DAKİKA 70... Arda, öyle veya böyle topu ortalamamış, pas vermemiş veya gerekeni yapamamış olabilir. Bu dakikada Arda’nın sahadaki bulunduğu yer, orta sahanın solu.
Ve oyun Sivasspor hücumuna dönecek. Servet, solaçıktaki Arda’ya doğru hızla depar atıyor ve işaret parmağını göstererek bir şeyler söylüyor. Ya tehdit ediyor ya da ’Niye bunu yapmıyorsun? Yapmazsan..." gibi laflar söylüyor. Ne olduğu belli değil ama olayı bütün stat, bütün çıplaklığı ile seyrediyor. Aradan bir dakika geçiyor. Kenarda Mehmet Güven, 4. hakem tabelayı kaldırıyor. Çıkan oyuncu ise Arda. Bu, şunu gösteriyor. G.Saray’da otorite yok. Futbolcular sahada birbirini tribüne şikayet ediyorlar ve hedef gösteriyorlar. Teknik direktör de ağırlığını hedef gösterenden yana kullanıyor. Yarın o futbolcular, yöneticiler, hem de Kalli La Fountain’den masal anlatacaklar.
Yükü kaldıramadı
Dün gece G.Saray kazandı. Sadece bir lig maçı kazandı, lideri yendi. O lider ki, bu yükü kaldıramadı. Eğer rakibinle oynuyorsan, hele deplasmanda oynuyorsan en az 1 gol atacaksın. Yoksa puan çıkaramazsın. G.Saray dün gece hem maçı hem de büyük bir yara aldı. Çünkü futbolcu hiçbir gün o anı unutmaz. Kalli unutur mu? Onlar bizim yapımızı fazla bilmezler. Çünkü onlar Alman.
90 dakika boyunca Sivasspor, G.Saray’ı zorlayamadı. G.Saray’ın arka tarafına gidemedi. Bir-iki pozisyon hariç Sivasspor defansından dönen bütün topları tekrar G.Saraylılar aldılar, hücum denemesine giriştiler. Yani dün gece bu stattan Sivasspor puan alıp çıksaydı futbol adına yazık olurdu.
Avanta forma olunca...
G.Saray çok mu iyi oynadı? Hayır. En büyük hataları Sivas onları ortaya zorladı. Onlar da ortaya girdiler. Ne zaman Uğur sağ dıştan düzgün iki tane orta yaptı, G.Saray’ın golleri geldi. G.Saray’ın sol tarafı çalışmıyor. Arda belki topu ayağında çok tutuyor. Ama rakip için en tehlikeli topları da Arda kullanıyor. Çünkü top onun ayağına gelince rakip defansın balansı bozuluyor. Ama Arda zaman zaman topla fazla oynamaya kalkınca kendi arkadaşlarının da balansını bozuyor.
G.Saray seyircisini anlamak mümkün değil. Takım liderdi, hem de açık ara... Fena da futbol oynamıyordu. Ama Ali Sami Yen’deki maçların yarısını bile doldurmuyorlardı. Fener yenilgisi ve Sivas’ın liderliği onları kamçılamış olsa gerek. Demekki, G.Saray seyircisi kulübüne para olarak fazla destek vermek istemiyor. Biletler ucuzlayınca, formalar da avanta olunca maça geliyorlar. Mühim olan senin takımının paraya ihtiyacı olduğu zaman onu ödeyeceksin.
Dün G.Saray’ın en iyi futbolcusu Nonda’ydı. Barış’la Mehmet Topal yine istikrarlarını korudular. En önemlisi, karşıda bir kalenin olduğunu ve oraya şut atılması gerektiğini hatırladılar.
Ama G.Saray’da doğum sancıları devam ediyor. Çocuk düşük mü doğacak, yoksa nur topu gibi mi? Doktor Kalli hep neşteri kullanıyor. Arada psikolog lazım olur mu? Onu bilemem. O da G.Saray yönetiminin sorunu.