Paylaş
AMERİKA'nın ünlü ekonomi dergisi ‘‘Fortune’’un 9 Ekim tarihli sayısı ‘‘internetin geleceğine’’ ayrılmış.
Dergide internetin tarihini anlatan çok da güzel bir grafik yayınlamışlar.
İlkokul sınıflarının duvarına asılan kronolojik tarih grafiklerine benziyor.
KİM İCAT ETTİ
Bilmediğim bazı bilgiler vardı.
İlgiyle okudum.
Mesela, artık hepimizin diline yerleşen, dünyada teknolojik buluş ve üretimin simgesi haline gelen ‘‘Silicon Valley’’ (Silikon Vadisi) kavramını ilk defa 1971 yılında bir gazeteci kullanmış.
Adı Don Hoefler.
E-mail adreslerinde yer bildirimi için kullanılan ‘‘@’’ işareti ilk defa 1972 yılında bulunmuş.
Onun yerine teklif edilen iki öteki aday sembol ise ‘‘&’’ veya ‘‘$’’ işaretleriymiş.
Ama kazanan işaret ‘‘@’’ olmuş.
Bir başka bilgi daha.
İnternet tarihinde devrim sayılan ilk modem programını Ward Christensen adlı Şikagolu biri, 1978 yılında yazmış.
Mouse'la kullanılan ve grafik imkánı olan ilk bilgisayarı 1981 yılında Xerox firması üretmiş.
O günkü fiyatı 16 bin dolarmış.
ISP (İnternet Servis Sağlayıcısı) 1990 yılında doğmuş.
Buhar devriminden sonra hayatımızda en büyük değişikliklerden birini yapan internetin tarih çizgisi böyle.
Ancak bu kronolojide benim en çok dikkatimi çeken nokta, internetin başlangıç tarihi.
İnternet tarihi 1958 yılında başlıyor.
İLK VURUŞ
Ve başlangıç vuruşunu, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Eisenhower yapıyor.
Dergi yayınladığı kronolojinin başına Başkan Eisenhower'ın 1958 yılında ARPA (Advanced Research Projects Agency), İleri Araştırma Projeleri Ajansı'nı kurma talimatı var.
Yani yeni bir zihniyet ve teknoloji devrimi yapan internet olayının başlangıcında ‘‘siyasi iradenin’’ verdiği bir talimat var.
Bu emrin verilişinden üç yıl sonra MIT'ten bir grup bilim adamı bilgisayarların kendi aralarında konuşmasını sağlayacak bir sistemi oluşturuyorlar.
İnternet olayı da işte bu bilgisayarlar arası iletişim ağı ile başlıyor.
Bunu şunun için yazıyorum.
VİZYON DENİLEN ŞEY
Bir süredir, devletin ve siyasetin başındaki insanların mutlaka vizyon sahibi olmaları gerektiğini yazıyorum.
Cumhurbaşkanı'nın Meclis açılışında yaptığı konuşmadan sonra, ‘‘devlet yönetiminin sadece hukuktan ibaret olmadığını, o nedenle bu konuşmanın bana heyecan vermediğini’’ yazmıştım.
Bu yaklaşımımı eleştiren çok sayıda e-mail aldım.
Oysa ben, hukukun önemsiz olduğunu söylemedim.
Tam aksine çok, hem de çok önemli olduğunu her aklı başında vatandaş gibi ben de bilirim.
Ama hukuka saygı, insanlarda ve yöneticilerde zaten olması gereken bir özelliktir.
Ama vizyon, dünyaya bakış, ileriye yönelik düşünme herkeste olan bir özellik değildir.
O nedenle vizyon sahibi olma, benim gözümde bir siyasetçi için ‘‘ayırt edici’’ bir özelliktir.
Amerika Birleşik Devletleri gibi özel teşebbüs ruhunun toplumun en etkili motoru olan bir ülkede dahi, bir teknolojik ihtilalin başlangıç vuruşunu siyasi otoritenin ‘‘vizyonu’’ tayin ediyorsa, bu çok önemli bir şeydir.
‘‘Vizyon’’ denince benim aklıma rahmetli Özal geliyor.
Bir gün mülakat için Okluk Koyu'na gitmiştim. Bir bilgisayarın başında oturuyordu.
Ben daha ağzımı açmadan, o bana bir soru sordu:
‘‘American eagle'ı nasıl öter bilir misin?’’
Amerikan kartalının nasıl öttüğünü soruyordu. Ben ise onun ağzından üç beş cümlelik bir manşet koparmaya çalışıyordum.
Bir disket çıkarıp CD rom'a sürdü.
ŞİMDİ ANLIYORUM
Bir ansiklopedinin CD rom'uydu. Oradan bulup bana fotoğrafını gösterdi, sonra sesini dinletti.
Sonra bana bir saat boyunca bilgisayarı ve CD rom'ları anlattı.
Şimdi onu daha iyi anlıyorum.
Paylaş