Paylaş
Uluslararası mahkeme Rusya’yı Lukos şirketinin ortaklarına 50 milyar dolar ödemeye mahkûm etti.
Mesajın anlamı açıktı:
“Sen Maliye Bakanlığın ile, polisin ile, emrine amade yargın ile işadamlarının üstüne çullanır, onları yok etmeye çalışırsan, bunun bir bedeli var...”
Bunun bedelini bugün devletin, yarın bizzat kendin ödeyebilirsin...
* * *
İkinci işaret önceki gün geldi.
Avrupa Birliği ve ABD, Ukrayna yüzünden Rusya’ya karşı yaptırımlara başlıyor. Haberin içinde küçük ama çok önemli bir ayrıntı var.
Yaptırımlar, bu devletlerde alınan karalarda sorumluluğu olan lidere yakın çevreyi ve üst düzey yöneticileri de hedef alacak.
Bunun anlamı da açık:
“Arkadaş dünyada yeni bir sayfa açılıyor. Eğer siyasetçilerin, kendini güçlü gören insanların aldığı yanlış ve insafsız kararları uygularsan, sonuçlarına sen de katlanırsın...”
* * *
Tekrarlıyorum.
Son 5 gündür dünyada tuhaf bir şey olmaya başladı.
Eğer bu gidişat devam ederse benim yorumum şu olacak.
Kendini yenilmez sayan, o koltuktan hiç gitmeyecekmiş gibi hisseden otoriter yönetimlere kötü haber bunlar.
Yani yapanın yanına kalmayacağı bir dönem açılıyor.
Türkiye’de geçmiş yıllarda şirketlerin üzerinde ağır bir mali baskı kuruldu.
Birçok şirket büyük haksızlıklara maruz kaldı.
Bir kısmının servetleri adeta gasp edildi.
Bir kısmı batırıldı.
Bazıları ise haksız yere büyütüldü.
“Yapanın yanına kalıyor” gibi bir duygu uyandırıldı.
* * *
Hayır kalmıyor...
Kalmayacak.
İşaretler bunu gösteriyor.
Ey, kendini Kafdağı’nda gören, yenilmez Yunan tanrıları gibi hisseden siyasetçi, sana sesleniyorum:
“Bil ki, bütün kudretin, Akhilleus’un topuğu kadardır.”
* * *
Ama asıl sözüm, o muktedirlerin etrafında, “vur deyince öldürecek kadar gaddarlaşan” pervane bürokratlara...
Polise, savcıya, hâkime...
Arkadaş... Benden sana nasihat...
Dikkatli ol...
Dünya değişiyor.
Yarın güvendiğin dağlara kar yağabilir...
Uluslararası vicdan ve adalet karşısında yapayalnız, çırılçıplak kalabilirsin...
Olmaz olmaz deme... Oluyor...
Oluyor arkadaş...
Kara kediler selfie kurbanı
KARA kediler için günün kara haberini dün “The Times” gazetesinde okudum.
İngiltere’deki bir hayvan koruma derneğinin yaptığı açıklamaya göre, son zamanlarda sokağa bırakılan 1000 kedinin 700’ü siyah kediymiş.
* * *
Kara kediler, asırlardır büyük bir laneti üzerinden atamıyor.
Çünkü ortaçağdan beri adları hep büyücülükle beraber anılıyor.
O nedenle uğursuz geldiklerine inanılıyor.
Ancak bu defa başlarına gelen lanetin nedeni farklı.
Kedisini sokağa bırakanların çoğu, selfie yapılıp internete konulan fotoğraflarda siyah kedilerin çok kötü baktığı duygusuna kapılıyorlarmış.
* * *
Bizim evimizde en uzun yaşayan kedimiz bir siyah kediydi.
Ankara’da sokakta doğmuştu. En uzun süre İstanbul’da yaşadı.
Sonra, Akbük’teki evimizde, Tansu’nun kucağında hayata ve bize veda etti. Mezarı, bahçemizin küçük bir köşesinde.
Başında bir mezar taşı var ve üzerinde adı yazıyor.
“Kedi...”
* * *
Adı Kedi’ydi...
Ekim ayının başlarında bir gün zemin kattaki evimizin penceresine gelip bize bakmaya başladığında küçücüktü.
Annesini kaybetmişti...
Şuna inanırım... İnsan kediyi değil, kedi insanı seçer...
O da öyle yaptı.
* * *
Bize “Kara kedi uğursuzluk getirir” dediler.
Tam aksine uğur getirdi.
Müthiş parasızlık çekiyordum, Kedi geldikten 15 gün sonra Hürriyet’ten danışmanlık teklifi aldım. Aynı sıralarda, o dönemin en büyük reklam şirketi olan Cenajans’a da danışmanlık yapmaya başladım.
Elimiz para gördü.
Kedi bir buçuk yaşındayken 4 yavrusu oldu.
Birini verdiğimiz arkadaşımızın komşusuna o hafta Milli Piyango’dan büyük bir ikramiye vurdu.
Kedi, yaşadığı sürece bize hem uğur getirdi, hem de olağanüstü bir mutluluk ve dostluk verdi.
O yüzden dün Times’ta bu haberi okuduğumda çok üzüldüm.
* * *
Size bir haber.
İngiliz “Cat Protection” (Kedi Koruma) örgütü 31 Aralık gününü ülke düzeyinde “Kara kedi günü” ilan etmiş.
O gün kediseverlerden kara kedilerinin fotoğraflarını Instagram ve öteki paylaşım sitelerinde paylaşmalarını istiyorlar.
* * *
Tansum; Kedi’nin fotoğraflarını hazırla... O gün biz de Instagram’dayız...
Sloganımız şu:
“Kara kedi güzeldir...”
Paylaş