KONAK’tan Eşrefpaşa’ya doğru kıvrıla kıvrıla çıkarken bir yapı, çocukluğunuzu anımsatır gibi, sanki köşesinden fırlar da yolunuzu keser: Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi...
Burası, Ümran Baradan’ın “duymaz kulaklara” İzmir’den bir kez daha haykırdığı son yerdir. Önünden geçerken aklıma takılır hep. Güncelde kalmak için bir rezilliğe konu olmak ya da İstanbul’un eğlence dünyasında hoplayıp durmak mı gerekir? BİR YAZGI Kİ, İZMİRLİ OLMAK İzmir’e gönül verip bağlandın mı, bütün uğraşını ömrünü İzmir’e verdin mi, yazgını çizmiş olursun. Yetmiyor olmalı, değerli bir seramik sanatçısı olmak! Yetmiyor olmalı, yurtdışında yapıtlar bırakmış olmak, konferanslar vermiş olmak! Yetmiyor olmalı, 45 ülkeye yayılmış Uluslararası Kadınlar Dayanışma Birliği’nin (IWSA) Dünya Genel Başkanlığı’na 20 yıla yakın süreyle seçilmiş ilk Türk kadını olmak! Yetmiyor olmalı, ülkendeki insan varlığını daha değerli kılmaya kendini adamış ilk kadın öncülerden biri olmak! BİR KÖY VAR, YOKTU ESKİDEN O, şimdi Kemalpaşa’dadır; İzmir’e pek yakın. Suyu, elektriği, yolu olmayan bir yörede tek başına 1975’te bir köy kurmuş, adını da “Çiniliköy” koymuş, çinilere tutkunluğundan. Ve orada bir “Ümran Baradan Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi” eğitim verir. Var mı dünya tarihinde bir sanat köyü kuran kadın! Konak’tan Eşrefpaşa’ya doğru kıvrıla kıvrıla çıkarken, çocukluğunuzu anımsatır gibi, sanki köşesinden fırlar da yolunuzu kesen o Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi’ni gezerken, oyuncaklara baka baka iç geçiren çocuklarımız, Ümran Baradan’ın, güzel ve vurdumduymaz geçirilecek günleri bir yana bırakıp, bir ömrü onlara adadığını bilemezler. Büyüklerin bilmezden geldiğini çocuklar nasıl bilsin! Ümran Baradan’ı, açtığı işyerine bir televizyon programı yapmak üzere gittiğimde tanımıştım. Mahkumiyetleri yok da, hayatın içinde mahkum edilmiş “düşmüş kadınlar”ı işçi diye yanına almış, onlara süs eşyaları yapmayı öğretiyordu. O günden bu yana pek değişen bir şey yok, kuşkusuz. Yine de her aşağı yuvarlanışında yeniden bir kayayı ite ite tepeye çıkarmaya mahkum edilmiş Prometeus gibi, Alsancak’taki o küçük işyerinden nerelere varmış Ümran Baradan. Bir İzmir sabahında ilk soluğu yaşamak denen o karmaşık gerçeğe karışan, bestekâr Ali Ulvi Baradan kızı Ümran’ın, İzmir’i kucaklar gibi bakan o dünyasına, Oyun ve Oyuncak Müzesi’ne bir uğrayalım bakalım, haftaya.