Schuster'in fiyaskosu

SCHUSTER var, Guti var, Quaresma var ama Beşiktaş’ta takım yok. Dün geceki maç skoru ne olursa olsun, alınacak dersler açısından önemliydi.

Benim geriye dönerek hatırladığım futbolcuları sayacağım. Peki ne yapan futbolcular bunlar? Topu yüzde 90 ileriye oynayan, araya oynayan. Aklıma Hagi geliyor. Prekazi geliyor, Alex geliyor. Biraz da Emre. Başka? Hatırlamayabilirim. Atlayabilirim de. Ama bu Guti onlardan da farklı. Daha fazla, en fazla ileriye oynuyor, araya oynuyor. Bu tür futbolcuların gelmesi, Türk futbolu için fayda ama bunların zaman zaman alt yapı antrenmanlarına çıkarılmaları, alt yapıya ders vermeleri lazım.

Olayı ters çevirelim. Bir de Necip’in yaptığı hareket, hata. Böyle bir hata futbolda yok. Ben bunu hata olarak kabul etmiyorum, eğitim noksanlığı olarak kabul ediyorum. Necip iyi niyetli bir oyuncu, kabiliyetli bir oyuncu. Ama demekki aldığı temel eğitimde noksanlıklar var.

Beşiktaş takım olamadı

Beşiktaş bildiğiniz gibi. Henüz takım olamadı. Schuster hala adam deniyor. Bu da nereden kaynaklandı? Her maça değişik oyuncuyla başlamaktan. Bir takımın klasik bir onbiri vardır, bunlar bakarak göz göze gelerek anlaşırlar, hissederek anlaşırlar. Birbirlerinin açıklarını kapatırlar veya gol atarlar. Mesela Beşiktaş’ın attığı birinci gol, ders nitelğinde. Al, defalarca oynat. “Gol nasıl atılır?” cevabı işte böyle çıkar. Ama aynı Beşiktaş koca 90 dakikada ancak bunu yapabildi. Schuster sinirleniyor. Yere su şişesini fırlatıyor. Geldiğinde böyle değildi. İki-üç hafta daha bu takıma futbol oynatmazsa sorumlusu odur. Çünkü Beşiktaş, takım oyunuyla değil, bireysel kabiliyetlerle maçlarını kazandı. Ama büyük hatalar yaparak puanlar kaybettiler.

Kayseri’yi de unutma

Beşiktaş seyircisi de kendini biraz yenileyecek. “Ne Cimbom, ne Trabzon, ne Fener. Şampiyon Beşiktaş” diyorlar ama geçen sene şampiyon Bursa oldu. Bu sene yavaş yavaş Kayseri de kafasını sokuyor yukarıya. O zaman onların da bu tezahüratı değiştirmeleri lazım. Belki bombanın tesiriyle, belki de tatilin tesiriyle ama dün gece tribünler boştu.

Yoksa seyirci yavaş yavaş takımdan ümidini kesiyor mu? Özellikle ilk 45 dakikada Sivasspor’u tanıyamadım. Mersin İdmanyurdu bu Sivas’tan daha iyi mücadele etti. Bakınız, “Süper Lig” diyoruz, hatırladığımız bir tek güzellik var. Beşiktaş’ın attığı birinci gol. Onun harici keçiboynuzu.

Nihat’taki ısrarı anlamak mümkün değil. Bence bu ısrar onu daha da geriye itiyor. Maçın uzatma dakikaları Beşiktaş 2-1 galip. Artık böyle bitirmesi lazım. Ama araya bir top atılıyor, ceza alanı içinde 4 Sivaslı var, bir Beşiktaşlı. Bu kimsenin değil, Schuster’in fiyaskosudur.

Not: Beşiktaş bu hafta ve gelecek hafta şanslı. Çünkü Sivas’la oynadılar, haftaya Kasımpaşa ile oynayacaklar. Daha farklı takımlarla oynasalardı, ne olurlardı?

BEĞENDİM
Ersan’ın takıma girmek için gösterdiği özveriyi.

BEĞENMEDİM
Beşiktaş hala takım olamadı.

DİKKAT
Beşiktaş böyle devam ederse yavaş yavaş yukarıdan koparlar.
Yazarın Tüm Yazıları