Paylaş
Lütfen anlatacaklarımı “cinsel içerikli” bir yazı olarak okumayın.
Çünkü şimdi yazacağım soru, hemen akla öyle bir şey getiriyor.
Ama aslı çok başka...
*
Bundan tam 20 yıl önce genç bir öğrenci, çok tanınmış bir kadına şu soruyu sordu:
“Bütün Amerika’nın Blow Job kraliçesi olmak nasıl bir duygudur?”
“Blow Job” Amerikan argosunda “Oral seks yapmak” anlamına geliyor...
Bu olay 2001 yılının ilk aylarında New York’ta “Cooper Union” binasındaki bir salonda yaşandı...
Size işte bu olayı yazacağım...
*
“Game of Thrones” dizisinin yapımcısı HBO, Monica Lewinsky ile ilgili bir belgesel hazırlıyordu.
“Monica in Black and White” isimli bu belgeselin bir bölümünde, Lewinsky, bu salonda seyircilerle bir “soru-cevap” seansı yapacaktı... İşte olay o soru cevap sırasında meydana geldi.
Olay programın sonuna doğru patladı.
*
Salondaki izleyicilerden biri çıktı ve Monica Lewinsky’ye bu soruyu sordu.
“Amerika’nın Blow Job kraliçesi olmak nasıl bir duygudur...”
Salonda o anki psikoloji şöyleydi...
Seyircilerin çoğu hayret sesleri çıkarıyordu. Tabii bol miktarda gülüşme vardı.
*
Belgeseli yapanlar Monica’ya “Cevap vermeseniz daha iyi olur” dediler...
Ancak Monica Lewinsky kimsenin beklemediği bir şey yaptı.
Önce bir süre suskun kaldı.
Ve sonra şu cevabı verdi:
“Çok yaralayıcı ve hakaretamiz bir soru bu. Sadece benim için değil, ailem için de hakaret..
Şunu anlamıyorum. Bütün bu yaşadıklarım bir oral seks hikayesinden mi ibaret?
Bu iki taraflı bir ilişkiydi... (Bana bu sorunun sorulması) erkek egemen bir toplumun eseri...”
*
O an durum şöyleydi.
Salonun büyük bölümü gülüyordu...
Monica Lewinsky sonra soruyu soran gence dönüp cevabını şöyle tamamladı:
“Ama bana sorduğunuz bu soruya belki siz daha iyi cevap verecek durumdasınız... Benim açımdan ise şunu söyleyebilirim. Bu sorduğun soru muhtemelen bana 1 yıl daha terapiye mal olacak...”
*
Bu soru Amerikan sosyal ve siyasi tarihine “B. J. Queen sorusu” olarak geçti.
Oral seks denilen şey iki taraflı bir eylem...
Ama bu iki taraflı eylemin vebali, önde diz çökmüş kadının sırtına yükleniyor.
Öyle olmasaydı bugüne kadar bir kişi çıkıp Clinton’a şu soruyu sormaz mıydı?:
“Amerika’nın Blow Job Kralı olmak nasıl bir duygu...”
Hoş sorsa da ne olurdu ki...
Bu gökyüzünün altındaki her maço ve aptal erkeğin kafasındaki cevap zaten hazırdır:
“Çok güzel bir duygu...”
Çünkü bir erkeğin kadına diz çöktürmesini bundan daha iyi anlatacak sembolik bir aptallık yoktur...”
*
İşte o nedenle bu soru bu salı gününden itibaren seyredeceğim “Impeachment” adlı dizinin gerçek anlamını da anlatıyor.
Bu olay bir seks skandalı değil...
Aynı zamanda bir “Cinsiyet eşitsizliği...”
Bir “Güç dengesizliği” olayı...
Bir “Erkek egemenliği” skandalı...
*
Monica Lewinsky, 2001 yılında yayınlanan HBO dizisinden başı dik çıktı...
Şimdi herkes merakla 24 saat sonra yayına girecek olan diziyi bekliyor. Bakalım dizi bu olaya basit bir seks skandalı olarak mı bakacak...
Yani, erkeklerin kıkır kıkır güleceği bir “B. J. hikayesi” mi olacak...
Yoksa onu aşan küresel bir sosyal meselenin hesaplaşması mı...
GONZO YAZARDAN
UPPER CİHANGİR’DEN MUHALİF MEDYAYA: 'ÇOK KASABALISINIZ'
Upper Cihangir’den “Yandaş medyaya” en ağır eleştiriyi beklerdim...
Ama özellikle şu günlerde muhalif medyaya yüklenme?
Hiç beklediğim bir şey değildi.
Medyada artık “Upper Cihangir’in Gonzo yazarı” olarak tanınan Tuğrul Eryılmaz geçen cuma günkü yazısında aynen şunları yazdı.
“İki yılı aşkındır ne haber ne tartışma programlarına baktığım ne de okuduğum yandaş medya ilgi alanıma girmiyor. Fakat ciddiye almak zorunda olduğum ‘muhalif’ medyanın kasabalılığı da beni kahrediyor. Saatlerce süren ve bağıranın prim yaptığı tartışma programları, ilçe belediyelerine, yazlıklara gidilerek yapılan ve gençliğimin seyyar tiyatrolarını andıran söyleşi ve tartışmalar. Tabii ki sloganlar, sloganlar... Biliyorum magazin isimsiz olmaz ama şimdilik izninizle Halk TV, Tele1, KRT deyip susayım. Haftaya Allah kerim.”
HAFTANIN EN VİNTAGE ŞARKISI 40 YIL SONRA İLK ABBA ŞARKISI AKLIMA ŞU CÜMLEYİ GETİRDİ
Önce haberi geldi...
“ABBA 40 yıl sonra bir araya geldi yeni bir albümle geri dönüyor.”
