atıf yaptığı bir kadın sanatçının CHP’den aday gösterilmesi, hem Aleviler hem Sünniler, hem laikler hem muhafazakârlar için iyidir.
- LEYLA ZANA’nın aday olmasına sevindim. Eğer siyaset bir çaba, bir tutku, bir hizmet süreci ise, bunu en çok hak eden insanlardan biri Zana’dır. Kişilikli kadındır. Sizi kızdırsa da Meclis’e girmesi hem Türklere hem Kürtlere yararlı olacaktır.
- DENGİR MİR FIRAT: Listeye girememesine gerçekten üzüldüm. Geçmişte polemiklerimiz oldu, bize haksızlıklar yaptı. Ama siyasete kalite getiren, duruşu olan bir siyasetçiydi.
- ATİLLA KOÇ: Dışarıda kalmasına üzüldüm. Gerçekten kültürlü bir kültür bakanıydı. Sempatikti. Hançerelerin hepimizi gerdiği günlerde bile gülümsetmeyi bilen insandı.
- ÜMİT ÖZDAĞ: MHP’den aday gösterilmesine sevindim. Böylece, bazıları tarafından, demokrasiye inancı en az parti gibi sunulan MHP’nin lideri, parti içindeki rekabete ne kadar açık olduğunu gösterdi.
Paylaş