Paylaş
Atina’daki stat şehrin çok uzağında. 20 dakikalık yolu, taksiyle 1.5 saatte ancak gidiyorsunuz. Tribünler de sahaya hakim değil.
Dün akşam iki takım da kötü futbol oynadı. Maçın neticesine bakan, eğer seyretmemişse aldanır. Hani bir laf vardır; “Bir şey kısmettten çıkınca uçkur dokuz yerden koparmış” derler. Panathinaikos’un durumu da aynen öyle. Galatasaray’ın vurduğu gol oldu. Yani tuttuğu altın oldu. Onlarınki de cacık...
Maç 2-0 dan 2-2’ye dönecekken, inanılmaz bir şans golüyle 3-0 oldu.
G.Saray lider çıkar
Maçın geneline baktığınız zaman Panathinaikos, Galatasaray’ın rakibi değil. Bizimkiler her hatlarıyla onlardan daha iyiler. Anlaşıldı ki, G.Saray büyük hata yapmazsa bu gruptan lider çıkar. Ondan sonraki maçlarda da esas rakipleriyle boy ölçüşür. Dün karşısında çok rahat bir rakip olmasına rağmen atılan toplarda çok pozisyon verdiler. Kim oynarsa oynasın, Galatasaray’ın yumuşak karnı bu sene arka ortası. Hücumda mutlaka bir şeyler yapıyorlar. Baros’a zamanlaması doğru top atıldığında ilk çıkışta bütün defansı oyundan düşürüyor. Ama 10 saniye geç kalırsanız haliyle ofsayta düşüyor.
Dünkü maçlarda ilk defa çizgi hakemi uygulaması yapıldı. Aut çizgisindeki hakem, bulunduğu yerdeki takım hücum ettiğinde ceza alanında rahat rahat geziyor. Yani neredeyse orta hakemin vazifesini yapıyor. Top geldiği zaman kendini ceza sahası dışına atıyor. Başarılı olur mu bilmem. Benim ümidim yok. Çünkü bu işlerde nerde çokluk orda b..luk...
Şimdi bu hakemler kulaklıkla maçın hakemine penaltıyı bile üfleyebilecekler. Yani hakemin aklını karıştıracaklar. Ancak bir avantajı var. Yeni uygulama hakemin koşu yönünde göremediği pozisyonlarda, elle oynamalarda, itmelerde çekmelerde ve ceza alanında kendini atan futbolcular konusunda avantaj olabilir.
Paylaş