BU maç yorumu, televizyondan seyredilerek yapılmıştır. İlk yarıda, televizyon görüntülerine göre Lincoln, Sabri’ye iki dakika boyunca acaba neler dedi? Dudak okuma sistemiyle bunlar çevrilse, acaba ne olur?
Futbolcular oyun kurallarının genelini pek bilmiyorlar ama bir şeyi daha bilmiyorlar. Bir oyuncu rakip oyuncuya kötü söz sarf ederse atılır, bu tamam. Ama bir oyuncu kendi takım arkadaşına da aynı şekilde kötü sözler sarf etmişse yine atılır.
Takımın içinde arkadaşını ikaz etmek vardır. Tartışırsan o da vardır. Ama iş büyük boyutlara ulaşırsa bu yoktur. Yalnız Lincoln mü? Kaleci De Sanctis defanstaki arkadaşlarını birkaç pozisyonda hem de sertçe ikaz etti. Kötü söz sarf ettiğini sanmıyorum ama abartılı yapmayacaksın. Bu hareketler aslında şunu gösteriyor. G.Saray takımında disiplin yok, otorite yok. Bakın Bursa’ya... Herkes Yusuf’un ağabeyliğini ve kaptanlığını kabul etmiş. Yusuf dışarıdan geldi ama oynadığı futbolla kariyeriyle bu kaptanlığın ağırlığını kaldırıyor. Kaptan demek koluna bandı takıp takımın önünde sahaya çıkmak değildir.
Bursaspor hak etti
Doksan dakikaya baktığımızda, maçı kazanmak isteyen taraf Bursaspor. Maça daha iyi hazırlanan takım Bursaspor. Rakibini daha iyi etüd etmiş takım Bursaspor. Sahada daha fazla mücadele eden takım Bursaspor. Daha iyi defans yapan takım Bursaspor. Daha iyi hücum eden Bursaspor. Kim galip? Bursaspor.
Peki G.Saray kötü oynadı diye mi Bursaspor galip. Kesinlikle hayır. Bursaspor çok iyi oynadı. Çatır çatır oyununun karşılığını aldı. Helal olsun onlara. Hem yönetimine, hem Samet’e, hem de futbolculara. Çok değil daha 6 ay önce bu Bursa’da tuhaf işler oldu. Bir grup var, adam yiyen Timsahlar mı desem veya adam vuran Teksaslılar mı? Bunlar "Samet Aybaba gitsin" diyorlardı. Ama başkan çıktı, "O benim işim, siz karışamazsınız" dedi, kestidi attı. Ve bugünlere geldiler.
Yarın belki Samet Aybaba kötü sonuçlar alacak. Ama Samet Aybaba Bursaspor’da doğru işler yapıyor mu? Evet. Yönetimle uyumlu çalışıyor mu? O da evet. Ama yine Bursaspor için büyük bir tehlike var. Bu seyirci, takım yarın biraz sallanınca yine isteyecek bir kelle bulurlar.
Yaz-boz tahtası gibi
Peki G.Saray ne yaptı? Arda bir devre sağda, bir devre solda. Oyuncuların biri bir tarafa, diğerleri başka yere giriyorlar, çıkıyorlar. Yani yaz boz tahtası gibi.
Bakın Bursaspor’a, herkesin ne yapacağı belli. Kadro da belli. Belki girecekler ve çıkacaklar da belli, bazı ufak tefek detaylar dışında. G.Saray’ın futbolcu yapısı şu anda kaliteli mi? Evet. Peki niye böyleler? O da yönetimin sorunu. Bakınız teknik direktör demiyorum. Bu konularda özellikle Türkiye’de, yani liderliğin önemli olduğu bir ülkede bu işlerden sorumlu en başta gelir. Yani G.Saray’da da bu isim Adnan Polat’tır.
Hoş, Adnan Polat, Aziz Yıldırım gibi "Ben bu işi herkesten iyi biliyorum" demiyor. Bir takım mağlup olabilir, önemli değil. Ama G.Saray sahada iyi mücadele etti mi? Kesinlikle hayır. G.Saray’da da Beşiktaş’ta da F.Bahçe’de de teknik direktör-futbolcu sorunları var. Kavanoz ile kapakları birbiri ile örtüşmüyor.
Aradaki fark kayboluyor
Türkiye’de hakemler biraz ortadan ve yürekli düdük çalsınlar. birçok ufak takım, büyük takımı yener. Neden? Çünkü onlar bütçelerine göre ayaklarını uzatıyorlar, maceraya girmiyorlar. Daha doğrusu transferde uçmuyorlar. Ve bunlar artık iyi de çalıştırılıyorlar. Antrenman sistemleri çok bilinmeyenli değil ve Türkiye’de takımlar arasındaki fark kayboluyor.
Bunlar arasındaki farklar önce aziz Türk basınından kaynaklanıyor, sonra da hakemlerden. Zaten dikkat edin, G.Saray yine hakemden şikayet edecektir. Tekmeden bashedecektir. Böyle dedikçe de hatalı teknik direktörlerini ve futbolcularını kurtarıyorlar. Aynen Beşiktaş’ın yaptığı gibi. Sonuçlarını da görüyorsunuz.