Paylaş
Bu köşede hep altını çizdik, ‘siyaset gündem yaratma sanatıdır’ diye. Eğer bir siyasetçi veya liderseniz ve peşinizden milyonları sürüklemek istiyorsanız halkın ya da seçmenin önüne bir hayal ya da bir ideal koymak zorundasınız.
Tıpkı Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk gibi…
Büyük Önder de Türk Ulusu’nun önüne, halkın kul olmaktan vatandaş olmaya terfi edeceği, kanunlar ve yasalar önünde herkesin eşit olacağı, herkesin seçme ve seçilme özgürlüğüne sahip olacağı, tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti hayali koymuştu. Atatürk ve arkadaşları onlara yürekten inanan Türk halkı ile birlikte bu ideali gerçeğe dönüştürdü…
Genel seçimler yaklaşıyor. Halkın önüne bir hayal koymak için de bu yüzden tam zamanı…
Duyunca yüreklere moral veren, gündemi bir anda değiştiren, sıcacık bir hayal: Yüzde yüz yerli malı otomobil…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geçen haftaki TÜSİAD toplantısında otomotiv sektörü temsilcilerine “Babalar burada. Artık Koç gibi bir marka üretin” deyince tartışma ateşlendi. Doğal olarak otomotivciler de bu talebi ciddiye aldılar. Çünkü talep Başbakan’dan geldi. Önümüzdeki günlerde Sanayi Bakanlığı yetkililerinin de katılacağı bir toplantıda konuyu her yönü ile ele alacaklar.
Radikal Gazetesi'nden Mehmet Ali Kantarcı’nın haberine göre; yerli malı bir otomobil için devletin de yatırımcının da elini cebine atması gerekiyor. Çünkü bir otomotiv fabrikası kurup, yeni marka yaratmak bugünün parası ile yaklaşık 4 milyar dolara mal oluyor.
Sadece 4 milyar dolar yetse iyi. Yüz yılı aşkın bir geçmişe sahip uluslararası devlerin çarpıştığı bir sektörde var olabilmek için de her yıl en az 1 milyar dolar pazarlama ve tanıtım yatırımı yapılması da gerekliliği de cabası. Bu rakamlara en az 6 yılda bir model yenilemek için harcanacak yatırımlar dahil bile değil…
Bugüne kadar verilen yanıtlara bakarsak otomotiv sektörünün temsilcileri ciddi anlamda devlet teşviki olmadan yerli otomobilin hayal olduğu görüşündeler. Yani Erdoğan’ın deyimi ile ‘Koç gibi bir otomobil’ üretmek hem özel sektöre hem de devlete biraz tuzluya mal olacak. Ama Türkiye’nin önünde bu konuda Çin ve İran örnekleri duruyor. Yani istenirse başarmak zor değil. 1997’de ilk yerli markasını üreten Çin, bugün Avrupa’ya bile satış yapıyor. İran ise 1979’da ithalatın yasaklanmasıyla markasını yaratmaya mecbur kaldı ve Samand markasıyla bugün yılda 800 bin adet otomobil üretiyorlar. İranlılar Samand’ı Türkiye dahil pek çok pazara satıyor.
Türkiye’de ilk yerli otomobil markası hayalini 1960’da askeri darbe ile iktidara gelen Devlet Başkanı Cemal Gürsel kurmuştu. 16 Haziran 1961 günü başlayan ‘Devrim’ projesinde, 22 mühendis ve bir mimar görev almış, başta Eskişehir Atölyesi olmak üzere Ankara, Sivas ve Adapazarı’ndaki TCDD fabrikalarının ustaları ve işçileri 129 gün geceli gündüzlü çalışarak ‘Devrim’i üretmişti. Başlangıçta 1.4 milyon lira ayrılan, ardından da 900 bin TL’ye düşürülen o döneme göre bile cüzi kabul edilebilecek bir ödenekle üretilen ‘Devrim’in ilk test sürüşü için de 29 Ekim 1961 sabahı seçilmişti. Cemal Gürsel’i Meclis binasından Anıtkabir’e götürecek olan araçlardan birisine benzin konulmasının unutulması üzerine aracın motoru yolda durdu. Gürsel’in inerken ünlü “Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz” sözleri tarihe geçti. Ertesi gün bütün gazetelerin “100 metre gidip bozuldu” başlığını atması ise Cemal Gürsel’in hayalinin sonu oldu.
Türkiye, ‘Devrim' ile meşgulken, ABD’deki seçim anketlerinde geride olan Johan F. Kennedy tarihe geçen o son televizyon tartışmasında, “Aya ilk olarak Amerikalı’lar ayak basacak” demişti. Bu hayal ABD’de müthiş bir rüzgar estirdi ve anketlerde geride olan Johan F. Kennedy’e başkanlığı getirdi. Seçimin ardından bu hayali nasıl gerçekleştireceklerini soran ‘A Takımı’na Kennedy’nin verdiği yanıt, ilginç ve bir o kadar da düşündürücüydü: “Ben vizyonu ortaya koyarım. Onu gerçek yapmak sizin işiniz…”
Bakalım 2.Devrim hayali yine batı kafası ile geliştirilip, doğu kafası ile yarı yolda mı kalacak, yoksa Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyon gerçek mi olacak?
Son olarak, eğer '2. Devrim' hayal olmaktan çıkıp üretilebilirse, reklamlarında Kıvanç Tatlıtuğ ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın rol almasını tavsiye diyorum. O araba hem iç pazarda hem de Ortadoğu’da işte o zaman yok satar inanın…
Paylaş