Son 5 yılda Türkiye’ye gelen yabancı futbolcuların yüzde kaçı faydalı oldu? Ben söyleyeyim; yüzde 5’i geçmez. O zaman bu paraları neden sokağa atıyorsunuz.
YABANCI futbolcu, yabancı futbolcu diyorsun, neredeyse 20 kişilik kadronun tamamının yabancı olmasını istiyorsun. Ama aldığın yabancıyı ilk 11’de sahaya çıkarmıyorsun.
Mesela Beşiktaş... Delgado çıkıyor, Ricardinho giriyor. Buna karşın maçın skorunu yerli bir oyuncu; Gökhan Güleç kurtarıyor. Yabancı futbolcuyu alacaksın. O yabancı futbolcu sana maç kazandıracak, neticeye tesir edecek.
Size soruyorum. Fazla uzağa gitmeyin. Son 5 yılda Türkiye’ye gelen yabancı oyuncuları alt alta sıralayın. Bir jüri kurun. Faydalı yabancıları kırmızı çizginin içine alsınlar. Oran kaç çıkar?
Ben size söyleyeyim; yüzde 5’i geçmez. O zaman bu paraları neden sokağa atıyorsunuz. Onun da cevabını vereyim. Bazı yöneticiler işi bilmiyorlar, dolmuşa gelip alıyorlar. Bazı yöneticiler de işi fazla biliyorlar, hem komisyonlardan, hem de lisans alımından yollarını buluyorlar.
Onlar için Türk futbolu filan hikaye...
Hakem olunmaz doğulur
DİYORLAR ki: "Hakemlere yeni kurallar geldi..." Etrafını saran, hakeme koşarak tepki gösteren veya rakibine kart isteyen futbolcuya kart gösterin diyorlar.
Bunlar yeni kural değil ki, zaten vardı. Hakemler uygulamıyordu.
FIFA hakemlere dedi ki: "Ey arkadaşlar, benim size verdiğim direktifleri doğru uygulayın. Bunları yapmıyorsun. Hatırlatıyorum."
Türkiye’de hakemler cesaretsiz olduğu için bunların hiçbirini yıllarca uygulamadılar.
Siz hakem olarak disiplin konusunda taviz vermeyin. Kartlarınızı gösterin, merak etmeyin kara kaplı defterde onunla ilgili bir veya birkaç tane madde bulursunuz.
Sahada koşmakla hakem olunmuyor. Daha da doğrusu hakem olunmaz, hakem doğulur.
Bodrum’u bitirdik
BODRUM turizm açısından çok cazip bir yer. Özellikle bu beldeye gelen entellerin uğrak yeri Türkbükü... Şu anda orada zaten deniz bitmiş durumda. Yüzlerce tekne hiç yerinden hareket etmeden 20-30 gün kalıyor ve bütün pisliklerini oraya boşaltıyorlar. Bazı oteller için de bunu söyleyebiliriz. Merak edenler gün ağarırken bu sahilde bir yürüsünler. Bakın neler görüyorlar. Aslında Bodrum’un en güzel yeri, tabiri caizse tam bakir yeri Mazı... Her şeyi ile pırıl pırıl bir yer. Kayalar üzerinde iki tane restoranı var. Bir tanesinin adı Kayabaşı. Tam tabiri ile büyük bir kayanın üzerinde kurulu. Deniz ve sahili deseniz cennet. Ama merak etmeyin sahile üç kilometre gelene kadar bütün ormanı yaktık. Yarın birkaç entel-dantel de bu kıyıyı keşfederek mahvederler. Sonra da başka ülkelerin sahillerine gitmeye başlarız.
Aferin Tahkim’e
TÜRKİYE’deki nadir düzgün ve seviyeli konuşan, ortalığı tahrik etmeyen yöneticilerden biridir Nihat Özdemir. Ama ne yazık ki bizde işler terse işlediği için böyle insanları ceza kuruluna yolluyoruz. Bu konuda Tahkim Kurulu’na aferin. Cezayı kaldırarak doğrusunu yapmış. Eğer Nihat Özdemir o konuşmadan dolayı ceza kuruluna yollanacaksa, Türkiye’de o kurula gitmeyen yönetici kalmaz.
