HANİ maçlar vardır ya dakika 1, gol 1... Kocaeli’nde dakika 2, gol 1 oldu. Ama dakika 3’te Taner sakatlanıp çıktı.
Bence maçın kırılma noktası Kocaeli’nin attığı gol değil Taner Gülleri’nin çıkmasıydı. Dün gece bu sezonun en kötü Beşiktaş’ını izledim. Peki diyeceksiniz ki, bu kötü Beşiktaş nasıl kazandı?
Önce Allah istedi. Çünkü siyah beyazlılar dün gece her pozisyonda düşeş attı. Maçın ikinci kırılma noktası da penaltıydı. Aynı penaltıyı bu hakem F.Bahçe-G.Saray maçında versin sonra onun halini göreyim! Dakika 37... Bir ikili mücadelede İbrahim Üzülmez yere düşüyor. Kocaelili oyuncu kalkıyor ve sürüyor, boş kaleye gol atacak ama yardımcı bayrak kaldırıyor. Hakem Bülent Yıldırım pozisyonu görüyor ama inisiyatifini kullanmıyor. Neden? Çünkü yürek yok... Hakemlerimiz pırıl pırıl iyi çocuklar da futbolla yakından uzaktan alakaları yok. Ernst basketboldaki perdeleme hareketini yapıyor, adamı indiriyor yere. Ne yardımcı farkediyor ne hakem...
İşe önce hakemden girdik. Ama birisi düşmeye, diğeri şampiyon olmaya namzet iki takımın maçını idare ediyorsun. Adaleti öyle dağıtacaksın ki, sezon sonu o yükün altından kalkacaksın. Hakem ve yardımcıları dün bütün pozisyonlarda Beşiktaş lehine hareket ettiler. Zaten verdiği evlere şenlik penaltıdan sonra Kocaeli’nin bütün direnci kırıldı sonra da 3-1’e gitti maç. Dün geceki maçın yüzde 100 etkili ismi Bülent Yıldırım’dı. Beşiktaşlılar eğer şampiyon olurlarsa, Yıldırım’a bir şilt verirler herhalde. Onlara şunu sorarım, kendi lehlerine verilecek aynı pozisyonda bir penaltıyla şampiyonluk kaçarsa, o hakemi ne yaparlar?
Nobre’yi çok aradılar
Kocaelispor dün akşam Beşiktaş’a göre sahayı daha iyi parselledi. Beşiktaş’ın kötü oynamasına da onların diri, etkili ve baskılı oyunu sebep oldu. Ama Kocaelispor çok yeni kurulan bir takım. Neredeyse sezonun yarısında kadroları değişti. Yedekleri yok. Taner’in yerine oynayan Serdar Topraktepe ise evlere şenlik, kalçasını kaldıramıyor. Tarihte kalmış. İkinci yarı Beşiktaş oyuncu değiştirince ve Kocaeli’nin yaşlı oyuncuları da yorulunca Körfez ekibi hücumda top tutamamaya başladı. Bu sırada Beşiktaş rakibin üstüne fazla gitmeye başladı ama hikayeden gidiyorlardı. Ne zamana kadar? Hakemin verdiği evlere şenlik penaltıya kadar. Bundan sonra gösterilen sarı kartlar da hep Kocaeli’nin aleyhine, Beşiktaş’ın lehine oldu.
Koca bir ilk yarı Beşiktaş takımının tek pozisyonu yok. Şampiyonluğa oynayan bir takım sondan 2. sıradaki bir takıma karşı eğer bu kadar etkisizse halini siz düşünün. Mustafa Denizli çok kötü oynayan futbolcuların içinden en kötülerini seçerek değiştirdi ve 2. yarıya öyle başladı ama sahada fazla bir şey değşmedi. Biraz Yusuf kımıldar gibi oldu ama sonucu yoktu. Tello hiç yoktu. Rüştü ise evlere şenlik. Dün gece özellikle Nobre’nin yokluğu hissedildi. Çünkü bu tarz defans yapan takımlara karşı Nobre iyi iş yapıyor. Koç boynuzu gibi zorluyor. Kocaeli seyircisine de helal olsun. Takımları sondan ikinci ama bir dakika durmadan destek verdiler. Bu seyirciyi görünce aklıma belediye takımları ve seyircileri geliyor. Çünkü seyirci futbolda her şey.
Yazıklar olsun
Dün kamera zaman zaman Mustafa Hoca’yı gösterdiğinde ümitsizliğini yüzünden okuyorduk ama Bülent Yıldırım, Mustafa Hoca’nın imdadına çabuk yetişti. Seyredin maçı, alın pozisyonları teker teker oynatın, Kocaeli’nin nasıl doğrandığını görürsünüz. Yıllar geçiyor ama çok da fazla bir şey değişmiyor gibi geliyor bana. Tam can alıcı maçlarda hep aynı sahneler. Ondan sonra da ümidim azalmaya başlıyor, hevesim de... Yazıklar olsun.