AASSM gerçeği (3)

GÜNDÜZ vakti çevresinde dolandım Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM)’nin, çepeçevre yüksek mermer duvarlar arasından göremedim bir “anıt yapı”. AASSM yoktu!

Haberin Devamı

Çok tuhaf!
29 bin 500 metrekarelik alan içine 26.000 metrekarelik tabanı ile oturan AASSM’nin, o “sanat mabedi”nin, dışardan bakılınca –bir fotoğrafçı gözüyle- “işte bu” diyebileceğiniz biçimde, bir bütünlük içinde görülmesi olanaksız.
Diyorlar ki, havadan görünüşüyle bir “keman”a benzermiş AASSM. Kemanın sapı, ana caddeden girişle merdivenlerden çıkılan uzunca bir mermerli yol, sazın gövdesi ana yapı ve sesi derinleştiren iki “s” oyuğu da aşağılardaki iki konser salonu. Güzel de insanlar AASSM, nasıl bir yapıdır görmek için havalanacak değil ki!
Diyorlar ki, “dünyaca ünlü Sydney Opera Binası, Londra’daki Kraliyet Opera Binası gibi” ünlü yapıların akustik tasarımını yapmış yabancı uzmanlar gerçekleştirmiş AASSM’nin ses yayılma düzenini. Sözün içeriği doğru, dışa çıkınca hüzünlendirici. “Londra Kraliyet Opera Binası – London’s Royal Opera House”ın görünüşüne yabancı olsanız da özellikle her yılbaşı kutlamalarında ışıltılar arasında görüntülenen, bir yelkenli gibi o görkemli uzanışıyla, “Sydney Opera Binası” belleğimize işlememiş olsun, olmaz!
Türkiye’de de bütün anıt yapılar, özellikle sanata adanmışlar, önce görsellikleriyle öne çıkar. Ya AASSM? Geçin karşısına, ne görüyorsunuz? Ya da görebiliyor musunuz?

* * *

Haberin Devamı

AASSM üzerinde -ayrıntıya girmeden- içiyle dışıyla üzerinde duruşumun üç nedeni var:
1. İzmir, dış görünüşüyle ele güne övünçle gösterilecek bir anıt yapıya kavuşmaktan yoksun bırakılmıştır.
2. Kent merkezi sayılacak bir yerde neredeyse 30 bin metrekarelik bir alan, işlevselliğiyle iki konser salonuna indirgenip, boşlukların ve oto parkın baskın çıktığı, yarar yüzdesi çok düşük bir yaklaşımla kullanılmıştır. Bu alana ayrıca bir “opera” ve “tiyatro” yapısının eklenmemiş olmasını anlamak zordur.
3. Konser salonlarının etkinliklerle yeterli doluluk oranına erişememesi karşında sahneler müzik dışı etkinliklere açılmış; ancak sahne yapısının farklılığı, kulis – soyunma odaları gibi gerekli alt yapının olmaması yüzünden, müzik dışı etkinlikler büyümeyi beklerken küçülmek zorunda kalmıştır.
Benim aklıma takılan bir nokta daha var: Oturma koltukları, iki yandan geçişli olarak, salona boydan boya, arka arkaya yerleştirilmiştir. Özellikle büyük salonda 1000’i aşkın insan yanayana, ardarda oturur. “Tanrı korusun”, bir “felâket çığlığı”nda insanlar birbirini ezmeden o salonu nasıl boşaltır?

* * *

Haberin Devamı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın kente hizmet yolunda canla başla çalıştığına kuşku yok. Ne var ki, alışılagelmiş “yerel” hizmetler dışında kalan “kültür-sanat” yapılanmasında önemli yeri olan “anıt” yapıların, “işlevsellik” açısından, yıllar öncesinden sarkıp gelen yanlış kararların birer görüntüsü olması da düşündürücü.
Herşeye karşın AASSM’den, Ahmed Adnan Saygun’ca seslerin yükselmesini dileyelim.

Yazarın Tüm Yazıları