Paylaş
GALATASARAY gene sezon başındaki haline döndü. Ama hangi haline? Hem bol pozisyona girebiliyor, atıyor veya kaçırıyor. O toplar dönüyor, bu sefer kendi kalesinde bolca pozisyonlar görüyor. Hani ne demiştik? “Tarafsız bir gözle izleyen, G.Saray maçlarından zevk alır. Çünkü bol gollü ve poziyonlu geçiyor.”
Dünkü 90 dakikaya baktığımızda Manisaspor, oyun planı olarak ne yapmak istediğini bilen bir takım olarak G.Saray’a göre daha iyiydi. Ama G.Saray’daki futbolcular Manisaspor’da yoktu. Dünkü skor tamamen iki takım arasındaki kalite farkından doğan bir skor. Yani paranın gücü.
Galatasaray’da nizam yoktu
G.Saray ne defansı doğru dürüst yapıyor, ne de hücumu. Daha doğrusu ikisi arasında bağlantı yok. Yani orta sahada oyunu yönlendiren, rakip hücum ederken topyekun savunma yapan, hücuma çıkarken de orta alanda oyunu hazırlayıp ne yapacağını bilen bir takım değil G.Saray. Tamamen Keita, Baros, Arda gibi teknik kapasitesi yüksek futbolcuların şahsi becerilerine kalarak yaptıkları akınlarla golleri buluyorlar.
Manisa’da oynayan Nizamettin, bütün Manisa takımını nizama soktu. Ama G.Saray takımında orta sahada böyle bir nizam yoktu.
Topal maskeyle oynuyorsa
Tamam, bu üçüncü alanda futbolcunun kapasitesi çok önemli. Ama sezon başından beri G.Saray’ın futbol yapısında bir ilerleme yok. Tamamen bireysel yürüyorlar. Ve şu anda da hala tepedeki ilk 4 takımın arasındalar. Bu da Türkiye’deki futbolun ne kalitede oynandığının delilidir.
Mehmet Topal kendi kalesine gol attı. Olur. Her futbolcu atabilir. Mehmet Topal zaten topa kafa vuramıyor. Çünkü yüzündeki maske bunu engelliyor. Ama Mehmet Topal bu takımda ilk 11’de oynuyorsa, orada oynayan o mevkide görev alacak yedek bekleyen diğer oyuncuların yerinde olmak istemezdim. İnanılmaz moral bozar.
Esas oğlan kim?
Bakınız, geçen hafta Baros’un çıkıp Jo’nun oyuna girmesi bu sezon G.Saray’da neler olduğunun bir belirtisidir. Bu konu çok önemlidir ve şunu gösterir. G.Saray’da yetki kimdedir, kim ne kadar veya ne kadar yetkilerini kullanmaktadır? Veya kim kimin yetkisine tecavüz etmektedir.
Tahmin ediyorum şu anda bu konular buzdolabında derin dondurucuda. Ama esas sorun burada. Zaten bu sorun da sahaya yansıyor. Ama hem futbolcu, hem kamuoyu sezon sonunda bunun sınırlarını öğrenmek mecburiyetinde. G.Saray’da esas oğlan kim? Bazı yöneticiler mi yoksa Rijkaard mı? Göreceğiz.
Manisa’yı beğendim G.Saray’ı beğenmedim
G.Saray sahada ne oynadığını bilmiyor. Dün 4 farklı da kazanırlardı, 2 farklı da kaybedebilirlerdi. 90 dakikayı Manisa istikrarlı oynadı, 3 golü de G.Saray atmasına rağmen istikrarsız. Manisaspor’un rakibi G.Saray değil. Bundan sonraki maçlarda böyle oynarlarsa ligde kalırlar. Ama dün gece mağlup olmasına rağmen Manisa’yı beğendim. Neye göre? Harcadığı paraya göre. G.Saray’ı beğenmedim. Neye göre? Harcadığı paraya göre. Biraz ticaretle uğraşırsanız, çok basit ve düz mantıkla bu yorumu yaparsınız.
İleridekiler geridekiler
G.Saray takımında ileridekiler var, bir de geridekiler. Aradakiler yok. G.Saray’ın genel yorumu bu. İleridekiler geridekilerden daha iyi iş yapıyorsa yeniyorlar, yapamıyorlarsa yeniliyorlar ya da berabere kalıyorlar.
Kafasında şeytanlık yok
Hakem Abdullah Yılmaz’ı bir kupa maçında çok sarı kart gösterdiği için yerden yere vurmuştum. Sonra bu çocuğu dikkatle izlemeye başladım. Hakemlik için çok iyi bir kumaş. özellikle ikili mücadelelerdeki yorum kararları üst düzey. Avantaj mantığı da çok iyi. Eğer ne oldum demezse bayağı bir şey olur. Daha da önemlisi, futbolcu başkaldırmaya başladığı an beynine biniyor. Oyuna fazla girmiyor, iyi bir gözlemci. Bazı şeyleri biraz daha dikkatli yaparsa çok iyi olacak. Aynen devam. Her şeyden önce kafasında şeytanlık yok.
Dakika 45: FIFA’ya göre ofsayt bana göre değil
FIFA ofsaytın suyunu çıkardı. Bana sorsanız ayakla oynanan futbolun ruhuna göre dün akşam Isaac için verilen pozisyon, net olarak ofsayt değil. Ama FIFA’nın son yazdıklarına bakarsanız sonuna kadar ofsayt.
Paylaş