Albüm kasım ayında piyasaya çıkacak.
Ve albümün ilk şarkısı “I Still Have Faith in You” geçen cuma günü streaming platformlarına kondu. Bu grubun 2018’de anons ettiği bir şarkıydı...
Çıkması 3 yıl aldı...
*
Tipik bir ABBA şarkısı ve Allah kahretsin çok güzel...
Kendimi bir anda önce 68 sonrası Paris’inde buldum...
Sonra Ankara’da Piyade Sokak’taki Suna Apartmanı’nın bodrum katındaki evimde... 70’ler... Sonra 80’ler...
Her şeye rağmen Türkiye’nin Masum Yılları...
*
Dün Bodrum’da eylülün en güzel güneşinin altında dinledim bu şarkıyı... O kadar mutlu oldum ki... Her şey yerli yerindeydi...
Hayatıma baktım...
O sokaktan başlayan öğretim üyeliği, siyasi danışmanlık, yazarlık, yöneticilik yıllarım... Hepimizin mazisindeki masumiyet müzelerinin küçücük eserleri...
*
Evet... Her şey yerli yerindeydi...
Şarkı bittiğinde Woody Allen’in o şahane filminin sonundaki gibiydim...
“Whatever Works.”
Sen nasıl diyorsan öyledir...
Ama Allaha şükür, her şey yerli yerindedir.
Hepimiz
oradayızdır işte...
EN SEVDİĞİM 5 ABBA ŞARKISI
- Fernando
- Dancing Queen
- The Winner Takes it All
- Gimme, Gimme, Gimme
- Chiquitita
BİR BİNAYA BU KADAR ÇOK İDDİA SIĞDIRILABİLİR Mİ
Dün gazetelerde Boyner’in Erenköy’de açtığı yeni binanın fotoğraflarını gördüm.
Tam o sırada, Abba’nın yeni şarkısını dinliyordum.
Bu rengarenk binanın fotoğrafını da görünce inanın içimde devasa bir lotus çiçeği açtı...
Sonra girip binayla ilgili bilgileri okudum.
Aman Allahım içine ne kadar çok iddia ve modernite sığdırmışlar...
*
- BİR: Binayı mağaza olarak değil, “Sokak ve hayatla iç içe bir deneyim merkezi” olarak adlandırıyorlar.
- İKİ: Dış görüntüyü, Türkiye’nin o hastalıklı sıradan griliğinden çıkarıp özgür bırakmışlar.
“Mural İstanbul” grubundan 6 sanatçı boyamış dış cepheyi...
Yani dış cephe modern bir şehrin grafiti duvarlarına çevrilmiş.
- ÜÇ: Ressam Mehmet Sinan Kuran kendine özgü bir minyatür evreni yaratmış.
Haa bir de origami sanatçısı var...
Gürat Öztürk devasa büyüklükte 6 çiçek düzenlemesi gerçekleştirmiş.
- DÖRT: Dijital teknolojiyi binanın kapısından sokmuşlar.
İçerde 14 metreye varan dijital duvarlar var...
Bunlara “Yaşayan enstalasyonlar” deniyor...
Ayrıca 4 tane hologram yerleştirmişler...
- BEŞ: “Geri dönüşüm” ve “Sürdürülebilirlik...”
İç acıcı ve umut veren bir bina bu...
POST MODERN MAĞAZA DÖNEMİNİ AÇAN ÜÇ MEKAN
Bana göre İstanbul’da üç yeni alışveriş mekanı, “mağaza” kavramını bitirdi.
Birincisi Mudo’nun Caddebostan’daki yeni mekanıydı.
İkincisi Vakko’nun Nişantaşı’ndaki yeni yaşam merkezi...
Üçüncüsü de bu...
Bir mekana post modern birçok iddiayı sığdırabilmek...
Türkiye, Avrupa’dan önce “post mağaza” dönemi açtı...
Türk girişimciliğinin zaferidir bunlar...
AKŞAMÜZERİ İÇKİSİ
1962 MODEL VİNTAGE BİR HAFTA SONU İSTEYENE ŞAHANE BİR ŞARKI
Geçen Cuma günü streaming platformlarına Steve Tyrell’in “You Don’t Know Me” adlı şarkısını koydular.
1962 yılında çıkmış şahane bir şarkıdır. Bestecisi, bazıları tarafından Amerikan müzik tarihinin en büyük müzik yazarı olarak bilinen bir kadındır.
Cindy Walker...
Orijinalini Ray Charles söylüyor.
Bana göre onun yorumundan daha iyisini söylemek mümkün değil.
Eylül geldi...
Benim gibi “Vintage” bir şarkıyla bir sohbahar yaz akşamüzeri yaşamak istiyorsanız...
Banko Ray Charles... Banko bu şarkı...
Bana teşekkür edeceksiniz...
*
- ÖNEMLİ BİR EYLÜL HATIRLATMASI: Alpay’ın “Eylül’de Gel”ini de ihmal etmeyin.
YENİ MÜZİK
CUMA GÜNÜ ÇIKAN YENİ ŞARKILAR TOP 5
- CAZ SEVENLERE: Gary Smith: “Moondance”
- GÜN BATIMI İSKELE: Blank&Jones, Coralie Clement, Pepe Link: “Days Go By (Pepe Link Remix)” Akşamüzeri içkisiyle yıkılıyor...
- HAFİF KLASİK SEVENE: Fabian Andre, Wilbur Schwandt, Daniel Hope: “Dream a Little” (Version for Solo Violon, Harp, Piano and String Orchesta.)
Yıllardır Mamas and The Papas grubundan dinlediğimiz “Dream a Little Dream of Me” şarkısının klasik bir yorumu.
Paylaş