PORTO eski Porto değil. İlk 20 dakika o şaşalı günleini hatırlaır şekilde top çevirdiler, ayağa pas yaptılar, o arada da 2-0 oldu. Eğer üçüncü golü atsalar, olay farka giderdi. Aynen Belgrad’da olduğu gibi.
Fenerbahçe 2-1’i buldu ama, oyun şekli değişmedi. İkinci yarıda bir 30 dakikalık bölüm var, tabelaya bakmayın sanki sarı lacivertliler galipmiş gibi oynuyordu. O sırada Porto da uykudaydı, seyircisi ile beraber. Yani golü bulsan, ne Portolu futbolcular, ne de seyirciler fark edecek.
Fenerbahçe ikinci yarıya Josico ile başlıyor ama adamın sigortası müsait değil. Otomatik sigortalık devri de geçmiş, bassan çalışacak. Kablo bulup bir tel bağlaman lazım, o da vakit alacak. Adamcağızı oynamadan çıkardılar.
Aslında oynasa ne yapacaktı. Bence Fenerbahçe için iyi oldu. Takım 2-1 mağlup, Maldonado ile beraber iki ön libero. Aragones herhalde fark olmasın diye, skora razı ki, devre arasında böyle bir değişiklik yaptı.
Aurelio’yu arıyor
İlk yarı dakika 22, Roberto Carlos taç atıyor. Ayağınla atacak hali yok tabi elleriyle atıyor. Ama rakibe. Hem de üç adımdan.
Bu Fenerbahçe’ye bile pozisyon geldi. Roberto Carlos soldan iki tane sert orta yaptı, rakibe de çarpsa, Fenerbahçelilere de çarpsa gol olur, top öbür taraftan auta gitti. Bir tanesine Güiza hamle yaptı o kadar.
Sarı lacivertliler rakip ceza alanına etkili giremiyorlar. Ceza alanına 5-6 metre kala pilleri bitiyor, güçleri kalmıyor.
Hakeme bahane bulamazsın. Zemin mükemmele yakın. Aynı bizim 19 Mayıs Stadı’ndaki suni (çakma) çim gibiydi. Ama tabii hakikisiydi. O güzelim çimin kokusu ıslanınca sanki tribünde hissediliyordu.
Bu Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde işi zor. Geçen yıl dahil, 4-5 maçtır Fenerbahçe’ye şansı çok yadım ediyor. Ama böyle oynamaya devam ederlerse, bir maçta cereyan çarpmışa dönebilirler. Düşünün daha hala, Fenerbahçe Marco Aurelio’yu arıyor. veya onun gibisini. Eğer Devler Ligi’nde yukarılarda mücadele edeceksen, bırakın Marco’yu, onun iki gömlek üstünde futbolcuların olması lazım. Bu kadro Şampiyonlar Ligi’nin bu turunda mücadele eder. Üst tura geçerse başarıdır. Onda sonrası harikalar sınıfına girer.