Sadece Delgado

MAÇTAN evvel çok şey konuşuldu. Çok beyanat verildi, yazı yazıldı, önlemler alındı. Sanki, Dünya Kupası finali oynanacak.

Oynayanlar da sanki dünyanın en iyi iki takımı. Geliyorsunuz maça, yalandan bağırma, çağırma. Hadi bunlar tribünde oluyor. Sahanın içine bakıyorsunuz. Koca 90 dakikada akılda kalan bir tek gol var. İki tane de gol pozisyonu var. Bursaspor bir kez geldi golü kaçırdı, Beşiktaş bir kez geldi o gol oldu. O zaman bu kadar hava, bu kadar gerginlik niye?

Bu maça gelmeyen herkes çok şanslı. Süper Lig’de oynayan futbol takımları 6 tane pas üst üste yapamazlar mı veya iki verkaç üst üste olmaz mı? 90 dakika boyunca kaleye 5 tane şut atılmaz mı? 10 tane yandan orta yapılmaz mı? Bunlar futbolda olmazsa olmaz şeyler. Ama, dün gece Bursaspor defansının topa gideyim mi, bekleyeyim mi hatasından yararlanan Serdar, kaleye en tehlikeli adam olan Delgado’ya top atma tercihini kullandı. Allah’ı var o da gelişine çok güzel bir vuruş yaptı.

Zaten Beşiktaş’ta oyunun başında biraz oynamak isteyen, biraz takımı itmek isteyen futbol adına bir şeyler yapmak isteyen bir tek Delgado vardı. Yarım saat sonra baktı ki arkadaşlarından hayır yok, o da bıraktı. Ama sonunda altın vuruşu o yaptı. İşi bitirdi.

Buz kestiler

Düşünün Bursaspor golü yiyor, bütün stat buz kesiliyor. Dakika 82. Bitime 8 dakika var, 3 dakika da oynanmayan süre 11 dakika. 11 dakikada bir takım küme de düşer, lig şampiyonu da olabilir. Futbolda o kadar uzun bir süre. Ama Bursaspor seyircisi de takımı da yedikleri golü çıkaracak gücü kendilerinde bulamıyorlar. Onun için de iki taraf birden buz kesiyor.

Maçtan önceki gerginliğe göre futbolcular iyi niyetliler. Sahada ufak tefek şeyler var ama onlar olur. Dünkü maçta iki ayrıntı dikkatimi çekti. Hiç bir şey oynamayan Higuain’i, Ertuğrul oyundan alıyor. Bu futbolcu teknik adam çizgisi içinden geçerken kendisine elini uzatan hocasına tepki koyuyor. Sanki müthiş oynamış, mücadele etmiş Ertuğrul da ona haksızlık etmiş gibi. Bir de Rüştü. Önceleri ceza sahası içinde topu elinden çıkarıp, dışından vuruyordu. Sonraları topu hem dışından attı, hem de dışından vurdu. Özellikle yardımcılar ve hakem bu pozisyonları yediler.

NOT: Milli maç kazanırız. Federasyon başkanımız ağlar. Kulüp takımı maç kazanır, o kulübün başkanı da ağlar. Eskiden Başbakan rahmetli Ecevit de ağlıyordu. Vesselam ağlak bir millet olduk gitti. Alt tarafı bir maç oynuyorsun, kazanıyorsun. O kadar...
Yazarın Tüm Yazıları