Cin olmadan şeytan olanlar
GEÇEN gün gazetede bir haber okudum. Murat Özaydınlı’nın sokağında bomba sanılan bir paket bulunmuş. Haberi yazanlar Murat Özaydınlı’nın evinin bir tek mutfak ile tuvaletinin krokisini yapmamış. Özaydınlı, Fenerbahçe’de etkili bir yönetici. Dili de sivri. Olabilir. Böyle bir yöneticinin evinin adresini en ince ayrıntısıyla vererek kamuoyunun önüne atmak kasıtlı bir olay değil midir? Akıllıca yapılan üstü kapalı bir tehdit değil midir? Veya nedir. Birileri bana bunu izah etsin. Evin yalnız semtini bile söylemeyezsiniz. Bırakın sokağını. Ama bazıları cin olmadan şeytan oluyorlar.
Tek sorumlu federasyon
MİLLİ takımınıza FIFA ceza veriyor. Maçlarda seyirci yok. Sanki cenaze kaldırıyoruz. Kulüp takımınız Avrupa mücadelesinin önemli maçlarından birine çıkıyor. Trabzon’da olduğu gibi. Bu sefer UEFA cezayı giydirmiş, yine seyirci yok. Bütün bunların sorumlusu, tek başına Futbol Federasyonu’dur. Hem milli maçlarda, hem de lig maçlarında yaptırım cesareti gösteremediği için. Yani bizi dünyaya rezil eden, görevini yapmayan, ihmal eden Futbol Federasyonları’dır.
Çünkü aynı suçta UEFA ve FIFA sahayı kapatabiliyor ama bizim federasyonlarımız eyyam yapmaktan, diyet ödemekten aynı işleri yapamıyorlar.
Olimpiyat’ı taşıyın
KİMSE kimseyi aldatmasın. Olimpiyat Stadı’nda futbol maçı oynanmaz. Öncelikle stadın kale arkalarından giren rüzgar, oyun alanındaki futbolcuyu felç ediyor. Saha tribüne uzak. Üçüncü ve önemli şık; geçici trafik düzenlemeleriyle işin çözüleceği zannediliyor.
Stattan otobana direkt bir yol yapacaksınız ve bu otobana çıkan yolun kesiştiği yerde haliyle yonca yaprağı olacak. Tabii bunu yaparsanız, o zaman da gişelerin yeriyle oynamanız lazım. Bunun başka bir çaresi de yok. Aklıma bir başka çare daha geliyor. Stadın olduğu yer arazi olarak çok değerlendi. Ver toplu konuta, yüzde 50 oranla bina yap. Alacağın hisseyle stadı, metronun geçtiği yerde içine rüzgar almayan şekilde adam gibi yap.
Kiralık stat
GALATASARAY’ın yeni yapılacak stadı için değişik yorumlar çıkıyor. Galatasaray bu stadı 50 yıllığına GSGM’den kiraladı deniliyor. Yani aynı Ali Sami Yen’deki gibi GSGM’ye kiralama bedelini ödeyecek.Bu durumda diğer statlardan hiçbir farkı olmayacak. Bir avantajları var. Ali Sami Yen de GSGM’nindi. Ama bu stadı TOKİ’ye yaptırıyorlar. Fenerbahçe ise koca stadı kendi parasıyla yaptı.
Galatasaray huzursuz
GALATASARAY’da enteresan işler oluyor. Bülent Tulun ayrıldıktan sonra Adnan Polat, Adnan Sezgin, Gerets, Erdal Keser dörtgeninde oluşan huzursuzluk net bir şekilde görülüyor. Aslında Erdal Keser de Gerets’in yanında. Ama zaman zaman Gerets’i de kullanarak tek başına bazı şeyler yapmaya kalkıyor. Bu, takıma da, Florya’ya da huzursuzluk getiriyor.. Biraz daha böyle devam ederse, daha farklı şeyleri de zaten kamuoyu yakında görecek.