Paylaş
Öylesine gitmişti ki, oda servisine kahve siparişi bile veremedim.
Şöyle diyeyim; benim için sabah yatakta içilen kahve, hayatımın en önemli “şey”lerinden biridir.
* * *
Türk Hava Yolları’nın TK 1980 sayılı uçuşuyla İstanbul’a dönecektim.
THY’nin catering’ini yapan Atilla Doğadan beni, uçakta yemek manyağı yaptı.
Kendimi resmen, uçakta yiyeceğim yemeğe hazırlıyorum.
Gün kötü başlamıştı ama şansım iyiydi.
Şansıma THY’nin en yeni ve büyük uçaklarından A 330 düşmüştü.
BUNUN ANLAMI ŞU: Koltuklar geniş ve harika.
“3J” numaralı koltuğuma oturdum.
Her zamanki gibi, yemek servisinden önce beyaz şarabımı istedim.
Müzik sisteminde “klasik ve opera” kısmına girdim.
Seçimi kim yaptıysa teşekkürler.
Klasik müziğin pop versiyonunu sevenler için David Garett.
Özellikle “Claire de lune” harika.
SARAH CHANG Ama ben Sarah Chang’ın kemanını dinliyorum.
Kurt Masur yönetiyor ve o Brahms çalıyor.
Olağanüstü.
* * *
Yanımda, yani “3K”da Hint veya Pakistan kökenli olduğunu düşündüğüm biri oturuyor.
Thomas Friedmann’ın, “Gelecek 100 Yıl” kitabını okuduğuna göre, okumuş biri.
Kırmızı şarap içiyor.
Tabii ki, Fransız Şiraz’ı tercih ediyor. Ben de aynı şeyi yapıyorum. (Bu meseleyi ilerde tekrar yazacağım.)
BEN VEJETARYENİM Yemekler geldiğinde, “Ben vejetaryenim. Biletimi alırken bildirmiştim” diyor.
Görevliler, son derece nazik bir ifadeyle “kendilerinde böyle bir kayıt olmadığını” söylüyor.
Anında bir çözüm de buluyorlar.
Yine de şunu merak ediyorum:
Acaba uçaktaki personel, yolcunun verdiği bu bilgiyi rapor etti mi?
Ettiyse, THY yönetimi bunu dikkate alacak mı? Yani araştırıp, yolcuya bilgi verecek mi?
Önemsiz bir konu deyip geçebilirsiniz.
* * *
BEN ÖNEMSİYORUM Çünkü THY’nin yeni vizyonuna hayranım. Milli havayolumuzla iftihar ediyorum.
O yüzden kendimi bir tür fahri müfettiş gibi hissediyorum.
NEDEN 3K OLAYI Bu çağda, “kişiye özel pazarlama” modern işletmeciliğin temel kurallarından biri.
O nedenle “3K” olayını yazıyorum.
Çağdaş işletmeciliğin 2 temel kuralı var.
BİR:
Kendi cemaatini yarat. (Dini anlamda değil. Genel olarak, kendini belli bir topluluğa ait hissetme duygusu.)
İKİ:
Her tüketiciyi ayrı bir birey olarak gör ve kişiye özel muamele yap.
KENDİ RAPORUMU, “Müşteri iletişim formuna” şöyle yazdım:
Uçağa binerken, engelli ve çocuklu yolculara öncelik veren anonslar ve yolcunun yönlendirilmesi mükemmeldi.
Yemekler ve servis yine mükemmeldi.
Uçağın temizliği mükemmeldi.
Zamanında körükten ayrıldı.
Peki anlattığım olay?
SADECE KOLTUK MU Diyeceğim şu: “3K” sadece bir koltuk değil.
Orada oturan bir “birey”.
Onun adı 20’nci yüzyılda “müşteri” idi. “Velinimetti.”
21’inci yüzyılda ise artık ona, “bireysel ortak” deniyor.
* * *
THY’nin Manchester United’le o harika ortak sloganı neydi?
“Together we fly higher...”
“Birlikte daha yüksekten uçuyoruz.”
Ben THY’nin yolcusu olarak bunu her defasında hissediyorum.
Birlikte daha yüksekten uçuyorum.
O yüzden, bütün “3K”dakilerin de aynı duyguları hissetmesini istiyorum.
Paylaş