Terim formsuz mu, hatalı mı?

Yılın transfer bombası Erman Toroğlu, Hürriyet’teki ilk yazısında Galatasaray'ın Brugge karşısında beklenen futbolunu sergileyememesi ve puan kaybetmesinin nedenlerini anlattı.

G.SARAY'ın maç listesini elime aldığımda, Galatasaray'ın klasik oyun sistemiyle oynayacağını zannettim. Yalnız, Suat'la Batista'yı görünce, hangisinin ne iş yapacağını merak ettim. Maç başlayınca gördüm ki, bu iki oyuncu aynı işi yapıyorlar. Bir başka sürpriz Felipe'de oldu. Bu, öyle tarz bir oyuncu ki, rakip ceza alanına yakın oynarsa ve diri kalırsa, ya araya atacağı toplarla özellikle de Arif'e gol attırabilir, ya da 1-2 rakip geçerek vuracağı şutlarla gol yapabilir. Ama Felipe, defansın önünde gibi oynadı. E peki Batista orda, Suat orda, Felipe orda, kim gol atacak? Gökten zembille gelecek toplarla Ümit Karan veya Arif şans topları gibi goller bulacaklar.

BEYAZ BAYRAK

Allah var, böyle ballı, kontrolsüz iki tane de pozisyon yakaladı Galatasaray ilk yarıda.

Hasan Şaş-Fatih Terim mücadelesi, sonunda Hasan Şaş'ın beyaz bayrak çekmesiyle sonuçlandı. 60 ile 65'inci dakikalar geldiğinde Hasan Şaş klasik olarak kenara bakıp, ne zaman kement geleceğini bekliyordu. Bu sessiz mücadelede özellikle bu maçta seyirci de artık Hasan Şaş'a tavır koymaya başladı. O da seyirciyi kırmadı, aldığı her topu üç kişi geçmeden vermedi, her topu ezdi veya rakibe attı. Bu sefer de Hasan, 65'i beklemeden ikinci yarıyı göremedi.

Fatih Terim hep der ki, ‘‘Ben işe yaramayan futbolcu almam.’’ Peki Fatih, sen Şampiyonlar Ligi'nde gruptaki en önemli maçını oynuyorsun, yani rakibinle. Ya sen çıkacaksın, ya o. Aldığın Christian, yanında oturuyor. Onu vesikalık fotoğraf çektirmek için mi aldın? Bu maçta oynatmayacaksın, ne zaman oynatacaksın? 90 dakika boyunca sahada olmayan Ümit Karan'ı eğer çıkarmayıp, Christian'ı sokamıyorsan, bu oyuncuyu neden aldın?

SİNİR SAVAŞI

Tahmin ediyorum Şampiyonlar Ligi'nde rakibine bu kadar çok top veren iki takımın maçı bir daha olmamıştır. Galatasaray takımının kadrosuna şöyle bir baktığınızda, isterseniz sayalım; Bülent, Batista, Emre, Suat, Ümit Karan, Ümit Davala, Hakan Ünsal... Bunların hangisi gollük top atar, bire bir rakip geçer, araya top atar, gol attırır veya kendi atar? Hiçbirisi... Bu kadroda iki adam var oyunun şeklini değiştirebilecek. Biri Felipe, biri Hasan Şaş. Fatih Terim, transfer olayında kendisini dinlemeyip imza atmadı diye Hasan Şaş'la sinir savaşı yapıyor. Şu anda bu oyuncuyu kaybetmiş durumda. Felipe'yi de alakasız bir yerde oynattı, etkili alanda kullanmadı. Sonunda oyunu değiştirebilecek bir o vardı, onu da oyundan aldı.

Terim, Barcelona maçına böyle bir taktikle ve kadroyla çıksaydı, olabilir derdim. ‘‘Kazanamazsam, kaybetmeyeyim’’ dedi ve bir puana razı oldu. Ama bu maç öyle bir maç değil ki, kazanmaya mecbur olduğun bir maç. Tahmin ediyorum Terim, iki maçı karıştırıp, hazırladığı kartları yanlış oynadı. Ama aynı Terim çıkıp, basın toplantılarında basını suçladı. Bu iki maçın kazanılmamasındaki en büyük faktör bence Fatih Terim'dir. Çok şey kaybedildi, ama her şey değil. Ama iş zorlaştı.

HÜCUMDA YOKTULAR

Suat
çok çalıştı. Arif didindi, Emre Aşık çok iyiydi. Bülent de vazifesini yaptı. Galatasaray için tehlike 65-70'inci dakikalardan sonra... Çünkü bu dakikalardan sonra takımın dayanıklılığı bitiyor. Ama bu maçta gözükmedi. Rakibe mümkün olduğu kadar az kullanacak alan bıraktılar. Dedim ya, Galatasaray bu kadroyu ve oyun sistemini Barcelona'ya oynasaydı doğruydu, ama dün gece hücumda hiç yoktular.

Artık Fatih Terim'in de bir karar vermesi lazım. Bu kadroda yaşlanan oyuncular var. Hala bazılarında ısrar eder de, genç Cihan'ı kenarda oturtursan hata yaparsın. Ama Fatih belki şunu da diyebilir; ‘‘Ben yönetimden ne isimler istedim, onlar alamadılar.’’

Fatih Terim,
presi seven bir teknik adam. Özellikle rakibi sıkıştırdığı dar alanlarda üçlü, dörtlü, hatta beşli preslerle topu kaparak, kontra ve ani hücumlarla rakibi zayıf anında yakalayıp, hücuma kalkmayı seven bir teknik adam. Ama bu yıl henüz bu görüntüler yok.

Dün gece bu tarz görüntüleri daha çok Brugge'lüler yaptılar. Onlarda da 32 numaralı Stoica çok etkiliydi. Bu oyuncuyu Lucescu bu yıl Beşiktaş'a almak istedi, ama maliyeti pahalı olduğu için alamadılar.

İŞ BRÜKSEL'E KALDI

Ümit Davala
'da ısrarlı bir düşüş var. Fatih Terim'in de ona ısrarlı bir şekilde hoşgörüyle bakışı... Hakan Ünsal da eski Hakan Ünsal değil. İş, Brüksel'e kaldı. Bir de Barcelona'ya... Çünkü Barcelona, Galatasaray'a mı, rakiplerine mi pembe bakacak? Sonucu, onun oynayacağı maçlar etkileyecek. Tabii Galatasaray'ın da Belçika'da yenilmemesi şartıyla.

Hakem iyi maç idare etti. Ama yardımcıları için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Özellikle 1 nolu yardımcı bayan hakem bayağı zayıf. İki yan da bizim yerli yardımcılarımızı aratmadılar.
Yazarın Tüm Yazıları