AKP’nin gizli uçuşu

GEÇEN mart ayında ABD Hava Kuvvetleri’ne ait bir B-1 Stealth uçağı çok özel bir misyon için havalandı.

Uçağın kod adı "Dark 33"tü.

Uçağı Yüzbaşı Rick Fournier adlı bir pilot kullanıyordu.

Aslında görev, bir test denemesiydi.

Uçak, ses duvarını aşacaktı.

B-1 Stealth gibi bir uçak için ses duvarını aşmak, çok sıradan bir işti.

Ancak bu uçağın çok özel bir durumu vardı.

Uçağın depolarına sentetik jet yakıtı konulmuştu.

Aslında yarı sentetik yakıt ile yarı klasik yakıttan oluşan bir formül, uzun yıllardan beri Güney Afrika Havayolları’na ait bazı uçaklar tarafından kullanılıyordu.

Ama o güne kadar bu yakıt, hiçbir zaman jet uçaklarında kullanılmamış ve ses duvarı geçilmemişti.

Planlandığı gibi uçak o gün sentetik jet yakıtıyla ses duvarını geçti.

Çok az insan bu uçuşun ne anlama geldiğini fark etti.

* * *

Bu haberi geçen çarşamba günü Wall Street Journal Gazetesi’nde okudum.

Bu uçuşun asıl amacı, Amerikan ordusunun yakıt harcamalarını dışa bağımlı olmaktan kurtaracak bir planın uygulama imkánlarını araştırmaktı.

Gazetenin verdiği rakamlara göre Amerikan ordusu, ülkenin en büyük yakıt tüketicisiydi.

Günde 340 bin varil petrol tüketiyordu ve bu, ülkenin toplam günlük tüketiminin yüzde 1.5’ini oluşturuyordu.

Ordu, sadece Irak’ta günde 40 bin varil petrol tüketiyordu.

2003 yılında 4.9 milyar dolar olan yakıt harcamaları 2007 yılında 12 milyar dolara çıkmıştı.

Sadece son bir yıldaki parasal artış yüzde 25’ti.

Petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle, Irak ve Afganistan’daki askeri harcamalar bütçesine 2 milyar dolarlık artış istenmişti.

İşte bu yüzden Amerikan ordusu, yakıt harcamalarında bir yandan dışa bağımlılığı azaltmak, diğer yandan da tasarruf sağlamak amacıyla bu uçuş denemesini yapmıştı.

* * *

Bu haberden bir gün önce yine Amerikan gazetelerinde şöyle bir haber vardı:

Amerikan yönetimi, ülkenin dış petrole bağımlılığını azaltmak üzere büyük çaplı bir planı uygulamaya koyuyordu.

ABD, petrol ihtiyacının yüzde 60’ını dışarıdan sağlıyor.

Uygulamaya konulan planla, bu oran 2015 yılına kadar yüzde 50’ye düşürülecekti.

Çünkü, ABD’nin bu kadar büyük miktarda petrol ithal etmesi, hem bütçesini olumsuz etkiliyor, hem de büyük hacmi dolayısıyla petrole olan talebi yükselttiği için fiyatları da artırıyordu.

Türkiye’de, yargının AKP hükümetine ağır bir uyarı yaptığı, hükümetin de ona ağır cevap verdiği bir günde bu yazıyı niye yazıyorum?

Cevabı çok basit.

Bu sorun, ABD’den bile çok daha ağır biçimde önümüzde duruyor.

O nedenle şu uyarıyı yapmayı görev sayıyorum:

Türkiye amok koşusuna başladı.

Hızla ağır bir rejim bunalımına gidiyoruz.

İşin kötüsü, rejim bunalımı, ondan da ağır bir ekonomik krizle iç içe geçebilir.

Bu da hepimiz için felaket olur.

Felaketten çıkış için ne yapmamız gerekir?

AKP’nin içinde hálá sağduyulu insanların bulunduğunu biliyorum.

Gidişatı gören bir vatandaş olarak tavsiyem şu:

AKP, önce bu durumu "kriz" olarak değerlendirip ciddi bir kriz yönetimi kurmalı.

Önündeki tablo şudur:

Parti ve hükümet, yargıyla kavgalı.

Orduyla kavgalı.

Üniversiteyle kavgalı.

Sivil toplum örgütleri ve sendikalarla kavgalı.

İş dünyasının büyük bölümüyle kavgalı.

Medyanın merkezdeki bölümüyle kavgalı.

İlk soru şu olmalı:

"Bütün bu kesimler haksız, sadece ben mi haklıyım?"

İkinci soru da şu:

"Ben ne yanlışlar yaptım?"

Üçüncü soru:

"Bundan çıkış için ne yapmalıyım?"

* * *

Şunu iddia ediyorum:

AKP’nin ve yöneticilerinin geleceğini, partinin kapatılıp kapatılmamasından çok, bu sorulara verilecek samimi ve gerçekçi cevaplar tayin edecektir.
Yazarın Tüm Yazıları