ADAM demiş ki: ‘Körler, sağırlar birbirini ağırlar.’ Bizim Süper Lig’imiz aynen böyle.
Cila yapıyoruz, ‘vatan, millet’ diyoruz, herkes gaza geliyor; bir patırtı, bir gürültü sonra da dünya aleme rezil oluyoruz. Arkadaşlar, gereğini yapmazsanız gerçekleri göremezsiniz. Avrupa’da perşembe günkü F.Bahçe gibi olursunuz.
Bir hakem var; soyadı Sivriselvi. Hakikaten Allah boy vermiş, almış koyvermiş. Düdüğü çaldıktan sonra hazır olda heykel gibi çok iyi durup, 10 dakika işaret veriyor. Mübarek, sanki trafik polisi... Tabii, yürekle fizik aynı şey değil. Adamın boyu ayakkabıyla bir metre olur, yüreği birbuçuk metredir. Yani boyunu geçer.
Hani nerede kırmızı kart?
Dakika 60: Ayhan’ın bir sarı kartı var, 1 nolu yardımcının yanında rakibini kol-bacak ne varsa çekiyor, indiriyor. Çok net bir sarı, yani ikinci sarıdan kırmızı. Sivriselvi uyanık ya, pozisyonları da futbolcuların üzerinden bakarak görüyor. Bu pozisyonda yardımcıdan yardım dilendi. Kendi net gördü, yüreği yetmedi. Faulü verdi, bütün Sakaryalılar üzerinde. Herkes keriz, yalnız o uyanık. Sahada bir uyanık daha var. O da Hagi.Sivriselvi’nin kestirmeden yapamadığını aynı dakikada Ayhan’ı oyundan alarak Hagi yaptı.
Aslında canım bu dakikadan sonra maçı seyretmek istemedi. Böyle ortaoyunlarını niye seyredeyim? Geçen hafta aynı olay Rize’de var. Bu hafta burada. 90 dakikanın bitiminde Sakarya 1-0 mağlup. O gol de tartışmalı penaltıdan. Penaltıdaki assolist de Hakan Ünsal. Hakan, ikili pozisyonlarda hiç inanmadığım bir oyuncu. Devamlı hakemi aldatmak isteyen, bağırarak kendini yere atan bir futbolcu.
Hakemin arkasına sığındılar
Yine bir yardımcı hakem var; Ufuk Şepik. Onun da ufku çok dar. Önündeki 50 metreyi göremiyor. G.Saray’ın net iki gollük pozisyonunu ofsayt diye kesti. Sonra da diyoruz ki: ‘Türkiye’de futbol.’ Hakem hata yapmaz mı? Yapar ama maça da bir şey katar. Bunlar hep maçtan götürüyorlar, maçtan eksiltiyorlar. Neyse, biz maça gelelim. G.Saray iyi değil. Rakip kenarları biraz kapatınca, zorlandılar, açamadılar. Bir tek şey yapmaları lazımdı; rakip defansın çok çabuk yönünü değiştirmek. Onun için de topu sağdan sola hücumda çabuk döndürmek. Onu da yapmadılar. Hakemin arkasına sığındılar, 90 dakikayı bitirdiler.
Ergün gibisi gelmiyor
Hiç hak etmediğimiz bir dünya üçüncülüğünün ardından hala uçurumun dibine gidiyoruz. Birbirimizi aldatıyoruz, gerçekleri söylemiyoruz. Söyleyenlere de kızıyoruz.
Dün stattan ayrılırken ‘Sakarya mağlubiyeti hak etmedi’ diyecek çok insan vardı. Ama maalesef Türkiye’deki futbol bu. Maça gidenler keçiboynuzu gibi çiğniyorlar, çiğniyorlar, ağızda çok az tat kalıyor. Aslında bu, hepimizin aleyhine. İyi şeyler yazmak lazım. Benim dikkatimi üç şey çekti. Sakaryalı oyuncular hakeme fazla itiraz etmediler.
Mondragon çok değişmiş
Mondragon’da inanılmaz bir sakinlik var. Tartışmaya giren arkadaşlarını gidip ayırıyor, olay yerinden çekiyor. Her zamanki gibi sahada bir Ergün var. Kendi futbolunu oynuyor, başarılı da olmaya çalışıyor. Ne hakemle uğraşıyor, ne de rakiple. Son 15 yılda maalesef Türkiye’de bu tarz futbolcular hemen hemen yok gibi. Ergün de bunların arasında ışıl ışıl parlıyor.