Paylaş
Fikriniz yoksa, biraz maddi imkânları konusunda bilgi vereyim.
Bağımsız yönetim kurulunun aylık ücreti 10 bin Euro.
Yani bugünün kurlarıyla 25 bin Yeni Türk Lirası’na yakın bir para.
Karşılığında ne yapacaksınız?
Çok basit.
Yılda 4 kere yönetim kurulu toplantısına katılacaksınız.
Yalnız uyarayım.
İş biraz ağırlaşabilir. Çünkü toplantı sayısını yılda 6’ya çıkarmak için bazı girişimler var.
Bir de ayda en az 19 saatlerini, şirketle ilgili çalışmalara ayırmaları gerekiyor.
Ekonomik krizdeki bir Amerikalı ve Avrupalı için bile hiç de fena para değil.
Turkcell’in, belki de tarihinin en kritik genel kurulu bu ayın 29’unda yapılıyor.
10 bin Euro ücretlik bağımsız üyelik için şimdiden kıyasıya bir mücadele başlamış durumda.
Ama durun, mesele 10 bin Euro’luk maaş meselesi değil.
Geride çok büyük, muazzam, tam 10 milyar dolarlık bir kavga var.
* * *
Türk ekonomisinin bugüne kadar yarattığı en büyük teknoloji şirketi, Turkcell...
Şirketin 3 büyük ortağı var.
Biri, Çukurova grubu. Öteki ikisi ise yabancı. Finlandiya merkezli Teliasonera ve Rusya merkezli Alfa şirketleri.
Turkcell’in Türk ortağı ile yabancı ortakları şirketi ele geçirmek için büyük bir savaşa girdi.
Şimdilik durum şu:
- Şirketin yönetim kurulu kilitlenmiş durumda.
- Şirket rekabetin alabildiğine büyüdüğü bir dönemde, yatırımla ilgili stratejik hiçbir kararı alamıyor.
- Tukrcell’in menfaati, dış pazarlarda, iki yabancı ortağın menfaatleriyle sık sık karşı karşıya geliyor.
- Bütün bunlar sonunda, Türkiye’nin en başarılı ve vizyoner şirketlerinden biri, eriyip gidiyor.
* * *
Şimdi bütün ortaklar, 29 Haziran’daki büyük hesaplaşmaya hazırlanıyor.
Savaşın adı şu:
“Bağımsız yönetim kurulu üyelerini belirlemek”.
Şirkete 3 veya 4 bağımsız yönetim kurulu üyesi seçilecek.
Bunların adı “bağımsız” ama, herkes, üstü örtülü biçimde “kendi adamını” tayin etmeye çalışıyor.
Türk devletine gelince...
Telekomünikasyonda, lisans yetkileri hâlâ devletin elinde. Yani eli kuvvetli.
Tahmin ediyorum, hükümet, bu büyük yatırımın Türkiye’nin elinden çıkmasını istemiyor.
Ama direkt olarak Çukurova lehine müdahalede bulunmak da istemiyor.
Çünkü, Türkiye’deki öteki yabancı yatırımcıları da ürkütebilir diye endişeleniyor.
Buna karşılık Sermaye Piyasası Kurulu da olayı yakından izliyor.
Şimdilik üzerinde durduğu en önemli şey, bağımsız yönetim kurulu üyelerinin iyi belirlenmesi.
Yeni Ticaret Kanunu, bağımsız yönetim kurulu üyelerinin etkisini çok fazla arttırıyor. Bu üyeler, şirketi bloke etme hakkına sahip olabilecekler.
Turkcell’in mangement’ı iyi.
Ama genel yönetiminde büyük zaaflar var.
Yabancılara tavsiyem de şu:
“Sadece ben sahip olayım” anlayışından vazgeçip, şirkete küresel özelliğini veren bu ortaklık yapısını uyum içinde götürmeleri.
10 bin Euro’luk maaş için kimler önerildi
VATAN gazetesi yazarı Ercan İnan, geçen salı günkü yazısında, 3 kişilik bağımsız üyelik için, tarafların 26 isim önerdiğini yazdı.
Bu isimlere bakınca şunu gördüm:
KİM YABANCILARI KİM TÜRKLERİ ÖNERDİ
- Rus Alfa grubu 5 isim önermiş. Hepsi yabancı.
- Telia grubu 3 isim önermiş. İkisi Türk.
- Çukurova’nın önerdiği 3 ismin hepsi Türk.
- Yatırımcı fon Lazard’ın önerdiği 4 ismin 2’si Türk.
- İki yabancı ortak Alfa ve Telia’nın birlikte önerdiği tek isim var. O da Türk.
- Telia ile Murat Vargı’nın ortak olarak önerdiği tek isim de bir Türk.
- Alfa’dan sonra en fazla isim öneren ortak, şirkette yüzde 2’lik payı bulunan Murat Vargı.
Önerdiği 5 ismin 4’ü Türk.
- Beşinci isim ise Avea’nın eski genel müdürü Guiseppe Farina.
Eşi Türk, Türkiye’yi çok iyi tanıyor. Burada yaşıyor. Telekom bilgisi iyi.
LİSTEDE HÜKÜMETE YAKIN İSİMLER DE VAR
Önerilen Türk isimlere baktım:
Her biri iyi seçilmiş isimler.
İçlerinde vizyon olarak iyi seçilmişler var.
- Mesela Emre Berkin... Microsoft’un bu bölgedeki en başarılı yöneticilerinden biri.
- Türk Telekom’un genel müdürlüğünü yapmış Mehmet Ekinal, Turkcell’in eski genel müdürlerinden Muzaffer Akpınar gibi isimler var.
- Bülent Özaydınlı gibi perakende sektörünü çok iyi bilen bir isim de adaylar arasında.
- Çukurova grubu, eski TÜSİAD yöneticisi Erkut Yücaoğlu’nu da önermiş.
- Dikkatimi çeken bir isim de Petrol Ofisi’nin sahibi OMV’nin Türkiye’deki yöneticisi Gülsüm Azeri.
- Buna karşılık, siyasi olarak dengeleyici isimler de var. Mesela Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Öztürk.
Yazdığı makalelere bakılırsa, AK Parti hükümetine ve Başbakan Erdoğan’a çok yakın duran bir öğretim üyesi.
- Eğer, hükümete yakınlık bir kriter olarak alınacaksa, listedeki bir öteki isim de Can Paker.
DIŞARIDAN GAZEL OKUYAN BİRİ OLARAK GÖRÜŞÜM
Dış görünüşte 10 bin Euro’luk, ama arkasında 10 milyar dolarlık bu savaşın sonunu doğrusu merakla bekliyorum.
Küresel vizyonlu bir insan olarak, şirketin şu veya bu grubun elinde olması benim için bir şey değiştirmiyor.
Önemli olan başarı sembolü olarak kabul edilen bu dev şirketin, yönetim sorununu bir an önce çözerek, küresel ve milli rekabetteki yerini koruyabilmesi...
Gördüğüm, yabancı ortakların stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri ve gerçek anlamda bağımsız üyelerle çalışmayı kabul etmeleri, hem şirketin hem de
kendilerinin menfaatine olacağı.
Bir de, Rus ortağın eski Almanya Şansölyesi Schröder’in adını gündeme getirdiği.
Bu isim bile, savaşın büyüklüğünün bir ölçüsü değil mi...
Paylaş