Paylaş
Aziz Yıldırım, Eskişehirspor maçından sonra televizyonlara konuşuyor. O konuşmadan bir kesit: “Golden önce faulü ver, penaltıyı ver. Görmüyor... Bu işi nasıl halledeceğiz biz? Benim oyuncularımın mukavemetini kırıyorlar. Ben olsam bu oyuncuların yerinde ‘başkan ve yönetim benim hakkımı savunmuyorlar’ derim... Böyle TERBİYESİZLİK olmaz. Herkesi buradan aklını başına almaya çağırıyorum...”
Başlarına saksı düştü
F.Bahçe Kulübü Başkanı, içeriği bu olan konuşmalarından sonra Futbol Federasyonu’ndan 21 gün hak mahrumiyeti cezası aldı...
Fenerbahçe’deki futbolcuların kelepçeli alemlerinden sonra bence Aziz Yıldırım’ın aklında bir şimşek çaktı. O dememiş miydi, “Rakibi öpen (!) bir takım yarattım” diye... Üç sene şampiyon olma sözü vermişti. Ama futbolcular rakipleri yerine kadınları öpmeye başlayınca, F.Bahçe’de düşüş başladı. Çünkü ilk 8 maçta 24 puan alan takım aynı takımdı. O zaman hakemler ve federasyon terbiyeliydi. Herkesin aklı başındaydı. Sonradan hakemlerin ve federasyonun başına saksı düştü, bir kısmı terbiyesiz oldu ve akılları başlarından gitti.
Futbolculardan kopya aldı
Aziz Yıldırım baktı ki, takımı sahada yürüyor, puanlar gidiyor; aynen futbolcularının yaptığı sisteme girdi. Ne yaptı? Federasyona ve hakemlere kelepçe takmaya kalktı. Başarılı oldu mu? Bence oldu. Tir tir titreyen hakemler Ankaragücü’nün buz gibi golünü vermediler, Trabzonspor’un 3.5 metre ofsayt olmayan pozisyonunu. Ama ne Ankaragücü Kulübü Başkanı’nın, ne de Trabzonspor Kulübü Başkanı’nın tek kelime konuşacak hakları yoktu artık. Onlar değil miydi Aziz Yıldırım’a “Sen en büyüksün, sen bizim başımızdan sakın gitme. Sen gidersen biz mahvoluruz. Kulüpler Birliği ve Türkiye’deki futbol biter” diyenler... Çünkü Aziz Yıldırım, futbolcularından aldığı kopyayla ve ilhamla Kulüpler Birliği’ndeki başkanları da kelepçelemişti. Onların da ağzını bıçak açmıyordu. Çünkü kelepçe ancak anahtarla açılır.
Sakın kızmasınlar
Peki terbiye nasıl yapılır? Hani Türk Dil Kurumu’nun lügatında yazıyor ya; “terbiye edilmiş.” Biraz un alacaksın, bir tane yumurta, biraz yoğurt, biraz tuz. Karıştıracaksın yiyeceğin yemeği, terbiye edeceksin. Aziz Yıldırım acaba bu sistemi mi kullandı, yoksa kelepçe sistemini mi? Yorumu size bırakıyorum. Yıllarca Türkiye’de bağıranlar kazandı ama bakıyorum hiçbir şey değişmedi. “Acaba Aziz Yıldırım ne yapar, ne der?” diye hakemler de korkuyor. Bütün kulüp başkanlarının korktuğu yerde hakemler korkmuş çok mu? Sakın kızmayın. Helal olsun.
Arda’nın sarısı
ARDA’nın Gençlerbirliği’ne kol desteği ile attığı golde “sarı kart gerekmez” diyenler var. Top, Arda’nın ayağından sekip koluna sadece çarpıp gol oluyorsa golü vereceksin. Arda defans oyuncusu olsaydı ve savunduğu kalenin çizgisinin üstündeyken, rakip futbolcu topa vursaydı. O top da gelip Arda’nın koluna çarpıp çıksaydı, penaltı ve kırmızı kart verecek miydiniz? Hayır. Neden? Çünkü top koluna çarpıyor. Arda o golü kolunu hafif oynatarak kurtarsaydı kırmızı ve sarı verecek miydiniz? Evet. Peki Arda gol sayılmayan pozisyonda kolunu tık diye topa dokunuyor mu? Dokunuyor. Kolunu kurtarmak için mücadele ediyor mu? Hayır. Hakeme yedirse, hakem golü verecek mi?
Evet. Arda o pozisyonu yediremiyorsa hakem o zaman ona sarı yedirecek. Bu kadar basit.
Davaya kimler bakıyor?
ACABA diyorum, Futbol Federasyonu’nun hukuk kurullarında, yönetim kurullarında ya da diğer kurullarında görev alan bazı isimler, futbolcu - kulüp - yönetici - menajerlerle federasyon arasındaki davalarda taraf oldular mı? Yani, kendileri, hukuk büroları ya da dolaylı hukuk büroları (arkadaşlarına veya yakınlarına ait) aracılığıyla bu davalarda görev aldılar mı? Bence görev almamaları, bu davalara bakmamaları gerekir. İnşallah şimdiye kadar bu tür bir olay olmamıştır. Bundan sonra da olmaz.. İnşallah tabii..
Sigara yasağını delenler
SİGARA yasağını delen işletmeler çok fazla. Peki yazılı ve görsel medya bunun üzerine yeteri kadar gidiyor mu? Bence hayır. Neden? Çünkü bu görsel ve yazılı medyada sigara içenler göz yumuyorlar.
Paylaş