Paylaş
Anlatacağım olay çok tanınmış birinin başına geldi. Olayın bütün kahramanlarının adını da vereceğim.
Ama önce o akşam neler olduğunu anlatayım.
İyi bir semtte, tanınmış bir kültür adamının evi. Masanın etrafında 4 kişi var.
İkisi, evin sahibi karı koca.
Üçüncüsü çok tanınmış bir kadın şarkıcı.
Yanında ise pop müzik dünyasına yeni atılmış bir erkek şarkıcı oturuyor.
Henüz 20’sine gelmemiş bir delikanlı.
YEMEK ÇOK GÜZEL BAŞLIYOR SONRA MASA ALTINDAN BİR EL
Yemek samimi bir havada başlıyor.
Genç şarkıcı biraz önce konserden çıkmış. Tıklım tıklım salondan yemeğe gelmiş, başarılı konserin keyfini çıkaracak.
Bütün dünyanın tanıdığı yaşça büyük kadın şarkıcı da onu dinlemeye gelmiş. Genç şarkıcı mutluluktan uçuyor. Yaşça büyük kadın “Üç akşam üst üste seni dinlemeye geliyorum” deyince mutluluğu ve gururu daha da artıyor.
Yemeğin ortalarına doğru garip bir şey oluyor. Genç adam bir anda masanın altından uzanan bir elin kalçalarını okşamaya başladığını fark ediyor. Önce irkiliyor. Sonra tuhaf bir panik başlıyor.
Ve aniden masadan kalkıp tuvalete gidiyor.
Aynada yüzüne bakıyor; kıpkırmızı bir surat. Yaşlı kadın şarkıcı resmen masanın altında onu okşuyor.
Korku paniğe, panik de kaçma duygusuna dönüşüyor. Salondakilere haber vermeden kapıdan çıkıyor ve koşarak o evden kaçıyor.
Yağmur yağmaktadır ve şemsiyesi yoktur. Sırılsıklam koşarken, masada kendisini bekleyen şöhretli kadın şarkıcıyı hatırlar.
Ve o an içinden şu cümleler dökülür: “Ne yapabilirim ki; önümde daha uzun bir hayat vardı...”
Şimdi gelelim bu yaşanmış olayın kahramanlarına.
O AKŞAM MASADAKİ DÖRT KİŞİ ŞUNLARDI
Ev, Paris’teki ünlü Olympia Müzikholü’nün efsane yöneticisi Bruno Coquatrix’in evidir.
Evi, müzikholün hemen üst katında küçük bir dairedir.
O akşam henüz kariyerinin başlarındaki Johnny Hallyday’in konseri vardır.
Konseri izlemeye gelen kadın şarkıcı ise Edith Piaf’tır.
Johnny Hallyday geçenlerde yayımlanan hatıralarında o gece Piaf’ın kendisine nasıl asıldığını bütün samimiyetiyle anlatıyor.
Hep aşkın peşinden koşmuş bir kadındı.
Johnny Hallyday o akşam yağmur altında kaçarken henüz 18 yaşındaydı.
Yıl 1961’di...
Yaşlı kadın dediği Edith Piaf ise 46 yaşındaydı...
Yani benim son kitabımda Kadınlığın zirvesi dediğim 47’den bile bir yaş küçüktü.
İki yıl sonra, 48 yaşında, bu dünyaya veda edecektir.
O GÜN ARALARINDAKİ YAŞ FARKI 28’Dİ, BUGÜNSE 32
Johnny Hallyday bugün 70 yaşında.
Şu anki karısı Laeticia ise 38...
Ve Hallyday onu her gün yeniden fethedebilmek için çok çaba sarf ediyor.
O gün Edith Piaf’la aralarındaki yaş farkı 28’di.
Bugün karısıyla arasındaki yaş farkı ise 32...
Bu farka ayak uydurmak için harcadığı estetik çaba bütün çizgileri ile yüzüne yansımış durumda.
Ve artık önünde o kadar uzun bir hayat da yok...
Neyse ki, hayat artık kadınlara eskisi kadar acımasız değil.
Kırk yaşındaki kadın hâlâ çok çekici ve güzel...
- Johnny Hallyday-Amanda Sthers: ‘Dans mes yeux’, Plon, 2013
Bakın yan tarafta o gitarı çalan kimmiş
Johnny Hallyday 1960’ların ortalarında bir akşam Marquis’de Ottis Redding’le yemek yiyor.
Yandaki salondan müthiş bir gitar sesi geliyor. Gidip bakınca tanıdık biriyle karşılaşıyor: Animals topluluğunun basçısı Chas Chandler.
“Bu çalan adamın menajeri oldum” diyor.
Çalan adam kim? Jimi Hendrix...
O sırada onu kimse tanımıyor.
Hallyday hemen onu topluluğuna alıyor. Birlikte turneye çıkıyorlar ve Jimi Hendrix onun arkasında çalıyor.
Çok iyi arkadaş oluyorlar.
Hendrix onun evinde kalıyor.
Hoş hikâye değil mi...
Meğer o harika şarkıları Charles Aznavour yazmış
Bundan birkaç yıl önce, 1960’lardan beri hiç bıkmadan dinlediğim, All alone am I şarkısının bestecisini öğrenince çok şaşırmıştım.
Brenda Lee’nin söylediği o harika şarkının bestecisi yine çok sevdiğim Yunanlı besteci Manos Hacidakis’miş.
Hallyday’in hatıralarını okurken, onun en sevdiğim şarkısı Retiens la Nuit’i de Charles Aznavour’un yazdığını öğrendim.
Sylvie Vartan’ın yıllardır dinlediğim La Plus Belle Pour Aller Danser şarkısının sözleri de Aznavour’a aitmiş.
İnsan durup dururken Charles Aznavour olmuyor.
Onunla yatmak istiyorsan önce benimle çıkacaksın
Kitaptan öğreniyorum ki, o dönemin en ünlü şarkıcılarından biri olan Claude François, fena halde Johnny Hallyday’i kıskanırmış.
Sırf bu yüzden Hallyday’in çıktığı kızlara asılırmış.
Johnny Hallyday de sırf dalga geçmek için kızlara “Eğer Cloclo’yla yatmak istiyorsanız önce benimle çıkmanız gerekir” diyormuş.
“Hep 1 numara olmak istiyordu ama hep 2 numara kaldı. Onun dramı da buydu” diyor.
Gerçekten birinin gölgesinde kalıp, onu geçememek zor zanaattır.
Onun için gerzek bir rock’çı deyip geçmeyin
- YİRMİLİ yaşlarında Tennessee Williams, Jacques Kerouac, William Borroughs okumuş.
- JACQUES BREL iyi arkadaşı. “Şarkı sözünü ondan, söylemeyi Elvis Presley’den öğrendim” diyor.
- İLK SEVGİLİSİ Patricia Viterbo 27 yaşında bir kazada
ölmüş. “Jimi Hendrix, Kurt Cobain, Janis Joplin, Brian Jones ve Jim Morrison gibi 27’ler kulübüne üye oldu” diyor.
Paylaş